Tropik Hawaii'nin Maui adasında çıkan yangınlarda hayatını kaybedenlerin sayısı en az 55 olarak açıklandı. Sayının daha da artması bekleniyor.
Salı gecesi başlayan yangınların nedeni hala belirsizliğini koruyor. Ulusal Hava Durumu Dairesi yangınlardan önce Maui için rüzgar ve kuru hava uyarısı yapmıştı. Bunlar ani yayılan yangınlar için zemin oluşturan koşullar.
ABD Orman Dairesi'ne göre ülkede kontrolden çıkan yangınların neredeyse yüzde 85'i insanlardan kaynaklanıyor. Yıldırım ya da volkanik aktiviteler ise yangınlara neden olan doğal etmenlerin başında geliyor. Hawaii'nin Maui adasında altı aktif volkan bulunuyor.
Dora kasırgasının Büyük Okyanus'taki Hawaii adalarının yüzlerce mil güneybatısından geçen rüzgarlarının da alevleri körüklediği biliniyor.
Dora'nın yanısıra Japonya'nın batısında bir alçak basınç sistemi de rüzgarları destekledi. Uzmanlara göre adadaki kurumuş bitkiler de yangına davetiye çıkardı.
Yangınlar en çok zararı Maui'nin kuzeybatısında 13 bin kişinin yaşadığı kıyı kenti Lahaina'ya verdi. Yılda 2 milyon turist çeken kent bir zamanlar Hawaii krallığının başkentiydi ve balinacılık faaliyetleriyle biliniyordu.
Yangınlar Maui'nin güneyindeki Kihei kıyı kentini etkilerken adanın ortasındaki dağlık Kula bölgesini de tahrip etti.
Yerel basın, ABD Sivil Havacılık Devriyesi ve Maui itfaiyesine dayandırdığı haberlerinde 271 binanın yıkıldığını ya da zarar gördüğünü bildirdi.
ABD anakarasının yaklaşık 3 bin 200 km batısındaki bir takımada olan Hawaii; Büyük Ada'nınn (Hawaii) da dahil olduğu sekiz ana adadan oluşuyor.
Uzmanlar iklim değişikliğinin ani kuraklığı ve aşırı hava olaylarını daha olası hale getirdiğini söylüyor. Maui adasında da durumun böyle olduğu sanılıyor.
Uzmanlar Maui yangınlarının ardında çoğu iklim değişikliğinden kaynaklanan çok çeşitli unsurlar olduğu görüşünde.
Ani kuraklık
Associated Press haber ajansına konuşan iki bilimadamına göre ani kuraklık sırasında havadaki kuruluk ve sıcaklık çok fazla oluyor. Bu da yerdeki ve bitkilerin içindeki nemin buharlaşmasıyla sonuçlanıyor. Böylece kontrolden çıkan yangınlar, daha fazla sıcaklık ve kuraklık döngüsüne yol açıyor. Bilimadamlarına göre Maui bu konuda ders kitaplarına girebilecek bir yer.
ABD Kuraklık İzleme Merkezi'ne göre Maui, 23 Mayıs'a kadar "alışılmadık kuraklıkla" karşı karşıya değildi. Ancak bir sonraki hafta Maui'nin yarısından fazlasında anormal kuraklık olduğu tespit edildi. 13 Haziran'a gelindiğinde adanın üçte ikisi ya "alışılmadık derecede" kurak ya da "orta derecede" kuraktı. Bu hafta ise adanın yüzde 83'ünde "anormal kuruluk" ya da "orta ile ileri derecede kuraklık" vardı.
Maui Mayıs'tan Haziran'a kadar sadece 3 haftada kuraklıkta iki seviye birden atladı. Wisconsin Üniversitesi'nden atmosfer bilimci Jason Otkin'e göre bu durum ani kuraklık tanımıyla örtüşüyor.
Otkin'in yazarlarından olduğu Nisan ayında çıkan bir çalışmaya göre insanın neden olduğu iklim değişikliği yüzünden ani kuraklık dalgaları daha sık görülmeye başlandı.
Ani kuraklık, yağışlar durunca ve sıcaklık yüzünden atmosfer artık topraktaki ve bitkilerdeki suyu çekmeye başlayınca ortaya çıkıyor.
