‘Türkiye Batı İçin Endişe Kaynağı’

Your browser doesn’t support HTML5

Ankara saldırısı sonrası Türkiye’de oluşan tablonun Batı’dan bakıldığında nasıl göründüğünü sorduğumuz başkent Washington’daki Türkiye uzmanlarından Kemal Kirişçi, Ankara garı gibi son derece sembolik öneme sahip bir binanın önünde yapılan saldırının endişeyi arttırdığını söylüyor.

“Batı’dan bakıldığında akla gelen ilk kelime endişe oluyor. Türkiye’deki istikrarsızlığın Batı için ne kadar bir endişe kaynağı olduğunu anlayabiliriz.”

Başkent Washington’daki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü Türkiye Projesi Direktörü ve TUİSAD kıdemli araştırmacısı Prof. Dr. Kemal Kirişçi, Suriye’deki durumu daha da karmaşık hale getiren Rusya’nın müdahalesi, Kırım’ın ilhakı, gibi başlıkların Batı için endişe olduğunu ifade ediyor ve ekliyor.

“Bunların ortasında uzun zaman Türkiye’ye bir istikrar adası olarak bakılmıştı. Halbuki Türkiye son bir buçuk senedir hem ekonomik açıdan hem siyasi açıdan artan bir istikrarsızlığa kaydı.”

Suriye savaşı Türkiye’yi ve dünyayı çok ciddi bir mülteci kriziyle karşı karşıya getirdi. Rusya’nın hava operasyonları tabloyu değiştirmeye başladı. Rusya’nın amacı uzun vadede planı ne ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz sorusuna şu yanıtı verdi.

“Rusya’nın planı Esat rejiminin tabanını teşkil eden Nusayrilerin bulunduğu bölgenin güvenliği sağlamak.Akdeniz kıyısındaki Rusların uzun zamandır kullandığı imkanların kontrolüne devam edebilmek. Mesaj boyutu da var. ABD ve Batı Suriye konusunda uzun zamandır kararsızlık yaşadı. Oysa Rusya’nın mesajı ben müttefiklerimin yanında her zamana dururum gerektiğinde de görüldüğü gibi askeri müdahalede bulunurum mesajı verdi.

En önemlisi Akdeniz kıyısında inşa edilecek nükleer enerji santralı ile Rus gazını Avrupa’ya taşıması beklenen gaz boru hattı. Bunların geleceği zaten sorgulanmaya Suriye’deki gelişmeler sonrası daha büyük soru işaretler oluştu.”

Profesör Kirişçi, Amerika’nın YPG’ye desteğini arttırarak sürdürme kararının iki ülkenin görüş ayrılıklarını daha da derinleştirip derinleştirmeyeceği sorusunu ise “Türkiye ile Amerika Suriye defterinde aynı sayfada olduğunu söylemek zor. Her ne kadar İncirlik hava üssünün kullanılması ve İŞİD’e karşı ortak mücadele kararı vermiş olsalar bile” sözleriyle yanıtladı.

“Amerika’dan bakıldığında müttefiklik ilişkisine rağmen çok derin bir güvensizliğin baskın çıktığını üzülerek gözlemliyoruz. Aradaki güvensizlik sorunlara ortak bir yaklaşımın geliştirilmesini engelliyor.”

Mülteci krizi ve Avrupa Birliği eylem planı konusunda ise, her iki tarafın iç siyaseti eylem planını şekillendirdiğini düşünüyor.

AB’ye mülteci akını kendi sınırlarına dayanana kadar, pek çok uluslararası kuruluştan çok baskı geldiği halde çağrılara kulağını tıkadığını savunuyor. Brookings uzmanı, Bu noktada AB ile Türkiye’nin birbirlerine muhtaç olduğu görüşüne katıldığını kaydediyor.