Temelli: ‘Türkiye’nin Dış Politikası ABD’yle Rusya Arasında Sıkıştı’

Sezai Temelli (Arşiv)

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’nin dış politikasında ABD’yle Rusya arasında sıkışmışlık yaşadığını belirterek, Ankara’nın S-400 hava savunma füze sistemine ihtiyacı olmadığını ancak F-35 askeri uçak alımını dengelemek için maddi külfet altına girdiğini söyledi.

HDP, 31 Mart Yerel Seçimleri ve 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi ardından yeni anayasa talebine odaklanma politikası izlemeye başladı. Türkiye’nin iç siyasetinde “barış diline dayalı yeni anayasa” sürecine girilmesi içinse HDP’ye göre; Ankara’nın dış politikada da barışçıl yönde adımlar atması ve “savaş politikası” olarak nitelendirdikleri askeri harcamalar sonucuna yol açan kararlardan vazgeçilmesi gerekiyor.

HDP Eş Genel Başkanı Temelli de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Haziran ayı sonu itibariyle bir yılını geride bırakması ve ortaya yeni anayasa ihtiyacı çıkması görüşü dolayısıyla Türkiye’nin dış ve iç politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Temelli, TBMM’de buluştuğu gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma füze sistemi satın almaya aslında ihtiyacı olmadığını ve bunun Moskova-Washington hattında sıkışmışlıktan kaynaklandığını söyledi. Temelli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin dış politikasızlık dönemi yaşadığı görüşünde. Temelli, “gerçekte belirlenmiş bir dış politikada olmadığı için de yüksek maliyetli askeri harcamalar yapılıyor” görüşünü dile getirerek, “Ortada barış yoksa savaş varsa ortada bir siyasetsizlik vardı. Türkiye içerde ve dışarıda bu siyasetsizliğini ancak mermiyle, topla, tüfekle S-400’le kapatmaya çalışıyor” dedi.

Türkiye’nin gerçek anlamda bölgesel bir güç olabileceğini inandığını da söyleyen Temelli, “Türkiye büyük bir ülke, güçlü bir ülke ama Türkiye’nin talihsizliği şu ki basiretsiz yöneticilerle basiretsiz siyasetçilerle zamanını yok eden siyaseti yok eden bir yerde. Türkiye bölgede ve kendi içerisinde güçlü bir ülke olmak istiyorsa barışı tercih etmelidir, tartışmasız barış politikalarını var etmelidir. Demokratik çözümü ile demokratik müzakeresiyle, Kürtlerle barışarak, bölge halklarının haklarını savunarak, tüm bölgeye barış ihraç ederek, kendi içinde de toplumsal barışı var ederek ayakta durabilir. Yoksa ABD tartışması, Rusya tartışması bunlar Türkiye’nin politikasız kaldığı bir yerde nasıl ki içeride Cumhur İttifakı, Millet İttifakı arasında gerilim siyasetine Türkiye toplumu sıkıştırılıyor, bölgede Rusya-ABD hattına sıkıştırılarak aslında Türkiye’nin atması gereken adımlar atılamamış oluyor” diye konuştu.

“Dış politika olmadığı için savaş politikaları yürütülüyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “Düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı fazlalaştıracağız” açıklamasını da yorumlayan Temelli’ye göre; Türkiye açısından mevcut politik tercih ile düşmanları azaltmak mümkün değil. Erdoğan’ın dış politikayı “iyi-kötü komşu” ayrımıyla algıladığını kaydeden Temelli, Cumhurbaşkanı’nın uluslararası arenada gerçek anlamda politika yürütemediği düşüncesinde.

Temelli, “Türkiye’nin bir dış politikası yok. Nasıl Türkiye’nin iç siyasetinde bir siyasetsizliği yaşıyoruz ve siyasetsizlik her gün arttıkça Türkiye’de baskı ve şiddet artıyorsa dış politikada savaş durumunu getiriyor. Dış politika olmadığı için savaş politikaları yürütülüyor. Bunun aracı da tabi silahlanma. Rusya’dan S-400 hava savunma füze sistemi, ABD’den F-35 askeri uçağı alacağız ve sürekli savaş politikaları dile getirerek aslında bir yönetememe halini bir stand-by (askıya alma) durumunda muhafaza edeceğiz. Türkiye’nin içinde yaşadığı durum bu. (Erdoğan) Aslında yönetemiyor. Aslında Türkiye’nin hayrına olacak politikaları var edemiyor, barış konusunda adım atamıyor hem iç barış, toplumsal barış hem bölge barışı konusunda tam tersi yönde gittiği içinde sürekli olarak bir stres ortamında ayakta durmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin S-400 hava savunma füze sistemine ihtiyacı olmadığını görüşünü de yineleyen Temelli, “Türkiye’nin ciddi bir güvenlik problemi varsa eğer bunu Meclis’e getirsinler tartışalım, nereden kaynaklanıyor, bu güvenlik problemi nedir, Türkiye bir saldırı altında mı? S-400’lere neden ihtiyaç duyarsınız? Dış politikasızlığı ikame eden bir savaş aklı hakim. Aynı şeyi Doğu Akdeniz’de görüyorsunuz. Bizim AB ile Yunanistan ile birlikte Kıbrıs’ta çözümler üretebileceğimiz, barış politikaları vadedebileceğimiz yerde neredeyse Kardak günlerine geri dönme arifesindeyiz. Bu zihniyetten kurtulmamız lazım. Türkiye hem içerde hem dışarıda barışı vadedebilecek politikalara sahip olmalıdır. Çünkü siyaset dediğiniz zaten barış ikliminin bir sonucudur. Ortada barış yoksa savaş varsa ortada bir siyasetsizlik vardı. Türkiye içerde ve dışarıda bu siyasetsizliğini ancak mermiyle, topla, tüfekle S-400’le kapatmaya çalışıyor” dedi.

“Türkiye diktatöryel rejime gitmekten dönmelidir”

Temelli, iç politikada ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 1 yılını tamamlamasıyla birlikte mevcut durumda kuvvetler ayrılığı olmaması ve Yasama’nın vesayet altında olması kaynaklı sıkıntılı bir tablo olduğunu görüşünü anlattı. Temelli, “Bugün ki şema bize otoriter bir rejim sunuyor. Bunun gidebileceği nokta diktatöryel bir rejimdir. Bunun adını açıkça koymak lazım. Türkiye bu gidişattan bir an önce dönmelidir” çağrısı yaptı. Bunun için yeni anayasa müzakeresi yapılması gerektiği görüşünü tekrarlayan Temelli, “Anayasa dediğiniz şey bir toplum sözleşmesidir. Bir toplumsal mutabakat arayışıdır, demokratik bir müzakere zeminidir. Türkiye’nin bütün sorunlarının aslında çözümü için atılacak ilk adım bir anayasa zemininde buluşmaktır. Bu başarılmalıdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı’nın ise “kabine revizyonu” gibi günü kurtarmaya dönük adımlar atabileceğini söyleyen Temelli, TBMM’de gündemindeki yasal değişiklikleri ve Yargı Reformu Strateji Belgesi gibi açıklamaları “Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atarak Erdoğan Hükümeti’nin (iktidar) kendisini kurtarmaya dönük yasalar” olarak yorumladı.

Türkiye’de 31 Mart Yerel Seçimler sonuçlarıyla HDP’nin izlediği politika sayesinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için “kral çıplak” denilebildiğini de söyleyen Temelli, seçimler 2023 yılında yapılsa dahi 2023 yılına değin her şeyin aynı şekilde devam edemeyeceği görüşünü dile getirdi. Bu noktada AKP içerisinden kopuşlar ile yeni siyasi parti arayışlarından söz edilmesini de “bu böyle gitmeyecek” diye yorumlayan Temelli, tüm bunları da izlediği yerel seçimler stratejisiyle HDP’nin başlattığını savundu.

HDP’nin büyükşehirlerde aday çıkartmayarak AKP-MHP ittifakını gerilettiğini söyleyen Temelli, şimdi artık Türkiye’nin demokratik müzakere sürecine girmesini istediklerini anlattı.