Türkiye'de Amerikan Karşıtlığı Hızla Artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Lirası’ndaki değer kaybından Washington'u suçlamasıyla birlikte Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının yükselişe geçtiği gözleniyor.

İstanbul'da televizyon kameraları karşısına geçenler dolar banknotlarını yakıp ”Amerikalılar'ı dize getireceğiz” sloganları atarken Amerikan karşıtı öfke, ülkenin dört bir yanında hissediliyor.

Adana'da dolar banknotlarını yakan bir başka kişiyse ”Herkes bunu görsün, herkes vatanını, ülkesini sevsin. Kimse bizi dolarla yakamaz. Doları biz yakarız, Amerikan mallarını protesto edeceğiz,” dedi.

Sosyal medyada sıkça paylaşılan bir video görüntüsündeyse bir kişinin akıllı telefonunu balyozla kırdığı görülüyor.

Yaptığı milliyetçi konuşmalarda eleştiri dozunu giderek arttırarak Amerikan karşıtlığını körükleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halkı, iPhone ve diğer Amerikan teknoloji ürünlerini boykot etmeye çağırdı.

Erdoğan'ın öfkesi, çoğu Ağustos ayının başından bu yana olmak üzere Türk Lirası’nın değerinin neredeyse yüzde 40'ını yitirmesinden kaynaklanıyor.

Erdoğan, hafta başında yayınladığı Kurban Bayramı mesajında, ekonomiye yönelik bir saldırının bayrağa ve ezana yönelik saldırıdan farklı olmayacağını, hepsinin aynı amacı taşıdığını, bu amacın da Türkiye ve Türk halkını dize getirmek olduğunu kaydetti.

Liranın Ağustos'taki değer kaybından, Amerikalı rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılmaması üzerine iki Türk bakana yaptırım ve gümrük tarifeleri uygulaması getiren Başkan Trump sorumlu tutuluyor. Erdoğan, Washington'u, NATO müttefiki olan Türkiye'ye karşı ekonomik savaş açmakla suçluyor.

Öte yandan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, ”Türk hükümeti Rahip Brunson'u serbest bırakmamakla büyük hata etti. Bu hatalı durum her geçen gün devam ediyor. Bir NATO müttefiki, Batı'nın parçası olarak doğru olanı yapar ve Brunson'u koşulsuz şekilde serbest bırakırsa bu kriz anında çözülür,” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Bolton'un bu açıklamasının Trump yönetiminin bir NATO müttefikini ekonomik savaşla hedef aldığının kanıtı olduğunu söyledi.

Eski diplomat Aydın Selcen ise aynı anda çok ciddi birçok sorun yaşandığını ve yaşanan son anlaşmazlığın, Türk-Amerikan ilişkilerinin yakın tarihindeki en kötü kriz olduğunu kaydetti.

Selcen, Amerikan düşmanlığının son on yılda tüm sosyal sınıflar arasında, sağdan sola siyasi yelpazenin tamamında rekor seviyede yükseldiğini kaydediyor.

Amerikan karşıtlığı, Türk popüler kültüründe de son yıllarda sıklıkla işlenen bir tema. Birçok film ve televizyon dizisi, Amerikalılar'ın Türkiye'ye karşı kötü amaçlarla kurduğu komploları konu alıyor. Ancak bazı uzmanlar, Türkiye ve Amerika arasındaki mevcut gerginliklerin altında daha temel bir meselenin yattığını, bunun da Türk-Amerikan ilişkilerinin Soğuk Savaş sonrası döneme uyum sağlayamamasından kaynaklandığını savunuyor.

Amerikan askeri gücü, Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği'ne karşı bir kalkan oluşturmuştu. Dönemin ABD Başkanı Harry Truman'ın Missouri savaş gemisini 1946'da İstanbul'a göndermesi, Ankara ve Moskova arasında gerginliğin yüksek olduğu bir dönemde Ankara ve Washington arasındaki stratejik ortaklığın simgesel başlangıcı olarak görülmüştü.

Kadir Has Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel ise Türk-Amerikan ilişkilerinde Soğuk Savaş dönemine kadar uzanan yapısal bir sorun olduğunu kaydediyor. Özel, iki ülkenin çıkarlarının birbirinden uzaklaştığını ve ilişkilerin hangi ortak taban üzerine kurulacağı konusunda bir daha anlaşmaya varamadıklarını söylüyor.

250'den fazla ölüme neden olan 2016'daki darbe girişimi, ikili ilişkiler üzerinde olumsuz rol oynamaya devam ediyor. Ankara halen Amerika'nın darbe girişiminde parmağı olduğundan şüpheleniyor. Türkiye'nin stratejik önemi nedeniyle Washington'un Türkiye'deki üç askeri darbede de rol oynadığı şüphesi hiçbir zaman ortadan kaybolmadı.

Soli Özel, Amerikan karşıtlığının elit tabakada da etkili olduğunu ve elitlerin de hiçbir zaman Amerika'ya güvenmediklerini söylüyor. Özel, eski dışişleri bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil’in 12 Mart darbesinden CIA'in sorumlu olduğunu söylediğini hatırlatıyor ve “Amerika ile kötü emelleri, Türk siyasetçilerinin her zaman beklediği bir durum haline gelmişti,” diyor.

Soğuk Savaş'ın bitmesiyle durumun değiştiğini kaydeden Özel, artık Türkiye’nin, otonom bir oyuncu olarak rol oynamanın ne olduğunu gördüğünü söylüyor. Amerika'nın Türkiye’nin işlerine müdahale etmesine ve Amerika'nın istediklerini yapmasına engel olmasına tahammülü olmadığını belirtiyor.

Öte yandan Washington'la yaşanan gerginlikler nedeniyle Türkiye, daha önce de olduğu gibi yüzünü Avrupa'ya dönüyor. Avrupa Birliği'yle geçmişte karşı karşıya kalınan bazı anlaşmazlıkların şimdilik askıya alındığı gözleniyor. Başkan Trump'a yönelik öfke, Türkiye ve Avrupa'yı ortak paydada birleştiriyor. Ancak uzmanlar, Türkiye'nin Avrupa'yla olan farklılıkları nedeniyle Ankara'nın gerginliklerin düşürülmesi karşısında büyük bir diplomatik bedel ödemek zorunda kalabileceği uyarısında bulunuyor.