Erdoğan’ın üniversiteli kız ve erkek öğrencilerin beraber yaşamasının denetleneceği yönündeki açıklaması siyasi fırtına yarattı
İSTANBUL —
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, üniversiteli kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmasına müdahale edileceği yönündeki açıklaması siyasi bir fırtınaya neden oldu. Erdoğan, talebin ailelerden geldiğini söylese bu açıklama, İslami kökenli iktidar partisinin dini bir siyaset izleyip-izlemediği sorularını gündeme getirdi.
Üniversitelilerin kızlı-erkekli yaşamasına müsamaha edilmeyeceğini söyleyen
Erdoğan, hükümetin, devlet üniversitelerindeki karma yurtların %75’ini kapattığını da açıkladı.
Erdoğan sık sık bireylerin özel hayatlarına müdahale etmekle suçlanıyor. Başbakan daha önce de kadınların kaç çocuk yapması gerektiği ve kürtajla ilgili yorumlarıyla gündeme gelmişti.
Amerika’nın Sesi’yle görüşen ve erkek arkadaşıyla yaşayan bir kız öğrenci bu gelişmelerin hükümetin dini siyasetinin bir devamı olduğunu söyledi. İktidar partisinin İslamcı bir parti olduğu için erkek ve kadınların beraber olmasından hoşlanmadığını söyleyen öğrenci bu tür gelişmelerin Türkiye’de sık sık gündeme geldiğini; meselenin özünde kadınların ve kadın bedeninin olduğunu ve bunun erkeklerle ilgili bir sorun olmadığını belirtti.
Ancak Erdoğan bunun dini bir mesele olduğunu reddediyor ve müdahalenin nedeninin kendilerine telefon eden endişeli aileler olduğunu söylüyor.
10 yılı aşkın süredir başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan sürekli olarak 90 yıllık laik cumhuriyeti zayıflatmakla suçlanıyor. Erdoğan ise bu iddiaları reddediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Ayfer Bartu Candan Erdoğan’ın son açıklamasının hükümetin laiklik karşıtı olduğu yolundaki tartışmaları tekrar başlatacağını söylüyor. Candan, durumun laik kesimi şaşırtmadığını belirtiyor. Sosyoloji profesörü, “Laik kesim, ‘Bunda şaşılacak bir durum yok, Erdoğan gerçek yüzünü gösteriyor, izlemek istediği siyaseti artık daha açık biçimde ortaya koyuyor’ görüşünde,” diyor.
Uzmanlar, kızlı-erkekli evlerle ilgili tartışmanın, Türkiye’de uzun yıllardır bölünmeye neden olan başörtüsü konusunda uzlaşmaya varılmasından ve bazı kadın milletvekillerinin başörtülü olarak meclise girmesinden hemen sonra gündeme geldiğine de dikkati çekiyor.
Ana muhalefet partisi CHP ise Erdoğan’ı 18 ay sürecek ve 2015’te genel seçimlerle noktalanacak seçim dönemi öncesi laik kesimle muhafazakar kesim arasında gerilim yaratmaya çalışmakla suçluyor. Erdoğan ise “muhafazakar demokrat” bir siyaset izlediğini iddia ediyor.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği kurucularından Pınar İlkkaracan son gelişmelerin kadınları kontrol altında tutmayı amaçlayan politikaların sonuncusu olduğunu söylüyor. Profesör İlkkaracan, muhazakarlığın ana direklerinden birinin kadın cinselliğini ve gençleri, özellikle de genç kızları kontrol altına almak olduğunu belirtiyor. Erdoğan’ın açıkça genç kızları ahlaksızlıkla suçladığını söyleyen İlkkaracan namus cinayetlerinin işlendiği bir ülkede Başbakan’ın genç kızları ahlaksızlıkla suçlamasına dikkati çekiyor.
Başbakan, sıkça rastlanan bir durum olmasa da, kendi destekçilerinden de eleştiri aldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tartışmaların önemini yadsıyarak konunun hükümetin gündeminde olmadığını belirtti. Ancak bu yorum konunun hükümetin gündeminde olduğunu söyleyen Erdoğan tarafından reddedildi. Ülkenin İslamcı medyasındaki bazı önemli köşe yazarları da Erdoğan’ın siyasetini sorguladı.
Hukuk uzmanları karşı cinsteki öğrencilerin aynı evde yaşamasını engelleyecek bir yasa olmadığını belirtiyor. Ancak medyada çıkan haberler öğrenci evlerine baskınların başladığını gösteriyor.
Konuya yasal bir düzenleme getirmek isteyen Erdoğan, aynı zamanda komşuları öğrencileri ihbar etmeye davet etti.
Bartu Candan bu tür bir söylemin ülkede var olan gerilimi artıracağı konusunda uyarıda bulunuyor. Komşuların beraber yaşayan gençleri şikayet, hatta tehdit ettiğini belirten uzman şimdi bu komşuların daha da cesaretleneceğini söylüyor. Candan’ın asıl korkusu ise her türlü müdahaleyi meşru kılacak yasal çerçevenin oluşturulması.
