‘Suudi Arabistan ve İran Arasında Büyüyen Gerginlik Petrol Fiyatlarını Yükseltecek’

Your browser doesn’t support HTML5

ABD piyasaları oldukça başarılı bir yılın sonuna yaklaşırken yatırımcıların yıl başından bu yana beklediği vergi reformu Senato'da onaylandı ve Başkan Donald Trump, Merkez Bankası için Wall Street’in favorisi olan adayda karar kıldı. Bu önemli gelişmeler ve tüm dünyayı etkileyecek olan Petrol Üreticisi Ülkeler Zirvesi öncesinde yatırım uzmanı Altan Ergün, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı.

Altan Ergün birçok Amerikalı şirket ve yatırımcıların Başkan Donald Trump’ın seçilmesinden bu yana, heyecanla beklediği vergi reformunun, Amerikan vergi sistemi için gayet mantıklı bir reform olduğunu fakat uzun vadede önem taşımadığını söyledi:

“Düşündüğümüz zaman Amerika’daki şirketler, eyalet vergilerini de katarsanız yılda %38.9 oranında vergi ödüyorlar, ama bu vergi beyan edilen vergi, yani hazinenin topladığı anlamına gelmiyor. Sadece Avrupa’da Fransa’da %34, diğer ülkelerde ise %18 oranında vergi ödüyor şirketler. Toplama baktığınızda bu verginin %20-%25’e çekilmesi pozitif bir gelişme olabilir.

Diğer yandan lobicilik şirketleri, uzun zamandan bu yana üzerinde çalıştıkları ve birçok endüstri için düzenledikleri, kendilerine uygun vergiler almış durumdalar. Mesela %30 göstermiş olsa da zaten onlar lobilerin çalışmaları sayesinde %0 ila %10 arasında vergi ödüyorlar. Fakat rapor edilen vergilerle hazinenin alabildiği vergi oranı birbirinden çok farklı 1950’lerde, mesela şirketlerinin rapor ettiği vergiler ve bireylerin rapor ettiği vergilere baktığımızda, Hazine yıllık kazancının yaklaşık %50 sinden fazlasını şirketlerden toplarken bu rakam 1960’larda üçte birlere düştü. Bu zamana geldiğimizdeyse 5’te 1’e düştü. Hazine, şirketlerden topladığı vergilerle en fazla %10 unu toparlayabiliyor, az gelirli ve orta gelirli ailelerse hazinenin en çok vergi ödeyen kesimi oluyor.

Başkan Donald Trump tabii kendi destekçilerine bir vergi reformu vermek ve piyasalardaki fiyatlandırmalara baktığımızda da bir vergi reformu görmek istediğinden bunu hızlı bir şekilde Senato’dan geçirtmek istiyor. Fakat ne finans komisyonunda ne Hazine’de bir konsensüs oluşturulduğu için vergi reformunun onaylanmasının başarmış durumda değil. Kendisi zaten önüne gelen herhangi bir şeyi imzalayacağını söyledi. O bakımdan haber olarak geçilebilecek vergi reformunu daha ileriki zamanlarda Cumhuriyetçiler seçimleri kaybederse, bu çok özel sınıflara verilecek vergi faydalarının geriye döneceği kanaatindeyim. Rapor olarak söylenmiş olsa bile yani vergiler düşmüş olsa bile yine de hazine tarafından bu vergilerin toplanabilme oranı ikiye bir, Bush döneminden sonra beste bir gibi rakamlara düşmesi kısaca nakit olarak ödenen vergiler çok kısıtlı olduğundan vergi reformunun istenen bir başarıyı yakalamayacağını düşünüyorum.”

Altan Ergün istendiği tarzda, yani sürdürülebilir ve belli bir süre sonra Demokratlar tarafından geri döndürülemeyecek bir vergi reformunu göremediklerini belirtiyor.

