Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinde Yeni Dönem

Ankara'da düzenlenen Hocalı mitingi

Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme süreciyle bozulan Türkiye-Azerbaycan arasındaki diplomatik ve ekonomik işbirliği yeniden artmaya başladı. Amerika’nın Sesi İstanbul muhabiri Dorian Jones, Ankara’nın artan bir hızla Azerbaycan’a yaklaştığını bildiriyor.

Son dönemde Türk yetkililerin Azerbaycan’ı ziyaretlerinde bir artış yaşanıyor. Ankara, Karabağ sorunu konusunda Bakü’ye desteğini bu ziyaretlerle göstermeye çalışıyor. 1988’de Ermeniler, nüfus çoğunluğuna sahip oldukları Dağlık Karabağ’da bağımsızlıklarını ilan etmiş ve altı yıl süren savaşın sonunda 35 bin kişi ölmüş, en az bir milyon Azeri mülteci durumuna düşmüştü. Savaş 1994’te ateşkesle sonuçlansa da, sorunun kesin çözümü yönünde uluslararası çabalar devam ediyor.

Hocalı katliamının 20. yıldönümünde İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, duygulu bir konuşma yapmış, Türk milleti var oldukça dökülen kanların hesabının sorulacağını söylemişti. 1992’deki Hocalı katliamında 603 Azeri hayatını kaybetmişti.

Hocalı katliamının yıldönümüne binlerce Türk ve Azeri milliyetçisi katıldı. Çoğunun elinde “Tek millet, iki devlet” pankartları bulunuyordu. Mitingde Ermeni karşıtı sloganlar da çok kullanıldı.

İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyesi Cengiz Aktar, İçişleri bakanının Hocalı mitingine katılması ve kullandığı dilin, Türk dış politikasındaki ciddi kaymaya işaret ettiğini söyledi. Son on yıldır böyle bir şey görmediğini belirten Aktar, Azerbaycan’ın yeniden diplomasi sahnesine girdiğini Türkiye’nin geçmişte Ermenistan’la yakınlaşma çabalarının Azerbaycan lehine sonuçlandığını kaydediyor.

Ankara, 2009 yılında Erivan’la normalleşme sürecini başlatmış, bu durum Azerbaycan’ı öfkelendirmişti. Türkiye bu süreçte Karabağ savaşının sonunda Ermenistan’a uyguladığı ekonomik ambargoyu da kaldırdı.

Eski diplomat ve Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi uzmanı (EDAM) Sinan Ülgen, Ankara’nın Erivan’la ilişkilerini geliştirme yoluyla, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının çözümünde elini güçlendirmeyi hesapladığını, ancak Bakü’nün bu denli sert muhalefetiyle karşılaşınca geri adım attığını söylüyor. “Başbakan [Erdoğan] Türkiye’deki milliyetçi seçmen tabandan dolayı tercihini Bakü’den yana kullandı,” diyen Ülgen, Türkiye’nin geleneksel olarak milliyetçi politika izlediğine dikkati çekiyor. Ülgen’in işaret ettiği bir diğer nokta da Azerbaycan’ın, Türkiye’deki bu büyük ve özellikle de iktidar partisini destekleyen milliyetçi tabana erişme gücü oldu.

Amerika Dışişleri Bakanlığı bir süre önce yayınladığı raporda Erdoğan hükümetini Ermenistan’la normalleşme sürecini dondurmasından dolayı eleştirmişti. Ancak bu kararından dolayı Ankara, Bakü tarafından ödüllendirildi. Azerbaycan bu süre içinde Türkiye’yle bir dizi doğal gaz anlaşması imzaladı. Bu anlaşmalardan biri Türkiye’nin Azeri gazını dünya piyasalarına aktarmasına da izin veriyor. Türkiye bölgesel bir enerji koridoru olmayı amaçlıyor. Azerbaycan’la varılan doğal gaz anlaşmaları aynı zamanda, Türkiye’nin uluslararası yaptırımlarla köşeye sıkışan İran’a bağımlılığını azaltmasını sağlıyor.

Bununla birlikte Azerbaycan, Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmesi yönünde uluslararası baskıya maruz kaldığının farkında. Ermenistan’la ilişkiler aynı zamanda artan “soykırım” baskısını da azaltabilecek bir ilaç gibi görülüyor. Ankara için Azerbaycan’ı küstürmeden Erivan’la ilişkileri geliştirmek çözümü oldukça zor bir denklem.