Trump 2018’de İltica Kurallarını Nasıl Değiştirdi?

Trump yönetiminin Amerika’ya iltica etmek isteyenleri ilgilendiren politikada 2018 yılında yaptığı en son değişiklik, İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen’in açıkladığı karar oldu. Karar uyarınca Amerika’ya iltica başvurusunda bulunanların, davaları sonuçlanıncaya kadar Meksika’da tutulması öngörülüyor.

Birleşmiş Milletler tarafından 1951’de açıklanan ve Amerika tarafından da kabul edilen mülteci sözleşmesi uyarınca iltica başvurusunda bulunanların bazı özelliklere sahip olması gerekiyor. Mülteci başvurusunda bulunan kişiler, kendi ülkelerinde ait oldukları ırk, din, uyruk, siyasi görüş ya da sosyal sınıf nedeniyle zulme maruz kaldıklarını; bunun yanı sıra bu zulme, bulundukları ülkedeki devletin doğrudan müdahil olduğu ya da en azından engel olamadığını kanıtlamak zorunda.

2018’de Trump yönetimi iltica başvurusunda bulunmak isteyenleri etkileyen en az 7 yeni karar açıkladı. Göçmenlik uzmanları bu politikaların göçmenlerin Amerika’ya giriş yapmasını engelleme amacı taşıdığını belirtiyor.

İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen

“Haklı gerekçeye dayalı korku” için yeni standartlar

Göçmenler yasal ya da yasal olmayan şekilde Amerika sınırını geçtiklerinde ve iltica başvurusunda bulunduklarında, önce Amerikan Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri yetkililerince mülakata alınıyor ve ne tür bir zulme maruz kaldıkları konusunda bilgi sağlıyor. Mülakatı geçenlerin başvuru süreci göçmenlik mahkemesinde devam ediyor.

2018’in başında Trump yönetimi mülteci adaylarının “haklı gerekçelere dayalı korkularının” sorgulandığı mülakatı geçmeleri için yeni ve daha kısıtlayıcı esaslar belirledi. Buna göre başvuranlar için haklı gerekçeli korkunun tanımı “tutum, açıklık ve cevap verebilirlik” olarak değiştirildi. Bu özellikler başvuranın inandırıcılığını belirleme konusunda kriter oldu.

VOA’ya konuşan göçmenlik avukatları travma, kültür farklılığı, dili konuşmama ve Orta Amerika’dan Amerika’ya süren yolculuğun, çoğunlukla insan davranışını etkilediğini söylüyor. Ancak yeni yönetmelik bu kriterleri inandırıcı bulmuyor. Yönetmelik özünde inandırıcılığı değerlendirme konusunu göçmenlik yetkililerine bırakıyor.

Göçmenlere hukuki hizmetleri için yardım Katolik Yasal Göçmenlik Ağı, yükseltilen yeni çıtaların ABD Göçmenlik Dairesi yetkililerine, iltica başvurusunda bulunmak için haklı gerekçeleri olan kişileri, dili konuşamadıkları ya da kendilerini ifade edemedikleri için baştan eleme fırsatı verdiğini savunuyor.

Sıfır tolerans

Trump yönetimi 6 Nisan’da Amerika-Meksika sınırında sıfır tolerans politikasını açıkladı. Yeni yönetmelik federal savcıları ülkeye yasa dışı şekilde giren her göçmene karşı ceza davası açma yetkisi veriyor. Böylelikle iltica başvurusunda bulunmak isteyenler, başvurularını tutuklu olarak yapmak zorunda kalıyor.

Sıfır tolerans uygulamasından önce ABD’ye yasadışı yapılan girişler hapis cezası verilecek ciddi suç kapsamında değerlendirilmiyordu.

Sıfır tolerans politikası zaman zaman çocukların anne-babalarından koparılmalarına kadar vardı. Çünkü gözaltı süresinin uzunluğu nedeniyle çocuklar, yetkililer tarafından tutukevlerindeki anne-babalarından ayrıldı.

Bu politika kamuoyundan tepki görünce Başkan Donald Trump Haziran’da geri adım atarak bu politikayı iptal etti.

İç Güvenlik Bakanlığı’na göre 5 Mayıs’tan 9 Haziran’a kadar 2 bin 500 çocuk anne ve babasından zorla ayrılmıştı.

Sıfır toleransın iptal edilmesinin ardından Trump yönetiminin çocukları anne babalarıyla tutukevlerinde tutma çabası da sonuç vermedi.

Dönemin ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions

Aile içi şiddet

Dönemin ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions, geçen Haziran'da El Salvadorlu bir kadının davasına müdahil oldu. Söz konusu kadın uzun süredir kocasından şiddet görüyordu. Sessions, A-B olarak bilinen kadına iltica hakkı tanıyan göçmenlik mahkemesin kararını geri aldı. Sessions, aile içi şiddet mağdurlarının iltica yasalarındaki “haklı gerekçeli korkuya maruz sosyal sınıf” kapsamına giremeyeceğini savunarak, bu kadının iltica hakkından yararlanamayacağına hükmetti. Benzer kısıtlama, çete şiddeti mağdurlarına da uygulanıyor.

