Trump’ın ikinci dönemi Türk-Amerikan ekonomik ilişkileri için ne vaat ediyor?

Erdoğan ile Trump'ın 13 Kasım 2019'da Washington'daki görüşmesi sonrası Beyaz Saray'da düzenlenen ortak basın toplantısı (ARŞİV).

Türk iş dünyası, Donald Trump’ın ikinci başkanlığı döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçleneceği umudunu taşıyor.

Türkiye ve ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin resmen başlaması 1830 tarihli bir anlaşmaya dayanıyor. ABD’nin yedinci başkanı Andrew Jackson’ın görevlendirdiği Odessa Konsolosu Charles Lind ile Reisülküttap (dışişleri bakanı) Muhammed Hamid Efendi arasında 1830’da imzalanan Osmanlı-ABD Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması ekonomik ilişkilerin miladı olarak kabul ediliyor.

1831’de iki ülke arasında 483 bin dolar olan dış ticaret hacmi 2024’te 32,5 milyar dolara çıktı. 19. yüzyılın ilk yarısında ABD, Türkiye’den ağırlıklı olarak afyon, kuru incir, tütün, halı, kilim ithal ederken bugün dışsatımda kıymetli metal kaplaması, halı, otomotiv yedek parçası, gaz türbinleri ve çimento öne çıkıyor.

Sultan Abdülmecid’in tahtta olduğu yıllarda ABD’den yapılan ithalatta pamuklular, madeni yağlar, rafine şeker, demir çelik ürünleri, alkollü içkiler ve ateşli silahlar ilk sıralarda yer alırken bugün dökme demir, helikopter ve uçak, pamuk, sıvılaştırılmış doğal gaz dış alımın ilk sıradaki ürünlerini oluşturuyor.

İlgili Haberler “Erdoğan, Trump'ın yeni başkanlığını bir fırsat olarak görüyor”

ABD Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat ortağı, ithalatta beşinci sırada

Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkiler AK Parti döneminde kayda değer bir artış gösterdi. 2002 yılında 3,3 milyar doları ihracat olmak üzere 6,3 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, 2024 yılında 16,2 milyar doları ithalat olmak üzere 32,5 milyar dolara çıktı.

ABD, Türkiye’nin Almanya’dan (20,4 milyar dolar) sonra en büyük ikinci ihracat pazarı. Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracat 2024’te bir önceki yıla göre 1,5 milyar dolar artış göstererek 16,3 milyar dolara yükselirken bu ülkenin toplam dışsatımdaki payı da yüzde 5,8’den yüzde 6,2’ye çıktı.

Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında ABD 16,2 milyar dolarla Çin (44,9 milyar dolar), Rusya (43,9 milyar dolar), Almanya (27 milyar dolar) ve İtalya’nın (19,3 milyar dolar) ardında beşinci sırada yer alıyor.

Türkiye ABD’nin dış ticaretinde hala çok gerilerde

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye ABD’nin hem ihracat hem de ithalat sıralamasında ilk 10’un çok uzağında. Türkiye, 2023’te 3,1 trilyon dolarlık ithalat yapan ABD’nin 28. sıradaki partneri olurken pazar payını binde 5’e çıkarabildi.

ABD’nin ihracat partnerleri arasında ilk beşte Kanada (352 milyar dolar) Meksika (323 milyar dolar), Çin (147 milyar dolar), Hollanda (82 milyar dolar) ve Almanya (76 milyar dolar) yer aldı. Aynı yıl 2 trilyon 17 milyar dolarlık ihracat havuzunun binde 7’sini Türkiye’ye yapılan dışsatım oluşturdu.

İlgili Haberler ABD Dışişleri Bakanı adayı Rubio’dan SDG’ye destek, Erdoğan’a mesaj

Trump döneminde Türkiye’nin Amerika’ya ihracatı yüzde 60’tan fazla artmıştı

Donald Trump’ın 2017-2021 dönemindeki ilk başkanlığı sırasında siyasi ilişkiler özellikle Rahip Brunson krizi nedeniyle iniş-çıkış yaşamış olsa da dış ticaret ilişkileri özellikle Türkiye’nin ihracatı bakımından ciddi gelişim göstermişti.

Türkiye, 2016 yılında 6,3 milyar dolar ihracat yaparken 2020’de 10,1 milyar dolar dışsatıma ulaştı.

Aynı dönemde ABD’den yapılan ithalat 0,7 milyar artış göstererek 11,1 milyar dolardan 11,8 milyar dolara yükseldi.

İkinci kez seçildikten sonra Trump’ın, Türk muhatabı hakkında “Erdoğan çok akıllı bir adam ve çok güçlü. Erdoğan iyi anlaştığım biri. Büyük bir askeri gücü var. Ve bu gücü savaşlarda yıpranmadı. Çok güçlü ve etkili bir ordu kurdu” şeklindeki değerlendirmeleri de iş dünyası tarafında olumlu bulunuyor.

