NEW YORK —
Geçtiğimiz hafta New York’ta, Goldman Sachs tarafından düzenlenen Türkiye Yatırım Konferansı’nda yabancı yatırımcılar için Türkiye’nin mevcut ekonomik durumu değerlendirildi, önümüzdeki yıllara ilişkin performans tahminleri yapıldı. Toplantının konuşmacıları arasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İMKB Başkanı İbrahim Turan, Goldman Sachs baş ekonomistlerinden Ahmet Akarlı, DEIK Türk Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı yer aldı.
Toplantıda yabancı yatırımcılara seslenen Türk konuşmacılar, ekonomideki olumlu gelişmelerin altını çizdi, Türkiye’nin yatırım için güçlü bir aday olduğunu anlattı.
Hedef uzun süreli %5’lik büyüme
Yatırım konferansının ana konuşmacısı olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin, küresel koşullar çerçevesinde kontrollü bir yumuşak inişi tercih ettiğini, uzun vadede Türkiye’nin hedefinin %5 civarındaki bir büyümeyi yıllar içinde arka arkaya tekrarlamak olduğunu söyledi.
Konuşmacıların yabancı yatırımcılara özellikle hatırlattıkları unsur, yumuşak inişle birlikte cari açıkların da azalması ve bunun da ekonomideki “yeniden denge” arayışına cevap oluşturması şeklindeydi.
Temelde vurgulanan bir diğer unsur da Avrupa Birliği’nin Türk ekonomisi üzerinde oluşturduğu negatif baskı ve bu baskının yeni pazarlar sayesinde asgari seviyeye indirilme çabasıydı. Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi üzerinde baskı oluşturduğunu söylediği bir diğer etken de ücretsiz eğitim ve sağlık sigortası gibi güçlü sosyal politikaların harcamalara yansıyan kısmıydı.
Türkiye’yi kadınlar kurtaracak
Bakan Şimşek, 2002 yılında rüşvetin yaygın olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye hakkındaki algının son derece kötü olduğunun, ancak şimdi bu sıralamada 180 ülke arasında 61’inci konuma gelecek şekilde ilerleme sağlandığının da altını çizdi. Bakan, küresel rekabetçilik sıralamasında artık 43. sırada yer alan Türkiye’nin Çin dışındaki BRICS ülkelerinden daha iyi konumda olduğunu da yabancı yatırımcılara hatırlattı.
Bakan’ın bu toplantıda verdiği bir diğer mesaj da Türkiye’nin 2050 yılında dünyanın en büyük 10, ve Avrupa’nın da en büyük 3 ekonomisi arasına girme hedefiydi. Bakan, Türkiye’nin genç nüfusunun ve şu ana kadar potansiyeli tam olarak değerlendirilmemiş olan kadın işgücünün bu hedeflere ulaşılmasında önemli kaynaklar olarak da sıraladı.
Goldman Sachs Türkiye’den umutlu
Yatırım konferansında, Türkiye’nin ekonomik profili toplantıyı düzenleyen Goldman Sachs yatırım şirketinin Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinden sorumlu baş ekonomisti Ahmet Akarlı tarafından da çizildi.
Akarlı da, Goldman Sachs olarak Türkiye’nin, İngiltere ve Rusya’dan sonra Avrupa’nın en büyük üçüncü ülkesi olacağı tahmininde bulunduklarını vurguladı.
Akarlı, Türkiye’nin 2008 küresel mali krizinden çabuk ve güçlü şekilde çıktığını hatırlattı. Akarlı, Türkiye’nin büyüme hızı olarak Goldman Sachs’ın tahminin de %5,5 olduğunu kaydetti. Akarlı’ya göre Türkiye için yaptıkları kısa ve uzun vadeli tahminlerin temelinde üç unsur yatıyor: Küresel mali krizin yavaş yavaş sona ermeye başlaması, kriz nedeniyle Avrupa ve Amerika merkez bankalarının kredi koşullarını gevşetmesi ve şu ana kadar Türkiye’nin mevcut potansiyelinin tamamını kullanmamış olması. Akarlı, yatırımcılara hitaben yaptığı konuşmada Türkiye’nin kısa dönemli görünümünü “pozitif” olarak gördüklerini ve yatırım için uygun olduğunu düşündüklerini de söyledi.