Aralık ayında Hakim Emmet Sullivan, Sessions’ın talimatını durdurdu ve bunun Amerika göçmenlik yasalarını kanununu ihlal ettiğini belirtti.

Sullivan’ın kararı sonrası Beyaz Saray’dan açıklama geldi.

Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders mahkeme kararını, “Bugünkü karar sadece göçmenleri tehlikeli risk almaları için cesaretlendiriyor, suç örgütlerini güçlendiriyor ve yasalara, sınırlara, anayasaya ve Amerika’nın bağımsızlığına zarar veriyor” diye değerlendirdi.

Geri döndürüldüğü iddia edilen mülteci adayları

Haziran 2018’de Amerikan Gümrük ve Sınır Güvenliği yetkililerinin, iltica başvurusunda bulunanları yasadışı olarak sınırdan geri çevirdiği yönünde haberler yayınlandı. Göçmenlik yetkilileri bunu yalanlasa da 13 göçmen yönetime dava açtı.

Hızlandırılmış mahkemeler

Mart ayında dönemin adalet bakanı Sessions, bakanlığın 2014 tarihli bir kararını feshetti. Karar iltica başvurusunda bulunanların duruşmaya çıkarılarak bir göçmenlik hakimi önünde ifade vermelerini öngörüyordu. Session’un fesih kararıyla birlikte hakimlere iltica başvurularını duruşma olmadan reddetme yetkisi verildi.

Sessions ayrıca göçmen mahkemelerinde biriken davaların bitirilmesi emrini verdi. Bu nedenle mahkemelere çok sayıda göçmenlik hakimi alındı.

Sessions eylül ayında yeni göçmenlik hakimlerinin yemin töreninde konuştu ve bu hakimlerden kararlarını kendi emirleri doğrultusunda almalarını istedi.

Göçmenlik veri tabanına göre 2018, hakimlerin göçmenlik konusunda en çok karar aldıkları yıl oldu.

2018 yılında iltica başvurularının yüzde 65’i reddedildi. Geçtiğimiz yıl, başvuruların üst üste artan bir şekilde reddedildiği altıncı yıl oldu. 6 yıl önce reddedilme oranı yüzde 42’ye ulaşmıştı.

Sessions’ın kısıtlayıcı kurallarının ardından Haziran ayında reddetmeler yine arttı.

Yasa dışı adaylar

Trump yönetimi 9 Kasım’da bir kararname yayınlayarak Amerika-Meksika sınırından Amerika’ya yasadışı gelenlerin iltica başvurusunda bulunmayacaklarını bildirdi.

Amerikan Sivil Haklar Birliği, Kasım ayında karara itiraz etti. Hakim Jon Tigar da yönetimin bu konuda yasak koyamayacağına hükmetti.

Hakim Tigar, Başkan’ın göçmenlik yasasını yeniden yazamayacağını kaydetti.

Tigar’ın kararına temyiz mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesi tarafından itiraz gelmedi.

Kontrol

Temmuz ayında başlatılan, insanları sınırdan geri çevirme uygulaması, Aralık ayında değiştirilerek bir başka kısıtlayıcı uygulama hayata geçirildi. Bu uygulama yasal geçiş noktalarında iltica başvurusunda bulunanların sayısını kısıtlıyordu. Bu da Meksika tarafında uzun kuyruklara neden oldu.

Şu anda Amerika’da iltica başvurusunda bulunmayı umanlar için binlerce kişilik uzun bir bekleme listesi bulunuyor. Avukatlar bunun sınırda insani bir krize neden olduğunu belirtiyor. Bazı göçmenler Amerika’nın Sesi’ne haflardır beklediklerini söylüyor.

Bir kongre oturumunda Nielsen uygulamayı savundu. Nielsen, ısrarla ABD’nin kapasitesinin üzerinde iltica başvurusu aldığını söyledi.

Sınır güvenliğinden bir sözcü zaman zaman bu kapasiteye göre durumu yönettiklerini belirtti. Ancak yeni bir uygulama değil. Uygulama eski başkan Barak Obama döneminden bu yana var.

Meksika’yla işbirliği

Yılın sonunda Amerika ve Meksika başvuruları sonuçlanıncaya kadar iltica başvurusu sahiplerinin Meksika’da kalmaları konusunda uzlaştı.

Değişiklikler hayata geçtiğinde bundan hem yasal hem de yasadışı olarak sınırı geçenler etkilenecek. Göçmenlik uzmanları son uygulamaların mahkemede sonuçlanacağını belirtiyor.

Meksika’da mülteci başvurusunda bulunanların kaldığı barınakların zaten çok kabalalık olduğu haberleri alınıyor.

Tüm bunların üzerine, Amerika’ya yasadışı yollardan ulaşan iki çocuğun Amerikalı yetkililerin gözetiminde öldüğü haberleri geldi.

İç Güvenlik Bakanı Nielsen 29 Aralık’ta yayınlanan açıklamasında, mevcut sistemin kapasitesinin üzerinde dolduğu uyarısında bulundu ve buna çözüm bulmak için birlikte çalışma çağrısı yaptı. Nielsen, bu açıklamayı yapmadan önce El Paso, Texas’taki sınır kapısında incelemelerde bulundu. El Paso, Meksika sınırından en çok geçiş yapılan kapılardan biri.