Virginia Üniversitesi'nden Venkat Lakshmi'ye göre en yıkıcı yangınlar genellikle kuraklıkta ortaya çıkıyor. Eğer bir bölgede ani kuraklık yaşanıyorsa burada yangın çıkma riskinin süresi uzuyor. Lakshmi, "Ani kuraklıkların daha sık görülmesiyle gelecekte yıkıcı yangın riski artabilir" dedi.
İşgalci çimen türleri
Hawaai'de doğal yaşamı korumak için yerli topluluklarla birlikte çalışan Hawaii Doğal Yaşam İdaresi Örgütü başkanı Elizabeth Pickett'e göre eskiden adada çok büyük alanlarda ananas ve şeker kamışı dikilirdi. Ancak bu işletmelerin çekilmesiyle bu büyük alanları işgalci ot ve çimen türleri bürüdü.
Eyaletin yüzde 26'sının bu otlarla kaplı olduğunu söyleyen Pickett, bu çimenlerin kapladığı yüzeyin kayalık, dik ve ulaşılması zor olduğunu ve bu nedenle de bu çimlerin sökülmesinin kolay olmadığını söylüyor.
Pickett, "Bu çimenler yanınca ormanların içine kadar girerek tehlike altındaki türleri tehdit ediyor, daha sonra yanan ormanların yerini daha fazla çimen bürümüş araziler alıyor" dedi.
Rüzgarın etkisi
Meteorologlara göre hava basıncındaki büyük değişiklikler, alevlerin yayılmasına neden olan alışılmadık kuvvette alize rüzgarlarına yol açıyor.
Alize rüzgarları Hawaii ikliminin normal bir parçası. Hawaii'nin kuzeyindeki yüksek basınç sisteminden güneyindeki alçak basınç sistemine doğru esen rüzgarlara bu ad veriliyor.
Ulusal Hava Durumu Merkezi'nin Honolulu'daki ofisinden Genki Kino, bu hafta adanın güneyinden geçen Dora kasırgasının alçak basınç sistemini güçlendirdiğini ve hava basıncındaki farkı arttırarak alize rüzgarlarının normalden çok daha güçlü esmesine neden olduğunu belirtti.
Hawaii'den iklim bilimci Pao-Shin Chu, 800 kilometre ötedeki Dora kasırgasının etkisinin bu kadar yoğun hissedilmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi. Uzman, "Dora kasırgası Hawaii'den çok uzakta ancak yine de burada yangına neden oldu. Bunu beklemiyorduk" dedi.
Güçlü rüzgarlar, düşük nem oranı ve kolayca yanan kuru bitkilerle biraraya gelince kontrolden çıkan yangın riski Maui gibi tropik bir adada bile artıyor.
İklim değişikliğinin rolü
Oregon İklim Değişikliği Enstitüsü Başkanı Erica Fleishman'a göre dünyanın birçok yerinde hissedilen iklim değişikliği bitkilerin kurumasına neden oluyor. Bunun nedeni sıcaklıkların daha yüksek olması. Bu da yağış oranı aynı kalsa da bitkilerin daha hızlı kurumasına sebep oluyor.
Hawaii Üniversitesi'nden yangın uzmanı Clay Trauernicht, ıslak sezonun Gine çimeni gibi işgalci çimen türlerinin Maui genelinde günde 15 santimetreye kadar hızlı uzamasına neden olduğunu aktardı. Uzman bu çimenler için kuraklık olduğunda hızla yangına neden olabilecek bir "kibrit kutusu" benzetmesini yaptı.
Güçlü kasırgalar
İklim değişikliği sadece sıcaklıkları arttırarak yangın riskini arttırmıyor ayrıca kasırgaların da daha şiddetli olmasına neden oluyor. Böylece kasırgalar Maui'deki yangını körükleyen rüzgarlar gibi daha güçlü esintilere neden olabiliyor.
Bu da iklim değişikliğinin oluşturduğu tehditlerden bir diğeri.
Fleishman'a göre dünya genelinde kasırgaların yoğunluğu artıyor, bunun nedeni de kısmen sıcak havanın daha çok su tutması. Buna ek olarak dünya genelinde su seviyesi de artıyor. Bu yüzden de kasırga yeryüzüne indiğinde daha fazla su baskını yaşanıyor.
Uzmanlar iklim değişikliğinin tek tek olaylardan doğrudan sorumlu tutulamayacağını ancak aşırı hava olaylarının dünya üzerindeki etkisinin inkar edilemez olduğunu söylüyor ve birçok risk unsurunun birbiriyle etkileşim içinde bu felaketlere yol açtığını ekliyor.