Amerika’daki Türkiye uzmanlarından Soner Çağaptay, Ankara'yla Washington arasındaki son vize krizine ilişkin olarak, “Amerika’nın Türkiye’ye bakışında bir dönüm noktasındayız. Son 50 yılın en ciddi krizini yaşıyor olabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay, Ankara'yla Washington arasındaki son vize krizini Amerika'nın Sesi muhabirine değerlendirdi.
Amerika’nın son 15 yılda Türk-Amerikan ilişkilerindeki bütün aksaklıklarda bu aksaklıkları gözardı ederek ve Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu düşünerek her zaman sorun yaratmama ve kriz çıkarmama stratejisi izlediğine dikkati çeken Çağaptay, Washington’ın ilk defa ilişkilerde kriz çıkartabilecek türden bir adım attığını söyledi.
“Demek ki Amerika'nın Türkiye'ye bakışında bir dönüm noktasındayız” diyen Çağaptay, bunun nedenlerine ilişkin şunları kaydetti:
“Birincisi özellikle darbeden sonra artan biçimde OHAL’in Türkiye'de demokratik normları eritecek, erozyona uğratacak biçimde kullanıldığı hissi var Washington'da. İkincisi de tabi ki Amerikan konsolosluğu ve elçiliğinde çalışan Türk vatandaşlarının gözaltına alınıyor olması. Tabi ki bu kişilerin diplomatik dokunulmazlığı yok, ancak uluslararası ilişkilerde bir centilmenlik anlaşması vardır. Elçiliklerde çalışan yabancı personele diplomatik dokunulmazlığı olmasa bile bazı ülkelerin müsamaha gösterdiği, onlara diplomatmış gibi davrandığı düşünülmektedir. İşte bu hoşgörünün gösterilmediğini düşünüyor Amerika. Demek ki bence ilişkilerdeki dönüşüm noktasına gelmiş olmamızın sebebi son dönemde Amerikan misyonlarında çalışan iki Türk vatandaşının gözaltına alınmış olması ve üçüncü bir kişinin gözaltına alınma tehdidinin ortaya çıkmış olması. İşte bu belki de şimdiye kadar Türkiye'yle ilişkilerde aklıselim bir tavır alması gerektiğini düşünen ve bu konuda Türkiye'yle ilişkilerin iyi yürütülmesi gerektiğini düşünen Amerikan diplomatları arasında dahi Türkiye'ye karşı sert adım atma yönünde ortaya zemin çıkarmıştır diyebiliriz.”
Çağaptay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “her kavgadan zaferle çıkmak isteyen lider” iddiasına işaret ederek, ancak şimdi Amerika’nın da “bu kez zaferle çıkmak istediği” görüşünü dile getirdi.
Soner Çağaptay şöyle konuştu:“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdiye kadar kazandığı seçimlerde ona çok yardımcı olan bir siyasi markası var, o da şu; ‘Güçlü adam, haksız olduğu zaman bile haklı çıkmayı becerebilen lider, her kavgadan zaferle çıkan lider’. Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kavgadan da Amerika'ya karşı zaferle çıkmak istiyor ama şunun altını çizmemiz lazım; Amerika da bu kez zaferle çıkmak istiyor çünkü artık son raddeye geldiğini gösteriyor Erdoğan'ın gerek içteki politikaları gerekse Türkiye'deki Amerikan vatandaşlarını tutukluyor olmasından dolayı. İşte ben bu açıdan belki de tarihi bir krize şahitlik yaptığımızı düşünüyorum. Türk Amerikan ilişkilerinde en son böyle bir krizi belki Kıbrıs savaşı sonrasında yaşamıştık; Amerika Türkiye'ye karşı askeri ambargo koyduğunda. Son 50 yılın en ciddi krizini yaşıyor olabiliriz gibi görünüyor.”
Çağaptay, Türkiye’de eksen kayması tartışmalarına ilişkin de, Ankara’nın denge politikasından vazgeçtiği ve bundan sonra uluslararası düzene meydan okuyan bir kimliğe büründüğünün işaretlerini verdiğini belirtti.
Türkiye uzmanı Çağaptay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye bence zaten yönünü çevirmişti, bu son 15 senenin gelişmesi, artık bu sorunun cevabını belki de daha önceki yıllarda tartışıyor olmamız gerekiyordu ancak şunu söyleyebiliriz; Türkiye belki de kendisini uluslararası ilişkilerde başka ülkelerle giriştiği her çatışmada mutlaka haklı, kazanır, muzaffer çıkan ülke olarak görüyor. Şimdiye kadar Türkiye hep kendisini bir NATO ittifakının parçası olarak görmüştü. Son dönemde birkaç sene içinde Ankara'ya yapılan ziyaretlerde gerek İran genelkurmay başkanının gelmesi gerek Venezuela lideri Maduro'nun gelmesi Türkiye'nin şimdiye kadar Amerika'yla izlediği denge politikası, yani AK Parti döneminde bir yandan NATO ittifakına olan sadakat ama bir yandan da geleneksel olmayan dış politika partnerlerini bulma konusunda izlediği denge politikasının artık belki de bittiğini gösteren işaretler vermeye başladı Türkiye. Bu denge politikasından vazgeçtiğini ve bundan sonra ciddi biçimde uluslararası düzene meydan okuyan, İran, Venezuela gibi ülkelerin liderlerini kabul etme rahatlığını göstermekte. Belki bu açıdan önemli bir dış politika dönüşümünde olduğumuzu söyleyebiliriz.”
Your browser doesn’t support HTML5