Piyasaları yakından ilgilendiren diğer bir konu olan Viyana’da yapılan Petrol Üreticisi Ülkeler Zirvesi. Zirvede başka Suudi Arabistan olmak üzere bir çok üretici ülke üretimin daha da azaltılması için çalışacak. Ergür üretimin azaltılması için zirve başlamadan önce konuşan Suudi Arabistan ile ilgili olarak Suudi Arabistan’ın OPEC ülkeleri arasında en çok petrol üreten ülke olarak bu kesintiden en çok yararlanacak ola ülke olduğunun altını çizdi:

“Suudi Arabistan günde 16-17 milyon varil üretim kapasitesi var. Bizim kullanılmayan, kullanılamayan kapasite dediğimiz 2 ila 3 milyon varil de bunlara ait. Kartel bunu kontrol ederek petrol fiyatlarını da manipüle ediyordu. ABD’de kaya gazı ortaya çıktıktan sonra kartelin gücü azalmaya başladı. Diğer yandan Suudi Arabistan’da petrol fiyatları düşmeden önce 1 milyar ton üzerinde rezervleri vardı. Ama kendi kurdukları sosyal programları ve hiyerarşiyi destekleyebilmesi için petrolün fiyatı düşmeye devam ettikçe, yılda kazandığı 80 ila 90 milyar gibi bir para yaparken, şu anda rezervleri düştü. Kendi bankacılık sisteminde likiditeyi sağlaması ve ülke olarak ticaretin yapabilmesi için zaten en az 200 ila 300 milyon dolar kadar bir parayı rezervlerinde tutması lazım. Ama bu rakam şu sıralarda 40 ila 50 milyon dolar arasında bir seviyeye düştü. Kısaca durum böyle devam ederse Suudi Arabistan’ın önümüzdeki 4-5 yıl içinde parasının biteceğini görmekteyiz. En son olan olayların etkisiyle belki hazineye belli bir miktar para girebilir, Suudi petrol şirketi ARAMCO’yu da piyasaya açarsa, oradan da bir gelir gelecek tabii ama şu anda Suudi Arabistan’ın çıkarları petrol fiyatlarının artmasından yana olduğu için zirvede bunun için çalışmayı sürdürecek” diyen Ergür bölgedeki jeopolitik olayların, keza İran ve Suudi Arabistan arasında çıkabilecek bir savaşın da petrol fiyatlarını yükselteceğini düşünüyor. “Risk Premium’u dediğimiz konsept artabilir ve petrol fiyatları 100 hatta 200 dolara çıkabilir, o bakımdan enerji piyasalarını su günlerde çok yakından takip etmek gerekli” diye ekliyor Ergür.

Piyasaları uzun bir süredir meşgul eden ve sonunda Başkan Trump’un Wall Street’in en popüler adayını seçerek sonlandırdığı yeni Merkez Bankası başkanıyla ilgili olarak Ergün, Jerome Powell’in bu göreve getirilebilecek en iyi aday olduğunu düşünüyor:

“İlk defa bir avukat Merkez Bankası’na başkan seçildi, ilk kez ekonomi doktorası olmayan birisi bu göreve getirildi. Jerome Powell bankada çalışan 300’e yakın ekonomistle beraber ülkenin ekonomisini yönetecek. Powell eski Başkan Obama döneminde Banka’nın kadrosuna getirilmişti. Kendisi ile ilgili genel beklentiler, Yellen’in uygulamakta olduğu faiz oranlarının düşük tutulduğu ve hazinede bulunan 3-4 trilyonluk varlığın yavaş bir şekilde satılması politikasını bu şekilde sürdürmeye devam edeceğini düşünüyorum. Son dönemlerde Başkan Donald Trump’un işsizliğin düşmesi ve piyasalardaki pozitif artışlar sayesinde kredi aldığını görmekteyiz, Powell’in da bu dengeleri sürdüreceği kanaatindeyiz” diyor Ergün, fakat yine de sürpriz kararlar verilme şansının da olduğunu ekliyor:

“Piyasalar önümüzdeki yıl üç defa daha faiz artışı görebilirler. Ayrıca piyasalar ve ekonomik gayet iyi durumda, beklendiği gibi Aralık ayında da Janet Yellen görevden ayrılmadan, son bir artış gelecek.”