Bir kampanya mitingi sırasında ABD Eski Başkanı Donald Trump'a yönelik olası bir suikast girişimi, ulusal güvenlik yetkililerini üç yıldan uzun bir süredir diken üstünde tutan ve zaten endişe verici olan tehdit atmosferine yeniden dikkatleri çekmiş oldu.
New York Belediye Başkanı Eric Adams 13 Temmuz günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, Pennsylvania'nın Butler kentinde bir kişinin ölümüne yol açan ve Trump'ın sahneden yüzü kanlar içinde uzaklaştırılmasına neden olan silahlı saldırının ardından "tedbir amacıyla" belirli bölgelere polis takviyesi yapacağını duyurdu.
Adams, X sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, "Bugün Pennsylvania'daki mitingde yaşananlar korkunç. Siyasi şiddetin bu ülkede yeri yoktur" dedi.
Siyasi şiddet olasılığı, ABD İç Güvenlik Bakanlığı için 2021 yılı Ocak ayından bu yana önemli bir endişe kaynağı. Bakanlık, 6 Ocak 2021 günü ABD Kongre Binası'na yapılan saldırıdan cesaret alan aşırılık yanlılarının hareketlenebileceği endişesini taşıyordu.
Eylül ayında yapılan en son İç Güvenlik Bakanlığı değerlendirmesinde, olası bir saldırıya karşı "yüksek risk" uyarısında bulunulmuş ve "yalnız saldırganlar ya da küçük grup saldırıları" işaret edilmişti.
Bakanlık, ayrıca 2024 seçimlerinin hedefte olabileceği ve saldırıların "hükümet yetkilileri, seçmenler, sandıklar, kampanya etkinlikleri, siyasi parti ofisleri dahil olmak üzere seçimle ilgili personel ve altyapıya" yönelik olabileceği uyarısında bulunmuştu.
Küresel istihbarat şirketi Soufan Group'un araştırma direktörü Colin Clarke, VOA'ya yaptığı açıklamada bu tür bir saldırının sürpriz olmadığını söyledi.
"Siyasi yelpazenin her iki tarafında da gerilim artıyor ve aşırılık yanlıları kök salmış durumda" diyen Clarke, Trump’ı hedef alan silahlı saldırının önümüzdeki gün ve haftaları daha tehlikeli hale getirebileceği uyarısında bulundu.
Your browser doesn’t support HTML5
FBI Direktörü Christopher Wray de, Haziran ayında Kongre üyelerine, tehdit atmosferinin endişe verici olmaya devam ettiğini söylemişti.
Wray konuşmasında, "İç terör tehdidinin süregeldiğini ve önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Ayrıca Rusya ve İran'ın ABD'de sosyal medyayı ‘zehirleme’ ve gerilimi tırmandırma girişimlerinin devam ettiği konusunda da defalarca uyarılar yapıldı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü tarafından 9 Temmuz günü yayınlanan bir değerlendirmede Moskova, Kasım ayındaki başkanlık seçimleri öncesinde "iç bölünmeleri arttırmaya" çalışmakla suçlandı.
Ayrıca ABD İstihbaratı, Tahran'ı, "kaos ajanı" olarak hareket etmekle, "toplumsal bölünmeleri körüklemek ve ABD'nin demokratik kurumlarına olan güveni sarsmayı" istemekle suçladı.
Bu faktörlerin 13 Temmuz günü Trump mitinginde yaşanan silahlı saldırıda rol oynayıp oynamadığı ve nasıl rol oynadığı hala araştırılıyor, ancak bazı uzmanlar öfkenin eyleme dönüşmesinin muhtemelen sadece bir zaman meselesi olduğunu söylüyor.
Clarke, "Ne olduğu hakkında bilmediğimiz çok şey var, bu yüzden spekülasyondan başka bir şey yok" dedi.
Clarke, "Benim asıl endişem, bu olayın bir şiddet sarmalına yol açması" derken, seçim döneminin geri kalanına damgasını vurmasından da endişe ediyor.