Türkiye ile El Kaide Arasında İlişki Var mı?

Salı günü altı ilde yapılan operasyonların ardından basına açıklama yapan İHH Genel Sekreteri Yaşar Kutluay

Son el Kaide operasyonlarındaki tutuklamaları değerlendiren uzmanlar bunun Türkiye’nin cihatçılara karşı sertleştiği anlamına gelebileceğini söylüyor
Türkiye’de yetkililer bu hafta içinde El Kaide’nin önde gelen iki isminin yanı sıra 28 başka şüpheliyi terörle mücadele operasyonları kapsamında tutukladı.

Uzmanlar bunun Türkiye’nin cihatçı teröristlere karşı sertleştiği anlamına gelebileceğini söylüyor. Erdoğan’ın uzun süredir cihatçı milislerin Suriye’ye geçişini engellemek için yeterli çaba göstermediği iddia ediliyordu.

Operasyonlarda tutuklananlar arasında eski bir Guantanamo zanlısı olan İbrahim Şen de yer alıyor. Ayrıca El Kaide’nin Türkiye’deki en önemli ismi olduğu söylenen Halis Bayancuk da tutuklananlar arasında. Yetkililer El Kaide ile ilişkisi olduğu düşünülen üç diğer önemli ismin operasyon öncesi Suriye’ye kaçtığını bildirdi.

Emniyet güçleri aynı zamanda İnsanı Yardım Vakfı’nın (İHH) bir ofisine de baskın düzenledi. Vakıf, Erdoğan hükümetine yakınlığıyla tanınıyor ve Suriyeliler’e yardım gönderen kurumların başında geliyor. Vakfın El Kaide ile bağlantıları olduğu iddiaları uzun yıllardır devam ediyor. Almanya 2010 yılında cihatçı bağlantılar nedeniyle İHH’ya yasak getirmişti. İHH yayınladığı açıklamada, Almanya’nın yasakladığı Internationale Humanitäre Hilfsorganisation’un (Uluslararası İnsani Yardım Örgütü) kendileriyle bağlantısı olduğu iddialarını yalanlıyor.

Salı günü vakfın başkan yardımcısı Hüseyin Oruç, yapılan baskını bir “komplo” olarak değerlendirdi ve İHH’nın yardımlarının Suriyeli bebeklere, çocukları ve soğuktan donanlara ulaştığını söyledi ve bu yapılanın İHH ile ilgili izlenimi çarpıtma ve Suriye’ye yapılan yardımı engelleme amaçlı olduğunu iddia etti.

1 Ocak’ta emniyet güçleri Suriye’ye doğru yola çıkan bir tıra operasyon düzenlemiş ve tırda silah ve cephane bulunmuştu. İHH ise silah kaçakçılığı iddialarını reddetmişti. Şüpheli tırdakiler polis arama yapmak istediğinde, MİT’e çalıştıklarını, araç içindeki malzemenin de “devlet sırrı” niteliğinde olduğunu söylemiş ve aramaya engel olmuştu.

(Bkz: Aranamayan TIR Mühimmat mı Taşıyordu? )

Terörle mücadele operasyonları, dışişleri yetkililerinin radikal İslamcı gruplarla bağlantısı olan yabancıların sınır dışı edildiğini açıklamasının sonrasında başladı. Avrupa ülkeleri elçilikleriyle paylaşılan raporda Türkiye’nin geçtiğimiz yıl içinde Suriye’de savaşan gruplarla bağı olan binden fazla Avrupalı’yı sınır dışı ettiği bildirildi.

Bazı uzmanlar sınır dışı rakamının Batılılar’ın El Kaide ile ilgili endişelerini yatıştırmak amacıyla abartıldığını düşünüyor.

Washington Yakın Doğu Enstitüsü uzmanı Aaron Zellin sınırdışılarla ilgili herhangi bir kanıtın ortaya konmadığını söylüyor.