Batu Aksoy: “Yeni döneme iyimser bakıyorum”

Batu Aksoy

Türk-Amerikan İş Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Aksoy Holding Başkan Yardımcısı Batu Aksoy, Amerikan başkanlarının seçildikten sonra bir sonraki seçimi düşünerek hareket ettiklerini, Trump’ın üçüncü dönemi olmamasının da Türkiye için bir avantaj olacağı kanaatinde. VOA Türkçe’nin konuştuğu Aksoy, “Ben yeni döneme iyimser bir şekilde bakıyorum” dedi.

Demokrat Partili Başkan Joe Biden döneminde ilişkileri ileri götürecek bir çaba olmadığını dile getiren Aksoy, şunları söyledi:

“Şimdi durum daha farklı olacak. Türk-Amerikan ekonomik ilişkileri daha hızlı ilerleyecektir. Malumunuz Demokratlar kurumsal bir yapıda ama iş insanı kökenli olması nedeniyle Trump biraz daha direkt bir siyasetçi. Zaten alamet-i farikası da bu. İş insanı bakışıyla, bazen içgüdüsel ama kendi bildiği şekilde, kendi yöntemleriyle ilerliyor. 2016-2020 arasında onca yaşanmışlık var. Şunu da ilave edeyim Rahip Brunson benzeri bir olay olmayacağı varsayımıyla bunları söylüyorum.”

Türkiye ve ABD arasındaki ekonomik işbirliğinin üçüncü ülkelerde artacağına yönelik beklentiler de güçleniyor.

Ekim ayı başında İstanbul’a gelen Amerikan Eximbank heyeti ile yapılan görüşmeler de bu umudu pekiştiriyor.

İlgili Haberler “Türkiye ve Kürtler düşmanlar, Erdoğan’dan Kürtler’in peşinden gitmemesini istedim, o da gitmedi”

Selim Bora: “ABD, Afrika ve Orta Asya’daki projelerde işbirliğine hevesli”

Türk-Amerikan İş Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Summa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Bora, Afrika kıtasında özellikle de Sahra Altı ülkelerde Amerikan şirketleri ile güçlü ortaklıklar yapılabileceğini düşünüyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Selim Bora, “İki ülke Eximbank’ları işbirliği konusunda çok hevesli. Özellikle Afrika ülkelerinde işbirliği yapılabilir” dedi.

Sahra Altı Afrika ülkelerinin öne çıktığını belirten Bora şöyle devam etti:

“Ayrıca Orta Asya’daki Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi Türk Cumhuriyetleri’ndeki projelere sıcak bakılıyor. Biden döneminde Afrika’daki niyetleri daha da güçlendi, kapasite arttırdılar. Yenilenebilir enerji, sağlık, kritik mineraller, yapay zeka ve enerjide çok istekliler. Afrika’nın önemli oyuncularından biri olan Fransa’nın son zamanlarda Çad, Nijer, Burkina Faso gibi ülkelerdeki etkisi azalırken Türk-Amerikan işbirliği bu boşluğu doldurmak için en ideal aday. Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de bu sahada aktif. Tabii ki Çinli firmalar kendi devlet bankalarını daha rahat kullandıkları için çok hızlı hareket edebiliyorlar. Ama dediğim gibi Türk-Amerikan sinerjisi çok etkili olabilir. Bunun için tek dezavantaj ‘due dilligence’ (finansal durum tespit raporu). Bürokratik işlemleri Türk tarafı üstlenirse çok parlak bir tablo oluşabilir.”

İlgili Haberler Erdoğan: “Herkes Suriye’den elini çeksin. Biz Suriyeli kardeşlerimizle DEAŞ’ın da YPG’nin de kafasını ezeriz”

Türk iş dünyasının ABD yatırımları artıyor

Amerikan Ticaret Bakanlığı verilerine göre, 2021 ve 2022 yılında ABD’den Türkiye’ye 12 milyar dolarlık doğrudan yatırım gerçekleşti. Yine aynı kaynağa göre Türk yatırımcıların ABD’de yaptıkları doğrudan yatırım 5 milyar doları aştı.

Yüzde 50 ortaklığa gittiği Amerikalı şirketlerle Florida ve New York’ta 1 milyar dolarlık gayrimenkul yatırımı yapan Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Batu Aksoy, ABD’nin yatırımcıyı çok sıcak karşıladığını vurguluyor.

Aksoy, “Aslında biz yatırım kararını iki yıl önce almıştık. Kamala Harris de kazansaydı ‘İyi ki yatırım yapmışız’ diyecektik. Ancak gayrimenkul kökenli bir siyasetçi olarak Donald Trump’ın kazanması gayrimenkul yatırımcılarının bir miktar daha lehine durum yaratabilir. Ama biz makro vizyonla uzun vadeli düşünüyoruz. Avrupa yerine ABD’de bu yatırımı tercih etmemizin nedeni yalnız dinamik, büyüyen bir ülke olması değil aynı zamanda yatırımcıyı teşvik ediyor, yalnız yatırım opsiyonu değil finansman imkanı da sunuyor. Hindistan ve Çin de çok şey vaat ediyor. Hindistan muhteşem bir pazar ama yine de Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke. Bizim yüzümüz Batı’ya dönük, kültürlerimiz yakın. Dolayısıyla belki 10 yıl sonra Doğu’ya da bakarız ama şu an için ABD bizim için en doğru tercih oldu” diye konuştu.