“Türkiye kaliteli büyüdü”
Toplantının konuşmacıları arasında yer alan İMKB Başkanı İbrahim Turhan da sadece Türkiye’nin son 10 yıldır kaydettiği büyümeye değil bu büyümenin nitelik açısından gösterdiği kaliteye dikkat çekti. Turhan, “Büyümede verimliliğin artması sadece %5’lik paya sahip; büyümeyi asıl körükleyen istihdam artışı ve sermaye kullanım oranının artmasıydı,” dedi. Türkiye’de uzun zamandır mali disiplinin Maastricht kriterlerini yakaladığına dikkati çeken Turhan, İMKB’nin hem ulusal hem de bölgesel çapta büyüme planlarını da anlattı. Türkiye’nin en büyük 100 şirketinden sadece 27’sinin borsada işlem gördüğünü hatırlatan Turhan, bankalardan kredi almanın giderek zorlaşması nedeniyle ileride daha fazla şirketin halka açılıp, borsaya dahil olacağına inandıklarını kaydetti.
İMKB Başkanı, bu kurumun kapasitesini artırmayı, diğer ülke borsalarıyla ilişkileri güçlendirerek İstanbul’u küresel bir finans merkezi haline getirmeyi planladıklarını da dile getirdi.
“Doğrudan yatırımlar artıyor”
Toplantının bir diğer konuşmacısı olan Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer’in üzerinde durduğu nokta ise küresel sıkıntılara rağmen Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırımlardaki artıştı.
“Türkiye, 2001 krizinden bu yana ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda büyük bir değişimden geçiyor, bunun sonucu olarak Avrupa’nın 8’inci, dünyanın 16’ıncı büyük ekonomisi konumunda. Kişi başına düşen gelirdeki artış da oldukça dikkat çekici. Türkiye, ihracat pazarlarını Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya doğru genişletiyor, yatırımı teşvik edici yeni önlemler alıyor,” diyen Dinçer bu özellikleriyle Türkiye’nin liderlik rolünü sürdürmeye devam edeceğinin altını çizdi.
Toplantıda yabancı yatırımcılara seslenen Türk konuşmacılar, ekonomideki olumlu gelişmelerin altını çizdi, Türkiye’nin yatırım için güçlü bir aday olduğunu anlattı.
Hedef uzun süreli %5’lik büyüme
Yatırım konferansının ana konuşmacısı olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin, küresel koşullar çerçevesinde kontrollü bir yumuşak inişi tercih ettiğini, uzun vadede Türkiye’nin hedefinin %5 civarındaki bir büyümeyi yıllar içinde arka arkaya tekrarlamak olduğunu söyledi.
Konuşmacıların yabancı yatırımcılara özellikle hatırlattıkları unsur, yumuşak inişle birlikte cari açıkların da azalması ve bunun da ekonomideki “yeniden denge” arayışına cevap oluşturması şeklindeydi.
Temelde vurgulanan bir diğer unsur da Avrupa Birliği’nin Türk ekonomisi üzerinde oluşturduğu negatif baskı ve bu baskının yeni pazarlar sayesinde asgari seviyeye indirilme çabasıydı. Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi üzerinde baskı oluşturduğunu söylediği bir diğer etken de ücretsiz eğitim ve sağlık sigortası gibi güçlü sosyal politikaların harcamalara yansıyan kısmıydı.
Türkiye’yi kadınlar kurtaracak
Bakan Şimşek, 2002 yılında rüşvetin yaygın olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye hakkındaki algının son derece kötü olduğunun, ancak şimdi bu sıralamada 180 ülke arasında 61’inci konuma gelecek şekilde ilerleme sağlandığının da altını çizdi. Bakan, küresel rekabetçilik sıralamasında artık 43. sırada yer alan Türkiye’nin Çin dışındaki BRICS ülkelerinden daha iyi konumda olduğunu da yabancı yatırımcılara hatırlattı.
