Trump ve Macron'un "İran ve Rusya" Çatlağı

(arşiv)

Suriye'de kimyasal silah kullanımının "kırmızı çizgileri" olduğunu ve buna yanıtlarının çok sert olacağını açıklayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Huma kentinde hafta sonu yapıldığı iddia edilen saldırının kimyasal saldırı olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. Fransa, ABD ve İngiltere ile birlikte, Arap ülkelerinin de olabildiğince desteğini alarak, Suriye rejiminin kimyasal üslerini vurmak istiyor. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya ve İran'ı da vurma isteğine karşı çıkan Macron, "Suriye rejiminin müttefiklerini vurmak söz konusu olamaz" diyerek bu konuda da Trump ile farklı görüş belirtti.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, iki günlük gezisini tamamlayan Suudi Arabistan veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile Paris'te düzenlediği basın toplantısında, "Duma'da yaşanan saldırıya ilişkin aldığımız bilgiler saldırının kimyasal olduğu konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmamıştır. BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde, özellikle Amerika ve İngiltere başta olmak üzere müttefiklerimizle teknik ve stratejik bilgi alış verişine devam ediyoruz. Ve önümüzdeki bir kaç gün içinde bu konuya ilişkin kararımızı açıklayacağız"dedi.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ı işaret ederek, "Suriye'nin müttefiklerini de vuracağız" açıklamasına karşı çıkan Macron, "Eğer Fransa vurma kararı alırsa, bu Suriye rejiminin kimyasal silah kapasitesine yönelik olacaktır. Hiçbir durumda rejimin müttefiklerini hedef almayacak" uyarısında bulundu.

Muhammed Bin Salman da, Duma'daki kimyasal saldırının ardından "Kimyasal saldırıya karşı ortaklarımızla bir ittifak gerekirse biz de hazır oluruz" diyerek operasyona destek vereceklerini kaydetti.

Nükleer anlaşma tartışması

Ancak, Suudi veliaht Prens Salman, İran ile 2015'te varılan Nükleer anlaşma konusunda Trump'a destek veriyor. Paris'te düzenlenen ortak basın toplantısında nükleer anlaşmayı eleştiren Prens Salman, "Bu anlaşma İran'ın bölgedeki nüfuzunu artırdı. İran rejimi, İran halkının çıkarlarını kollamıyor. Bir ideolojinin hizmetinde ve bu ideolojiden son 30 yıldır büyük acı çektik. Nükleer anlaşmanın ardından ambargonun kalkmasıyla aldıkları 150 milyar Dolar’ın tek bir kuruşunu okul ya da yol yapımı için kullanmadılar. Suudi Arabistan'ı hedef alan füzeler yaptılar" dedi.

"İşinize gelmeyen anlaşmayı yırtamazsınız"

Washington'a 23-25 Nisan tarihlerinde gerçekleştireceği resmi ziyarette de Trump karşısında İran ile imzalanan anlaşmayı savunmaya hazırlanan Macron da, "Bir taraftan BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olup, uluslararası hukuka saygı duyduğunuzu söyleyip, diğer taraftan uluslararası hukukun temeli olan bu anlaşmalara saygı duymadığınızı söyleyemezsiniz. İşinize gelmeyen anlaşmayı 'ben bu kağıt parçasını yırtarım' diyemezsiniz. Bu iyi bir fikir değil çünkü bunu yaptığınızda, uluslararası düzeni kuramazsınız. Yani Amerika'nın açıklamaları doğru yönde gitmiyor. Ama bu, İran'daki mevcut durumdan memnun olduğumuz anlamına da gelmiyor" diye konuştu.

Macron kimyasal silahların bulunduğu depoları vurmak istiyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye rejimine dönük değil, rejimin elinde bulunan kimyasal silahların bulunduğu siteleri hedef almak istiyor. ABD ve İngiltere ile birlikte operasyon hedefleyen Macron açıkça müdahalenin "sınırlı olması gerektiğini, kimyasal silahların bulunduğu depoları hedef almak istediğini ve ne Rus ne de İran'ı vurmak gibi bir niyetinin olmadığını" dile getirdi. Fransa, bu depoları, Suriye hava sahasına girmeden, uzaktan füze atışıyla hedef almayı planlıyor.

Le Monde: "Orta Doğu hiç bu kadar tehlikeli olmadı"

Kimyasal silahlara verilecek tepki konusunu başyazısına taşıyan Le Monde gazetesi, Orta Doğu’nun geldiği tehlikeli noktaya dikkat çekti:

"Bundan tam bir yıl önce, Suriye rejimi tarafından gerçekleştirilen ve 80 kişinin yaşamını yitirdiği bir kimyasal saldırı sonrası, ABD bir Suriye askeri üssünü bombalayarak yanıt vermişti. Şimdi olabildiğince çok müttefiki yanına alarak daha ileriye gitmeleri gerekiyor. Ama bunu yaparken, bölgede bulunan Rusya, İran, Türkiye ve İsrail gibi aktörlerin bulunduğu unutmamak, böylesine patlamaya hazır olan bir bölgede yapılacak operasyonun sonuçlarını da çok iyi değerlendirmek gerekir. Orta Doğu çok ender bir şekilde bu kadar tehlikeli oldu."

"Kırmızı çizgi" diplomasisi

Uluslararası politikada yeniden "kimyasal silahlara karşı kırmızı çizginin aşılması" tartışılıyor. Bunu ilk 2013 Ağustos ayında dönemin ABD Başkanı Barack Obama dile getirmişti. Ancak Obama'nın geri adım atması, Suriye rejimini vurmaya hazır olan ancak tek başına gitmek istemeyen dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a da geri adım attırmıştı. Bu geri adım Suriye dosyasında Rusya'nın elini güçlendirince, alanda ordusuyla etkin olan İran ve Rusya Suriye barış müzakerelerinde de etkili pozisyona gelmişti.

Bu gelişmelerden 5 yıl sonra, tarih yeniden tekerrür ediyor. Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mayıs 2017'de Rusya lideri Vladimir Putin'i Versailles Sarayı'nda ağırlarken düzenlediği ortak basın toplantısında, bizzat Putin'in yanında, "Kimyasal silahlar kırmızı çizgimiz. Bu tür bir saldırı, Fransa'nın yanıtıyla karşılaşır" demişti.

Ardından Mart 2018'de Le Figaro gazetesine verdiği bir söyleşide, "Eğer kırmızı çizginizi belirlerseniz ve kendiniz buna saygı duymazsanız, zayıf olmaya karar verdiniz demektir" sözleriyle kararlığını yinelemişti.

Ancak Irak ve Afganistan'da ağzı yanan Batılı ülkeler, Suriye'de de aynı hataları tekrarlamak için temkinli gidiyor.