2016, Taleban’ın yeniden güçlendiği bir yıl oldu. Örgüt, Afganistan’da yeni cepheler açtı, bazı bölgeleri işgal etti, kimi il merkezlerini tehdit etti.
Pakistan, Afganistan, Çin ve Amerika’nın oluşturduğu dörtlü, 2016 başında Taleban’ı barış görüşmelerine katılmaya ikna etmek için harekete geçmişti.
Ancak umutlar, Afganistan ve Pakistan arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden kısa sürede söndü. Afganistan, Pakistan’ı Taleban’ı desteklemekle suçluyor.
Taleban lideri Molla Aktar Mansur, Mayıs ayında Amerika’nın insansız hava aracıyla düzenlediği saldırıda öldürüldü. Yeni lider Molla Hibadullah Akundzade ise komutandan çok dini bir lider. Akundzade, kendisini kanıtlamak için savaşı kızıştırdı.
Afgan güvenlik güçlerinin sayısını yüksek tutmak ise zor. Güvenlik güçleri içinde düzenlenen yüz kadar saldırı sonucu 250 kişi hayatını kaybetti.
NATO, güç noksanlığı ve orta seviye liderlik açığının Taleban’ın canlanmasına neden olduğunu kabul ediyor.
Afgan güçleri, çatışmalarda 5 bin 500 kayıp verdi.
Afganistan’da görev yapan en üst rütbeli Amerikalı komutan olan John Nıcholson ise, “Afgan güçlerinin bu yıl başlattığı Şafuk Operasyonu Temmuz ayı sonuna kadar devam etti. Ağustos’tan itibaren ise düşmanın yeniden harekete geçtiğini gördük. İl merkezlerini ele geçirmek için sekiz denemede bulundular, her defasında başarısız oldular” diyerek yılsonu değerlendirmesinde iyimser konuştu.
Afgan hükümeti, Hizbi İslami adlı örgüt ve lideri Gülbeddin Hikmetyar’la yaptığı barış anlaşmasıyla da cesaret topladı. Afgan yetkililer, bu anlaşmanın Taleban içindeki diğer gruplar için de bir örnek oluşturduğu görüşünde.
Ancak Afganistan Taleban’ının elde ettiği kazanımlar, hükümetin tüm vilayetlerin yarısından biraz fazlasını kontrol altında tuttuğu anlamına geliyor.
Afgan hükümeti, Taleban’ı desteklediği gerekçesiyle uzun zamandır Pakistan’ı suçluyor. Öte yandan Afganistan’ın komşuları İran ve Rusya’nın IŞİD’in güç kazanmasını engellemek amacıyla Taleban’a destek vermesi, hem Amerikalı hem de Afgan yetkilileri kaygılandırıyor.
Afgan hükümeti 2017’de Taleban’la sadece silahlarla değil, diplomasi yoluyla da mücadele etmek zorunda kalacak.