Türkiye ABD’ye Kırgın mı Kalacak?

Türkiye ile ABD ilişkilerinde son olarak Suriye’deki Rakka operasyonu sırasında Amerikan askerlerinin PYD-YPG arması takması sonrası yaşanan gerilimin yankıları sürüyor.

24 Mayıs’ta Suriye’de terör örgütü IŞİD’e yönelik Rakka operasyonu sırasında PYD-YPG güçleriyle birlikte hareket ettikleri gözlemlenen ABD askerleri üniformalarına YPG arması taktıkları görüntülenmişti. Türkiye’nin sert tepki gösterdiği fotoğraflar konusunda, geçtiğimiz cuma günü ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından Suriye’deki ABD askerlerince YPG arması takılması “izinsiz-yetkisiz” ve “uygunsuz” olarak değerlendirilmişti. Pentagon Sözcüsü Albay Steve Warren, askerlere, YPG armalarını çıkartmaları yönünde talimat verildiğini de açıklamıştı.

Pentagon’un açıklaması sonrasında, hafta sonu Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sözleriyle birlikte Washington yönetimine Ankara’nın tepkisinin kısmen yumuşadığı gözlendi. ABD’nin PYD ile ilişkilerinde tehlikeli bir sürece girdiğini söyleyen Çavuşoğlu’nun, ayrıca Suriye’de terör örgütü IŞİD ile mücadele kapsamında Türkiye’nin ABD ile ortak operasyon yapılabileceğini açıklaması da dikkat çekmişti.

Bugün muhalefet partileri CHP ve MHP’den konuya ilişkin sert tepkiler gelirken; Türk askeri tarafınca da ABD’ye üstü kapalı mesaj verildiği görüldü.

Orgeneral Akar da mesaj verdi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Ege Bölgesi’ndeki “Efes 2016 Tatbikatı” sırasındaki konuşmasında ülke ismi vermedi ancak sözleri ABD’ye yönelik bir mesaj olarak algılandı. Efes Tatbikatı’na, NATO çerçevesinde ABD’li askerlerce de katılım gösterilmesi dolayısıyla Akar’ın konuşmasındaki “müttefiklik” vurgusu dikkat çekti. Akar, “Türk Silahlı Kuvvetleri, en öncelikli görev olarak terörle mücadele harekatının siyasi direktif doğrultusunda büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Mücadelemiz etnik ve mezhep ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarımızın güvenliği sağlanana ve terör bitene kadar devam edecektir. TSK, dünyada barış için kurulan ittifaklara destek sağlamaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki ittifaklar kurulurken verilen sözler ve vaatler birer ahittir” dedi.

CHP: Bu ikiyüzlülük nedir?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, bugünkü grup konuşmasında, Türkiye’nin dış politikasında ciddi itibar kaybı yaşadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, ABD ile Türkiye arasında gerilime yol açan “YPG armalı askerler” meselesinde ise sadece ABD’ye değil Türk Hükümeti’ne tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Amerikan askerleri PYD kokardını takmışlar. Kıyamet kopuyor, o kokardı neden takarsın diye. Ya, bırak kokardı kardeşim, kokart takmış takmamış, onun daha ötesine git sen. Sen demiyor muydun, ‘PYD terör örgütüdür’ diye söylüyordun. Amerikalılar onunla beraber iş tutuyor mu? Tutuyor. Onu savunuyor mu? Savunuyor. Peki, PYD’yi savunan uçaklar nereden kalkıyor? İncirlik’ten kalkıyor. Kim izin veriyor buna? Sen izin veriyorsun. Adama sormazlar mı bu ikiyüzlülük nedir diye? Tabii böyle olunca kim takar bunları ‘Sen istediğin kadar konuş, ben bildiğimi okurum’ diyor” açıklaması yaptı.

MHP: Bu nasıl bir kepazelik, nasıl bir husumettir?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, ABD’li askerlerce IŞİD’e karşı 24 Mayıs’ta başlatılan Rakka operasyonu sırasında PYD-YPG armasıyla görüntülenmiş olmasından dolayı tepkisini grup konuşmasında dile getirdi. Bahçeli, “PYD eşittir PKK’dır. Müttefikimiz ABD, PKK’yla yan yana, yanak yanağıdır. Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir kepazelik, nasıl bir husumettir? ABD’nin PKK’yla beraberliği düşmanlık alameti değilse nedir? Sayın Cumhurbaşkanı haklı olarak bu skandalı kınamıştır. MHP de hem telkin etmekte, hem de lanetlemektedir. AKP’li Dışişleri Bakanı’nın, ABD’yi ikiyüzlülükle suçlaması işlenen cürümün yanında hakikaten hafif kalacaktır. ABD’nin PYD ve PKK’yla arasından su sızmıyorsa, bundan sonra NATO’da aynı safta yüz yüze nasıl bakılacak, ne söylenecektir? ABD’nin Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının sözcüleri, YPG armalı askerlerinin IŞİD’e karşı savaşan güçlere danışmanlık ve yardım görevinde bulunduklarını açıklamışlardır. Kısacası özrün bile kabahatten büyüklüğü saklanamamıştır” dedi.

Bu arada hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli, Güneydoğu Bölgesi’ndeki çatışmalardan dolayı Erdoğan ve AKP Hükümeti’ni suçladı. Her iki lider de Çözüm Süreci’nde yaşananları eleştirdi.