Erdoğan hükümeti Beşar Esat’a karşı başlatılan ayaklanmanın en büyük destekçilerinden biri ve Amerika ve Avrupa’yı Suriye’ye müdahale etmedikleri için eleştiriyor. Erdoğan Suriye’nin kuzeyinde ayaklanmacıların kontrolündeki bölgelerin korunması için uçuşa yasak bölge ilan edilmesini önermişti.

Başbakan Erdoğan aynı zamanda ayaklanmacıların Türkiye’yi silah ve erzak kaynağı olarak kullanmasına izin verdi. Ancak son aylarda Batılı ülkeler İslamcı militanların Türkiye’yi üs olarak kullanması nedeniyle Ankara üzerinde baskı kuruyor. Avrupa devletleri Suriye’de savaşan cihat yanlısı milislerin gelecekte Avrupa’ya dönmelerinden endişe duyuyor.

İngiliz dış istihbarat dairesi MI6’in şefi John Sawers Aralık ayında İngiliz Parlamentosu’ndaki bir komisyon toplantısında 300 İngiltere vatandaşı Müslüman’ın Suriye’de cihat yanlısı gruplara katıldığını söyledi. Sawers, bu kişilerin Suriye’de İngiltere’ye döndüklerinde tehdit oluşturmalarına neden olacak muharebe deneyimi kazanabilecekleri konusunda uyarıda bulundu.

Belçika İçişleri Bakanı ise gazetecilerle bir söyleşide bugüne dek 2 bin Avrupalı’nın Suriye’de savaştığını söyledi.

Batılı diplomatlar Türkiye’nin cihatçılara karşı hoşgörüsünden duydukları hayal kırıklığı konusunda sessiz kalırken Kürtler bunun bir adım ilerisine gitti ve Erdoğan hükümetini, El Kaide’yi Suriye’de Kürtlere karşı kullanmakla suçladı. Suriye’de Kürtler ve cihatçı gruplar arasında son aylarda çatışmalar yaşanıyor.

PYD lideri Salih Müslim Kasım ayında Amerika’nın Sesi’ne verdiği demeçte Türkiye’yi, topraklarını lojistik üs olarak kullanan cihatçılara karşı önlem almamakla, hatta sınır geçişlerine izin vererek işbirliği yapmakla suçlamıştı.

Türkiye’den yalanlama

Türkiye ise Suriye’deki cihatçı grupları desteklediği iddialarını reddediyor. Kasım ayındaki İsveç ziyaretinde gazetecilerle tartışan Erdoğan, Türkiye’de cihatçı milislerin olduğunu reddetmiş ve gazetecilerden bu konuda kanıt talep etmişti.

Erdoğan El Kaide ya da El Nusra’nın Türkiye’yi üs olarak kullanmasının söz konusu olmadığını ve bunların yalan ve iftiralardan ibaret olduğunu belirtmişti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye’nin cihatçı milislere hoşgörü gösterdiği ya da yardım ettiği iddialarını aynı sertlikle reddetti. Al Monitor haber sitesine röportaj veren Davutoğlu: “Onları hangi temele dayanarak durduralım? Türkiye’ye 34 milyon turist geliyor. Sakalın var, sen terörist olabilirsin mi diyelim?” diye konuşmuştu.

Salı günkü operasyonlara rağmen uzmanlar Erdoğan’ın cihatçı milislere karşı mücadele edeceğinden şüphe duyuyor.

Washington’daki Demokrasileri Koruma Vakfı uzmanı Lisa Lundquist salı günü yapılan operasyonların cihatçı milislerin ve cihatçılara giden silahları engelleme amaçlı mı yoksa Türkiye üzerinde oluşan baskıyı azaltma amaçlı mı olduğunun önümüzdeki günlerde belli olacağını söyledi.

Operasyonları düzenleyen polis ve savcılar hakkında soruşturma açıldığı, görevden alındıkları ya da sürüldükleri yolundaki haberler de hükümetin El Kaide ilişkileri konusundaki soru işaretlerini artıracağa benziyor.