Atatürk Havalimanı’nda dün gece yaşanan terör saldırısının ardından medyaya yönelik yayın yasağı kararı ile birlikte sosyal medya siteleri Twitter ve Facebook’a erişilememesi, Türkiye kamuoyunda tartışma yarattı.
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz’e göre; Türkiye’de bugün yargı kararı olmaksızın bürokrasi baskısıyla internet servis sağlayıcısı şirketler tarafından sosyal medyaya engelleme uygulanıyor.
Türkiye’de bugün sabah saatlerinden itibaren internet hizmeti alan vatandaşlar, sosyal medya siteleri Twitter ve Facebook’taki hesaplarına ulaşamadı. Ev ya da mobil cihazları için internet servis sağlayıcıları tarafından herhangi bir teknik arıza uyarısı olmadığı halde sosyal medya sitelerine erişilememesi dikkat çekti. Bu arada internet aracılığıyla diğer sitelere ulaşılmasına rağmen Twitter ve Facebook’un adeta yasaklama alanı içerisinde olduğu gözlendi.
Sosyal medyaya yönelik erişim yasağı uygulandığı konusunda, hükümet ve ilgili kamu kurumlarından resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak ülkede telekomünikasyon alanından sorumlu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), “yasak kararı” açıklaması değil ama vatandaşları uyarıcı mesajıyla dikkat çekti. BTK, bu sabah yaptığı yazılı açıklamayla “milli güvenlik” gerekçesiyle vatandaşlar haklarında yasal işlem yapılacağı konusunda şunları ifade etti:
“28 Haziran 2016 günü düzenlenen masum insanların hayatını kaybetmesine neden olan ve ülkemizin birlik ve huzurunu hedef alan terör saldırısı sonrası sosyal medya üzerinden saldırı anına ve saldırı mağdurlarına ait çeşitli görüntüler paylaşılmaktadır. Mahkeme kararı ile hakkında yayın yasağı da getirilen söz konusu görüntülere ilişkin paylaşımlar yoluyla menfur terör saldırısının amacına bilerek veya bilmeyerek hizmet edildiği değerlendirilmektedir. Bu itibarla, internette ve özellikle sosyal medyada yapılan ve hukuki sorumluluğu bulunan bu tür paylaşımlar (tweet, retweet vb.) konusunda vatandaşlarımızın gerekli hassasiyeti göstermesi beklenmektedir. Kamuoyunda infial uyandırma ve toplumu dehşete düşürmeye yönelik kasıtlı paylaşımlarda bulunanların yasal sorumlulukları bulunmaktadır. Söz konusu görüntüleri yayınlayarak veya paylaşarak terörizmin amacına hizmet edenler hakkında, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin korunmasına ilişkin mevzuat kapsamında ilgili kurumlar nezdinde her türlü yasal incelemenin takipçisi olunacaktır.”
Akdeniz: ‘Yargı kararı olmaksızın ifade özgürlüğü ihlali’
Geçmişte Twitter ve Facebook’a yönelik yasaklama kararı karşısında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluyla hukuki mücadele yürüten isimlerden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bugün yaşanan durumu Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Akdeniz, bugün sosyal medyaya neden erişilemediğini şöyle açıkladı:
“Şu anda sosyal medya platformlarına VPN kullanılmadan ulaşmak mümkün değil. Daha önceki yasaklamalarda, engellemelerde yavaş da olsa giriliyordu. Fakat bugün itibariyle VPN kullanmıyorsanız Twitter ve Facebook kullanılır durumda değil. Bizim daha önceki hukuki mücadelelerimizde bir mahkeme kararı ya da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) almış olduğu idari tedbir kararlarına itiraz ya da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurularımız olmuştu. Fakat bu engelleme veya yasaklama diğerlerinden farklı. Ortada idari anlamda bir karar ya da mahkeme kararı yok. Karar olmadığı için de hukuken olmayan itiraz etmek mümkün değil. Bu tip yavaşlatma ve bezdirme operasyonu, Suruç ya da Ankara katliamı ve sonrasındaki terör saldırılarından hemen sonra ki bugünkü gecikmeli oldu çünkü hemen birkaç saat içerisinde sosyal medya platformlarını yavaşlatmaya başlıyorlardı. Bu teknik bir uygulama. Bunun içerisinde BTK ile TİB’in olduğunu düşünüyorum ve talimatla internet servis sağlayıcıları üzerinden özellikle de Türk Telekom üzerinden bu platformlara giden veri alışverişini yavaşlatıyorlar. Dolayısıyla bezdiriyor ve kullanılamaz hale getiriyorlar.”
Kanunla BTK ve TİB’e verilmiş interneti yavaşlama ve engelleme yetkisi bulunmadığını vurgulayan Akdeniz, 5651 sayılı kanunda çocukların korunması, milli güvenlik-kamu düzeni için veya hakaret içerikli paylaşımların engellenmesi için URL tabanlı engelleme öngörüldüğünü belirtti. Ancak kanunda bugünkü şekilde bir engellemenin öngörülmediğini kaydeden Akdeniz, eğer kanunda öngörüldüyse mahkeme kararı veya TİB’in idari engelleme kararı olması gerektiğini ifade etti.
Your browser doesn’t support HTML5
İnternet tüketicisi davacı olabilir mi?
“Şu anda aslında var olan ama hukuken olmayan bir engelleme söz konusu. Bu da vatandaşların internete erişimine, bilgi edinme ve ifade özgürlüğü haklarına aykırı bir yaklaşım” diyen Akdeniz, bunun teknik anlamda kanıtlanmasını ise Twitter ve Facebook’un yapabileceğini açıkladı. Ancak Türkiye’de şu anda internet servis sağlayıcıları ve ilgili sosyal medya sitelerince “üç maymun oynandığı sürece” hukuken itiraz yapılamayacağını söyledi.
Yargıya ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuru için somut yasaklama kararları olması gerektiğini vurgulayan Akdeniz, internet servis sağlayıcılarından hizmet alan tüketiciler olarak bunun sorgulanabileceğini kaydetti. Ancak kanıtlanmasında sıkıntı olacağını yineleyen Akdeniz, sorulduğu zaman “teknik arıza” gerekçesi sunulabileceğini dile getirdi.
Akdeniz, AB adayı statüsündeki Türkiye’nin internet kullanımı ve ifade özgürlüğü açısından en kötü örnek olduğunu belirterek, “Bu boyutta toplumsal olaylar veya terör olayları sonrasında internete erişimin böylesine yavaşlatıldığı bir başka örnek görmedim” dedi. İnternet aracılığıyla bilgi edinme hakkına engelleme anlamına gelen bir süreç yaşandığını kaydeden Akdeniz, örneğin Facebook’un İstanbul’da olanlara yönelik iyi olduğunu bildirme hizmeti sunduğunu ancak bunun Facebook’a erişilemeden kullanılamadığını da anımsattı.