Bakan’ın bu toplantıda verdiği bir diğer mesaj da Türkiye’nin 2050 yılında dünyanın en büyük 10, ve Avrupa’nın da en büyük 3 ekonomisi arasına girme hedefiydi. Bakan, Türkiye’nin genç nüfusunun ve şu ana kadar potansiyeli tam olarak değerlendirilmemiş olan kadın işgücünün bu hedeflere ulaşılmasında önemli kaynaklar olarak da sıraladı.
Goldman Sachs Türkiye’den umutlu
Yatırım konferansında, Türkiye’nin ekonomik profili toplantıyı düzenleyen Goldman Sachs yatırım şirketinin Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinden sorumlu baş ekonomisti Ahmet Akarlı tarafından da çizildi.
Akarlı da, Goldman Sachs olarak Türkiye’nin, İngiltere ve Rusya’dan sonra Avrupa’nın en büyük üçüncü ülkesi olacağı tahmininde bulunduklarını vurguladı.
Akarlı, Türkiye’nin 2008 küresel mali krizinden çabuk ve güçlü şekilde çıktığını hatırlattı. Akarlı, Türkiye’nin büyüme hızı olarak Goldman Sachs’ın tahminin de %5,5 olduğunu kaydetti. Akarlı’ya göre Türkiye için yaptıkları kısa ve uzun vadeli tahminlerin temelinde üç unsur yatıyor: Küresel mali krizin yavaş yavaş sona ermeye başlaması, kriz nedeniyle Avrupa ve Amerika merkez bankalarının kredi koşullarını gevşetmesi ve şu ana kadar Türkiye’nin mevcut potansiyelinin tamamını kullanmamış olması. Akarlı, yatırımcılara hitaben yaptığı konuşmada Türkiye’nin kısa dönemli görünümünü “pozitif” olarak gördüklerini ve yatırım için uygun olduğunu düşündüklerini de söyledi.
“Türkiye kaliteli büyüdü”
Toplantının konuşmacıları arasında yer alan İMKB Başkanı İbrahim Turhan da sadece Türkiye’nin son 10 yıldır kaydettiği büyümeye değil bu büyümenin nitelik açısından gösterdiği kaliteye dikkat çekti. Turhan, “Büyümede verimliliğin artması sadece %5’lik paya sahip; büyümeyi asıl körükleyen istihdam artışı ve sermaye kullanım oranının artmasıydı,” dedi. Türkiye’de uzun zamandır mali disiplinin Maastricht kriterlerini yakaladığına dikkati çeken Turhan, İMKB’nin hem ulusal hem de bölgesel çapta büyüme planlarını da anlattı. Türkiye’nin en büyük 100 şirketinden sadece 27’sinin borsada işlem gördüğünü hatırlatan Turhan, bankalardan kredi almanın giderek zorlaşması nedeniyle ileride daha fazla şirketin halka açılıp, borsaya dahil olacağına inandıklarını kaydetti.
İMKB Başkanı, bu kurumun kapasitesini artırmayı, diğer ülke borsalarıyla ilişkileri güçlendirerek İstanbul’u küresel bir finans merkezi haline getirmeyi planladıklarını da dile getirdi.
“Doğrudan yatırımlar artıyor”
Toplantının bir diğer konuşmacısı olan Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer’in üzerinde durduğu nokta ise küresel sıkıntılara rağmen Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırımlardaki artıştı.
“Türkiye, 2001 krizinden bu yana ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda büyük bir değişimden geçiyor, bunun sonucu olarak Avrupa’nın 8’inci, dünyanın 16’ıncı büyük ekonomisi konumunda. Kişi başına düşen gelirdeki artış da oldukça dikkat çekici. Türkiye, ihracat pazarlarını Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya doğru genişletiyor, yatırımı teşvik edici yeni önlemler alıyor,” diyen Dinçer bu özellikleriyle Türkiye’nin liderlik rolünü sürdürmeye devam edeceğinin altını çizdi.