HDP'li milletvekilleri grubu, iki gündür görüşme taleplerine yanıt alamadıkları Başbakan Ahmet Davutoğlu ile TBMM koridorunda taleplerini anımsatmak üzere ayaküstü sohbet istedi ancak koruma engellemesine maruz kaldı. HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, özellikle Cizre'de ve bölgede yaşananları görüşmek istediklerini söylemeye çalıştıklarını ama sonuç alamadıklarını belirtti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde benzeri pek görülmeyen şekilde polisler, milletvekillerine fiziken engellemede bulundu. Olay, HDP'li milletvekillerinden oluşan bir grup, Meclis'te koridorda Başbakan Davutoğlu ile konuşmaya çalışırken gerçekleşti. HDP'li Meral Danış Beştaş'ın, Davutoğlu'na, iki gündür kendisinden randevu taleplerine yanıt beklediklerini anımsattı ardından polisler Meclis koridorunda yolu kesti ve milletvekillerine geçiş izni vermedi. Davutoğlu'nun başka bir görüşmesi olduğunu söyleyip yürümeye devam etmesi üzerine HDP'li vekiller kendisine seslenmeye çalışırken polislerce fiziken önlerine bariyer çekildi.
TBMM'de HDP Grubu'nun da bulunduğu üçüncü kattaki olayda, HDP'liler Sibel Yiğitalp ve Mahmut Tuğrul; Davutoğlu'na, "Sayın Başbakan insanlar ölüyor. Biraz vicdanınızı dinleyin, bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz" diye seslendi. Buna karşılık Davutoğlu'nun yürümeye devam ederken, "Önce siz hendekleri kapatın" dediği duyuldu.
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, HDP’li vekiller Feleknaz Uca, Nimetullah Erdoğmuş, Ahmet Yıldırım, Besime Konca ve Müslüm Doğan’ın bulunduğu grupta, Davutoğlu'na randevu taleplerini anımsatmaya çalışan Meral Danış Beştaş, yaşanan olayı değerlendirdi.
Beştaş: Davutoğlu gibi biz de vekiliz
Cizre'de şu anda cenazelerle birlikte bir evin bodrum katında 24 yaralı bulunduğunu ve Davutoğlu ile acilen bunu görüşmek istediklerini söyleyen Beştaş, olayı şöyle aktardı:
"Bizim grubumuzun olduğu kattan geçerken arkadaşlarımla birlikte iki gündür yanıt alamadığımız randevu talebimiz hakkında birinci elden haberdar etmek istedim. Randevu alınamadığı için kendisini doğrudan bilgilendiremiyoruz, bölgedeki durum hakkında kendisini bilgilendirmek istediğimizi söylenmeye çalıştım. 24 yaralı söz konusu, bu acil bir mesele olduğu için kendisiyle konuşmaya çalışmamız da engelledi bugün.. Meclis'te yani zaten koruma altındaki bir binada koruma ordusu dehşet verici. Üstelik vekillere karşı kullanılması için ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Sayın Davutoğlu gibi bizler de milletvekilleriyiz. Biz de milletin temsilcisi olarak seçimle buradayız."
Beştaş: Hendekleri açan biz değiliz
Beştaş, Davutoğlu'nun kendilerine "Önce siz hendekleri kapatın" yanıtı vermesiyle ilgili de "Tam olarak öyle dediğini duymadım, ben 'Önce hendekler kapatılsın' dedi diye duydum" açıklaması yaptı. Bunun üzerine "Ancak basın mensuplarınca size yani HDP'ye yönelik söylenmiş gibi duyuldu. Davutoğlu'nun ifadesi eğer 'kapatın' şeklinde ise bunu nasıl yorumlarsınız?" diye sorduğumuz Beştaş, hendek meselesinde şunları dile getirdi:
"Biz en başından beri hendek bir neden değil sonuç olduğunu anlatıyoruz. Bunu çözmenin yolu ise konuşmamak değil yolu konuşmaktan geçiyor. Bu yaklaşımı da asla ve asla doğru bulmuyoruz, görüşmemeyi kabul etmiyoruz. Hendekleri açan biz değiliz ki kapatalım. Orada halk var, orada gençler var. Umut etmekten ziyade Davutoğlu ile aramızda görüşme olmak zorunda diye düşünüyoruz. Kendisine bizim elimizdeki bilgileri doğrudan sunmak istiyoruz."
Barış sürecine parantez mi açıldı?
Bu arada Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise, dün akşamki açıklamasında, yaşanan çatışma süreci için "parantez" değerlendirmesinde bulunması dikkat çekti. Güneydoğu Bölgesi'ndeki 15 bin çocuğa ailelerinden izin alınarak mevcut yatılı okullarda iki haftalık sömestr tatili sırasında telafi eğitimi verilmeye başlandığını da açıklayan Kurtulmuş, sürece ilişkin ise şunları dile getirdi:
"Bizim hükümet olarak iç ve dış kamuoyunu bilgilendirecek, doğru, zamanında ve açık bir bilgilendirme sürecini yürütme mecburiyetindeyiz. Eylem planında ortaya çıkacak idari bazı tedbirlerin somut delillere dayandırılmasını öngörüyoruz. Esas amacımız sivil halkın maddi ve manevi zararlarının giderilmesidir. Bütün bu süreçte Türkiye’de duygusal kopuşun olmasını isteyebilirler. Biz ise milletin iktidarı olarak şu anda yüzde yüz bütün Türkiye’nin iktidarı olarak kardeşliği oluşturacak insani tepkinin uygulanmasıdır. Hızlı bir şekilde uygulamaya koyacağımız, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla terörle mücadelenin yapılacağı eylem planını paylaşacağız. Bu amaçla terörle mücadelenin en kısa zamanda etkin bir sonuç alarak kapatılmasını öngörüyoruz. Silopi’de etkin bir mücadele verilmiş ve sonuç alınmıştır. Gündüz saatlerinde halkımız günlük hayatına devam ediyor. Hızla bu parantez kapandığına göre telafi, rehabilitasyon süreçlerini yapacağız. Çok etkin bir koordinasyon içinde çalışan bütün güvenlik güçlerine teşekkür ediyorum."
Başbakan Davutoğlu ise, bugünkü grup konuşmasında, "Terör en vahşi yüzüyle bile insanlık karşısında mutlaka kaybedecektir. Karne günü Diyarbakır'da okula bomba attılar. Üstelik saldırı öğrencilerin karne almak için beklediği bahçede gerçekleşti. Terörist can düşmandır. O yoğun bir nefret eğitimi almıştır. Okul bahçesine bomba atacak kadar bunlar vicdandan yoksundurlar. Bu nefret hareketinin adı PKK'dır. İnsanları canlı kalkan olarak da kullandılar. Güvenlik güçlerimizi türlü yalanlarla suçlayanlar okul bahçesindeki çocuklardan ne istediklerini açıklasınlar. Bu karanlık odakları bu ihanet şebekesiyle sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi.