Irak ve Suriye'deki terör örgütlerinin Türkiye'yi hedef alabilecek saldırılarının önlenmesini amaçlayan Başbakanlık tezkeresi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. İki ülkeden gelebilecek tehdit algısını tek bir tezkerede birleştiren metin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiğinde sınır ötesi operasyon ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesini, ayrıca aynı amaçla yabancı askerlerin de Türkiye'ye konuşlandırılmasını öngörüyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanarak bugün Meclis’e gönderilmesi beklenen tezkerede, Türkiye'nin güney kara sınırları boyunca ulusal güvenliğine dönük risk ve tehditlerin, son dönemde yaşanan gelişmelerin ardından “ciddi biçimde arttığına” dikkat çekiliyor.
Meclis tezkereyi oylamaya hazırlanırken Türkiye, Suriye sınırına tank ve zırhlı araçlarını yığmaya başladı. Uzmanlar Türkiye’nin alacağı askeri önlemlerin açıklığa kavuşmamış olmasından dolayı bu girişimlerin direnişle karşılaşabileceği uyarısında bulunuyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hükümete Irak ve Suriye'deki askeri operasyon yetkisi vereceği tezkereyi yarın oylaması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son günlerde IŞİD’e karşı söylemini sertleştirdi. Erdoğan, Türkiye'nin cihatçı örgüte karşı Amerika’nın başlattığı askeri operasyonlara katılabileceği mesajı veriyor. Köşe yazarı Semih İdiz ise, hükümetin herhangi bir askeri müdahaleye karşı güçlü bir muhalefetle karşı karşıya kalacağını savunuyor. Muhalefetin tezkereye destek vermediğini vurgulayan İdiz, kamuoyunun da tezkerenin sonuçlarının Türkiye için ne anlam ifade ettiği konusunda kaygıları olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte Semih İdiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik gücüyle kamuoyunu kendi tarafına çekebileceğini söylüyor.
Uzmanlar göre Washington, Suriye ve Irak ile sınırı bulunan NATO müttefiki Türkiye’yi, IŞİD’e karşı yürüttüğü kampanyada kilit ülke olarak görüyor. Ancak Ankara bugüne kadar askeri operasyonlara doğrudan destek vermeyi reddetti.
İstanbul Kadir Has Has Üniversitesi öğretim üyesi Soli Özel'e göre Erdoğan’ın askeri operasyona kamuoyu desteği alması güç, özellikle de kendi muhafazakar seçmen tabanı içinde.
"Türk kamuoyu Türkiye’nin başka bir Müslüman ülkeyi bombalamasına genelde sıcak bakmaz” diyen Soli Özel, mezhepsel ya da dini bağları önemsemeyenlerin bile, Türkiye’nin bu işe karışmasını ve içinden çıkamayacağı bir Ortadoğu savaşına girmesini istemeyeceğini düşünüyor. Uzmanlar bu kaygıların yanı sıra, Türkiye’nin olası askeri müdahalesinin neler getireceği sorusunun cevabını arıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de ‘uçuşa yasak bölge’ ve Suriye topraklarının Türkiye sınırında bir ‘güvenlik bölgesi’ oluşturma fikirlerini artan bir şekilde savunmaya devam ediyor.
Semih İdiz böyle bir adımın yüzbinlerce Suriyeli sığınmacının Türkiye’ye akmasını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini söylüyor. İdiz, bunun aynı zamanda Ankara’yı motive eden unsurlar üzerindeki siyasi kaygıları arttıracağını da söylüyor. Türkiye’nin ana sorununun mülteci akını olduğunu ve tampon bölgenin bu akışı durdurmaya yardımcı olacağını söyleyen İdiz, bazı muhalefet üyelerinin Türkiye’nin Suriye’ye girmek istemesinin arkasında yatan nedenin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’a karşı avantajlı konuma geçmek olduğunu düşündüğünü söylüyor. İdiz’e göre bazıları da, Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak tampon bölgeyle Kürtleri engellemeyi amaçladığı görüşünde.
Ankara, Kürtleri güçlendirecek her türlü gelişmeye yönelik kaygılı. Iraklı Kürtler, IŞİD’e karşı mücadelenin ön cephesinde yer alıyor. Halkların Demokratik Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetini, Suriyeli Kürtler aleyhine IŞİD’e göz kırparak danışıklı dövüş oynamakla suçluyor. Hükümetse bu iddiayı yalanlıyor.