TBMM’yi Yeni Dönemde Neler Bekliyor?

TBMM’nin bugünkü açılışında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte “meclis işlevsiz mi kalacak?” ve “MHP’nin af teklifi yasalaşabilir mi?” gibi sorular da gündemdeydi.

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayarak Meclis gündeminde tartışılan konu başlıkları değerlendirdi.

Your browser doesn’t support HTML5

TBMM’yi Yeni Dönemde Neler Bekliyor?

AKP’li Bostancı’ya göre, “yeni hükümet sistemi dolayısıyla yasama faaliyeti olmayacağı” iddiası doğru değil ve muhalefette bu iddiaları gündeme taşımakla samimi bir tutum sergilemiyor. Bostancı, “Esasen bu iddiaların sahipleri Meclis’te en fazla sayıda temsil için amansız bir mücadele verdiler. Eğer meclis siyasi gücünü kaybettiyse bütün gücünüzle cumhurbaşkanlığı için mücadele edersiniz. Herkes çok çalıştı, mecliste en fazla vekil sayısını alabilmek için uğraştı. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanun değil; hiyerarşik olarak kanunların altında. Meclis kararname alanına ilişkin kanun çıkarabilir. Ama cumhurbaşkanı kanun alanına kararname çıkaramaz. Dolayısıyla Meclis yasamaya ilişkin en temel yetkili organizasyon. Meclis bütün yetkilerle donanmış vaziyette. Zaman içerisinde Meclis’teki tartışmalar, söylenenlerle gerçekler arasındaki bu çelişkiyi ortaya koyacaktır” dedi.

Ancak CHP’li Özel ve HDP’li Kurtalan, iktidar partisinin aksine fiilen Başkanlık Sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle Meclis’in etkisizleştirilmeye çalışıldığı görüşünü paylaşıyor. Muhalefet cephesi olarak buna karşı mücadele edeceklerini de belirtiyorlar.

CHP’li Özel, “Biz aslında 16 Nisan’da anlatmaya çalışmıştık ama yüzde 51’e 49 gibi şu an meşruiyeti tartışmalı bir anayasa değişikliği oldu. Buna uygun olarak yapılan seçimlerde de bir kompozisyon oluştu. Buna göre AKP çoğunluğunu kaybetti ama bir makbul muhalefet partisi yarattı kendisine, onun desteğiyle de faaliyetlerini sürdürüyor” diye konuştu. Özel, “Bu mecliste her milletvekilinin ettiği yemin gereği, halktan aldığı yetkiye saygı duyma ve sahip çıkma sorumluluğu var. Ama ‘Beni listeye partimin genel başkanı seçti. O ne yaparsa ben onaylayayım, sessiz kalayım, vatandaşın taleplerine sessiz kalayım’ diyen varsa onları da vatandaşın önünde teşhir etmek ve bu konuda mücadeleyi sürdürmek de ana muhalefet partisi olarak bizim boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.

AKP’nin gündeminde ilk madde TBMM İç Tüzüğü görünüyor

AKP tek başına sayısal çoğunluğa sahip olması nedeniyle Meclis’in de gündemini belirleyici durumda. Bu nedenle AKP’nin gündeminde hangi yasama faaliyetleri olduğu Meclis’in önümüzdeki günlerdeki çalışma takvimini de belirleyecek.

Bu noktada AKP Grup Başkanvekili Bostancı, “Mecliste en fazla sayıya sahip birinci parti olarak meclisin nasıl çalışacağına ilişkin bir iç tüzük meselesi var. Geçmişteki iç tüzük yapılan sistem değişikliğinden sonra yasal olarak çelişkiler doğurmaya başladı. Çeşitli yasalar gelecek. Örneğin Kalkınma Bankası yasası, trafik konusundaki yasa çalışması, askerliğe ilişkin bir çalışma. Sonrasında bütçe gelecektir” bilgisini verdi.

CHP Grup Başkanvekili Özel ise, AKP’nin ilk çalışma olarak TBMM İç Tüzüğü’nü hedef alması konusunda muhalefet olarak kısmen endişeli oldukları görüşünü aktardı. Özel, TBMM İç Tüzüğü’nde AKP’nin hedefinde muhalefetin söz hakkını kısıtlamaya dönük yeni düzenlemeler olabileceğini işaret ederek, “Meclis’te beş siyasi partinin (AKP, CHP, MHP, HDP ve İyi Parti) ‘Evet’ dediği yani zorunlu örneğin 550 rakamı yerine 600’ün yazılacağı değişiklikler yapılması gerekiyor. Ama bunun dışında Saray’ın gücünü tahkim edecek, Meclis’i işlevsizleştirecek iç tüzük taleplerini okuduk, yalanlamadılar da. Onlar kabul edilebilir değil” dedi.