Avrupa Birliği ise yaptığı açıklamalarda duyduğu kaygıyı dile getirdi ve hükümetlerin yetişkinlerin nasıl evlerde yaşayacağına karışamayacağına dikkati çekti.
Ancak tüm bu eleştirilere rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geri adım atacağa benzemiyor.
Üniversitelilerin kızlı-erkekli yaşamasına müsamaha edilmeyeceğini söyleyen
Erdoğan, hükümetin, devlet üniversitelerindeki karma yurtların %75’ini kapattığını da açıkladı.
Erdoğan sık sık bireylerin özel hayatlarına müdahale etmekle suçlanıyor. Başbakan daha önce de kadınların kaç çocuk yapması gerektiği ve kürtajla ilgili yorumlarıyla gündeme gelmişti.
Amerika’nın Sesi’yle görüşen ve erkek arkadaşıyla yaşayan bir kız öğrenci bu gelişmelerin hükümetin dini siyasetinin bir devamı olduğunu söyledi. İktidar partisinin İslamcı bir parti olduğu için erkek ve kadınların beraber olmasından hoşlanmadığını söyleyen öğrenci bu tür gelişmelerin Türkiye’de sık sık gündeme geldiğini; meselenin özünde kadınların ve kadın bedeninin olduğunu ve bunun erkeklerle ilgili bir sorun olmadığını belirtti.
Ancak Erdoğan bunun dini bir mesele olduğunu reddediyor ve müdahalenin nedeninin kendilerine telefon eden endişeli aileler olduğunu söylüyor.
10 yılı aşkın süredir başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan sürekli olarak 90 yıllık laik cumhuriyeti zayıflatmakla suçlanıyor. Erdoğan ise bu iddiaları reddediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Ayfer Bartu Candan Erdoğan’ın son açıklamasının hükümetin laiklik karşıtı olduğu yolundaki tartışmaları tekrar başlatacağını söylüyor. Candan, durumun laik kesimi şaşırtmadığını belirtiyor. Sosyoloji profesörü, “Laik kesim, ‘Bunda şaşılacak bir durum yok, Erdoğan gerçek yüzünü gösteriyor, izlemek istediği siyaseti artık daha açık biçimde ortaya koyuyor’ görüşünde,” diyor.
Uzmanlar, kızlı-erkekli evlerle ilgili tartışmanın, Türkiye’de uzun yıllardır bölünmeye neden olan başörtüsü konusunda uzlaşmaya varılmasından ve bazı kadın milletvekillerinin başörtülü olarak meclise girmesinden hemen sonra gündeme geldiğine de dikkati çekiyor.
Ana muhalefet partisi CHP ise Erdoğan’ı 18 ay sürecek ve 2015’te genel seçimlerle noktalanacak seçim dönemi öncesi laik kesimle muhafazakar kesim arasında gerilim yaratmaya çalışmakla suçluyor. Erdoğan ise “muhafazakar demokrat” bir siyaset izlediğini iddia ediyor.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği kurucularından Pınar İlkkaracan son gelişmelerin kadınları kontrol altında tutmayı amaçlayan politikaların sonuncusu olduğunu söylüyor. Profesör İlkkaracan, muhazakarlığın ana direklerinden birinin kadın cinselliğini ve gençleri, özellikle de genç kızları kontrol altına almak olduğunu belirtiyor. Erdoğan’ın açıkça genç kızları ahlaksızlıkla suçladığını söyleyen İlkkaracan namus cinayetlerinin işlendiği bir ülkede Başbakan’ın genç kızları ahlaksızlıkla suçlamasına dikkati çekiyor.
Başbakan, sıkça rastlanan bir durum olmasa da, kendi destekçilerinden de eleştiri aldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tartışmaların önemini yadsıyarak konunun hükümetin gündeminde olmadığını belirtti. Ancak bu yorum konunun hükümetin gündeminde olduğunu söyleyen Erdoğan tarafından reddedildi. Ülkenin İslamcı medyasındaki bazı önemli köşe yazarları da Erdoğan’ın siyasetini sorguladı.
Hukuk uzmanları karşı cinsteki öğrencilerin aynı evde yaşamasını engelleyecek bir yasa olmadığını belirtiyor. Ancak medyada çıkan haberler öğrenci evlerine baskınların başladığını gösteriyor.
Konuya yasal bir düzenleme getirmek isteyen Erdoğan, aynı zamanda komşuları öğrencileri ihbar etmeye davet etti.
Bartu Candan bu tür bir söylemin ülkede var olan gerilimi artıracağı konusunda uyarıda bulunuyor. Komşuların beraber yaşayan gençleri şikayet, hatta tehdit ettiğini belirten uzman şimdi bu komşuların daha da cesaretleneceğini söylüyor. Candan’ın asıl korkusu ise her türlü müdahaleyi meşru kılacak yasal çerçevenin oluşturulması.
Avrupa Birliği ise yaptığı açıklamalarda duyduğu kaygıyı dile getirdi ve hükümetlerin yetişkinlerin nasıl evlerde yaşayacağına karışamayacağına dikkati çekti.
Ancak tüm bu eleştirilere rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geri adım atacağa benzemiyor.