Bass: Türk Hükümeti ve askeriyle çok yakın çalışıyoruz

Türkiye’deki siyasi ve askeri tepkilere karşılık ise ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass’tan bugün bir açıklama geldi. Bass, Şanlıurfa’da Güneydoğu İş Kadınları Zirvesi’ne katılımı sırasında soruları yanıtladı. ABD’li askerlerce YPG arması takılmasıyla ilgili Pentagon Sözcüsü’nün açıklama yaptığını hatırlatan Bass, kendisine soru yöneltilmesi üzerine, Türkiye’deki son birkaç gündür yürütülen tartışmadaki yanlış sözleri düzeltme fırsatı doğduğunu da söyledi. Bass, “YPG’ye danışmanlık yapan birkaç askerlerimizle ilgili YPG armaları takmış olmalarından dolayı son birkaç gündür çok şeyin konuşulduğunu biliyorum. Bu Pentagon Sözcüsü’nün de belirttiği gibi kişisel hareketler, izin alınmadan yapılan hareketlerdir ve düzeltilmişlerdir. Bu durum, DEAŞ’e karşı yürütülen savaşta bu ABD’nin bir politikasını yansıtmamaktadır ve bu bir politika seçimi değildir. Dolayısıyla nasıl planlar yapabiliriz, nasıl operasyonlar yapabiliriz diye Türk Hükümeti ve askeriyle çok yakın çalışıyoruz. Türkiye içindeki bazı topluluklara, hem Kilis’e hem de etrafındaki yerlere zarar veren DEAŞ’i, Türk sınırından nasıl uzaklaştırabiliriz, nasıl atabiliriz diye yakından çalışıyoruz” dedi.

Bass, ayrıca Suriye’de YPG’ye danışmanlık yapıldığını ancak en fazla Suriye Arap Koalisyonu olarak DEAŞ’e karşı mücadele yürüten grubu desteklediklerini belirtti. Bass, “Türkiye'de bazı kişiler tarafından öne sürülen düşünceleri düzeltmek için bana fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. İlk olarak DEAŞ’in bize karşı ortaya koyduğu sorun karşısında Amerika Birleşik Devletleri çok endişelidir. Dolayısıyla tüm koalisyon ortaklarımızla, buna Türkiye'de dahil DEAŞ’i Türkiye sınırından kovmak için, DEAŞ’i küçültmek için, sahip olduğu alanı, toprağı azaltmak için uğraşıyoruz. ABD, DEAŞ’e karşı olan savaşında bir çok grubu destekliyor. En önemli destek verdiğimiz grup Suriye Arap Koalisyonu adı altında savaşan Suriyeli Araplardır. Onlara DEAŞ’e karşı olan savaşlarında özel ekipmanlar sağlıyoruz” diye konuştu.

Bass: PKK’ya silahlarını bırakma çağrısını yapıyoruz

Bu arada Şanlıurfa’da ziyaret ettiği Balıklıgöl gibi tarihi yerleri dünyadan herkes tarafından görülecek, ziyaret edilecek yerler olarak görmeyi arzu ettiğini de söyleyen Bass, ancak Güneydoğu Bölgesi’ndeki çatışma ortamı nedeniyle Şanlıurfa’ya yönelik ziyaretlerim azalması gibi olumsuz etkiler ortaya çıktığını da söyledi. Bass, “Bu Güneydoğu’daki çatışma ortamı çok uzun süredir devam ediyor. Bu şiddetin kesinlikle durması gerekiyor. Bunun ilk ve en önemli adımı da PKK’nın şiddete son verip silahları da bırakmasıdır. Gelecekte herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir ortam oluşturmak ve bir müzakere masasına oturup sonuca varmak için PKK’ya silahlarını bırakmaları için çağrı yapmaya devam ediyoruz” görüşünü dile getirdi.

Emekli Orgeneral Başbuğ: dış politikada çaresizlik yaşanıyor

Bu arada geçtiğimiz günlerde kitap imza günü sırasındaki soru üzerine; Genelkurmay Eski Başkanı ve Emekli Orgeneral İlker Başbuğ da, Türkiye ile ABD arasındaki PYD-YPG gerilimini yorumladı. Başbuğ, Türk dış politikasında adeta bir çaresizlik yaşandığını belirterek, şu görüşlerini ifade etti:

“Türkiye süratle Suriye, Irak ve Rusya ile olan ilişkilerini normale çevirme zorunluluğu var. Gazete manşetlerinde Suriye Rakka bölgesine yapılan operasyon yer alıyor. Burada PKK'nın Suriye kolu olan YPG, PYD'den. YPG Suriye demokratik güçleri içerisinde şu anda yer almış durumda. Rakka operasyonunda Suriye demokratik güçleri deniyor ama ana iskeletini YPG ve PYD'nin oluşturduğu bir gerçek. Şimdi YPG Fırat'ın batısına geçti mi, geçmedi mi? Yarın Rakka IŞİD’den alınır ise burası kime ait olacak? Kime verilecek? Maalesef özellikle Suriye konusunda yapılan yanlışlıkla bugün YPG’yi, PYD’yi ABD'nin müttefiki haline getirdi. Aynen bunu Irak’ta da yaptık. Irak'ta yaptığımız yanlış politikalar neticesinde Peşmerge nasıl orada ABD’nin müttefiki olmuşsa, bugün YPG ABD’nin adeta müttefiki olmuş durumda.”