CHP’nin Meclis’in kuruluşunda bulunan bir siyasi parti olarak TBMM’ye sahip çıkma sorumluluğu olduğunu da söyleyen Özel, CHP’nin böylelikle demokrasiye, insan haklarına ve evrensel değerlere sahip çıkma yükümlülüğünü yerine getirmeye çalışacağını da ifade etti.

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ise, TBMM’nin ilk günlerde hemen Suriye ve Irak konusundaki Cumhurbaşkanlığı tezkerelerini ele alacak olmasına tepkiliydi. Kurtulan, “İlk icraatlardan birisi olarak savaş tezkeresi gelecek. Türkiye’nin bu tezkereye ihtiyacı yoktur. Savaşa dayalı tüm politikaların önünde engel olmaya çalışacağız. Güçlendirilmiş bir parlamenter sistem, demokratik bir anayasa ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin tesisi ve tüm muhalefetin sesini yansıtacağı bir demokratik iç tüzük ile yönetilmesi gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.

TBMM’den MHP’nin teklif ettiği şekilde af çıkacak mı?

Türkiye’nin yasama faaliyetleri açısından merak ettiği konulardan birisi ise, MHP’nin teklif ettiği ve özellikle siyasi değil adli hükümlüleri kapsayan ceza affı meselesi.

Mevzu af olduğunda AKP’li Bostancı’nın da CHP’li Özel gibi “toplumsal mutabakat” vurgusunda bulunması dikkat çekti.

AKP’li Bostancı, “Af dediğimiz hadise esasen toplum vicdanını en fazla ilgilendiren konudur. Devletin temel fonksiyonunu vatandaşların birbirleriyle ilişkilerinde suç işleyenleri cezalandırmaktır. Bu toplumsal sözleşme üzerinde geri adım atma durumu oluyor af marifetiyle. Toplumsal vicdanı bu kadar ilgilendiren bir konuda MHP’nin yaklaşımının çok haklı olduğunu görüyorum. Ama en geniş toplumsal mutabakat sağlanmalı. Eğer toplumda af olması konusunda bir mutabakat ortaya çıkarsa bunun yasalaşması kaçınılmaz bir kader gibi siyasetin önüne gelir” dedi.

CHP’li Özel ise, “Mevzu gerçekten af teklifi ise yasalaşması için Meclis’te beşte üç çoğunluğu yani 400 milletvekili oyunu gerekli kılıyor. Ama şimdi MHP, ‘Yok bu af teklifi değil de ceza indirimi‘ deyince MHP’nin seçim sattı mahalline verdiği sözü tutmadığının da altını çizelim. Teklif ettiği bir garabet var. Vatandaşın tüylerini diken diken eden suç şebekelerinin liderlerine af yolu açılırken, af beklentisi içerisinde olan kader kurbanlarına af yok. MHP tarafından uyuşturucu satıcısı olanlara müthiş bir tolerans var. Af bir toplumsal mutabakat gerektirir. Toplumsal mutabakat mecliste bir mutabakata dönüşürse de hayata geçebilir…Seçim meydanlarında 3-5 oy için vaatlerde bulunup, sonrasında ucube bir teklifle kendi iktidar ortağının da eleştirdiği bir teklifle meclise gelmemek gerekiyor. MHP’nin vermiş olduğu bu teklifi bu şekliyle desteklememiz mümkün değil. Kategorik olarak affa karşı da değiliz” diye konuştu.

HDP’li Kurtulan da, “Yargı AKP’nin sopası haline dönmüş durumda. AKP, beğenmediği, bertaraf etmek istediği herkesi bu sopayı kullanarak cezaevlerine, siyasi yasaklı pozisyonuna sokuyor ya da sürgünlerde yaşamak zorunda bırakıyor. Bunlar ortadayken, ülkemizde sadece bir tweet attığı için, düşüncelerini ifade ettiği için, Cumhurbaşkanı’na bir eleştiri sunduğu için haksız yere tutuklu bulunan insanlar var. Toplumsal barış için herşey için buradan başlamak gerekiyor. Bağımlılıktan kurtulmuş bir yargı sisteminin inşa edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla şu anda sunulan bu af teklifi Türkiye’nin ihtiyacı olan bir teklif değil” ifadelerini kullandı.