Türkiye’de “etki ajanlığı” düzenlemesi şimdilik rafa mı kalktı?

“Etki ajanlığı” ile mücadele gerekçesiyle yeni suç oluşturulmasına ilişkin düzenleme, bugün TBMM’de görüşülecek kanun teklifinden çıkarıldı. AK Parti düzenlemeden tümüyle vazgeçilmediğini ve kısmen değişiklikle yeniden gündeme alınacağı sinyalini verdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bugün görüşülecek “Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kapsamında yer alan “etki ajanlığı” ile mücadele gerekçesiyle yeni suç oluşturulmasına ilişkin 16’nci madde tekliften çıkarıldı.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, muhalefet ile görüşülerek düzenlemede kısmen değişiklik yapılacağını açıkladı. Düzenlemenin, AK Parti tarafından “muğlaklık eleştirisi” nedeniyle şimdilik geri çekildiği belirtiliyor.

Bugünkü yasama çalışmaları arifesinde oturumu yönetecek CHP’li TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın da girişimiyle iktidar ile muhalefet arasında “etki ajanlığı” düzenlemesi üzerine müzakere yapıldı. Böylece CHP, İYİ Parti, DEM Parti, Saadet Partisi grupları tarafından geri çekilmesi yönünde girişimler yürütülen yeni suç düzenlemesiyle ilgili AK Parti, muhalefet ile uzlaşma tutumu sergiledi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “etki ajanlığı”yla ilgili suç düzenlemesiyle ilgili geri çekme kararını duyuran isim oldu. Emir, “Haftalardır sürdürdüğümüz gerek halkımızın büyük desteğini alarak kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarımız ile gerek Meclis’teki çalışmalarımız ve eleştirilerimiz sonucunda an itibari ile geri çekildi” paylaşımında bulundu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de, “Hukuksuz ‘etki ajanlığı’ maddesi toplumsal ve siyasal muhalefetin itirazları sonucunda geri çekildi. Sivil toplumun ve muhalefetin sesini kısmaya çalışan yasalara karşı bundan sonra da ortak mücadelemiz sürecek” mesajını paylaştı.

Muhalefet cephesi temsilcilerinden “etki ajanlığı” düzenlemesinden vazgeçildiği yönünde açıklamalar yapılması ardından AK Parti cephesi ise, şimdilik geri çekme kararı alındığını ve düzenlemede kısmen değişiklikler öngörüldüğünü bildirdi.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis’te yaptığı açıklamasında, Adalet Bakanlığı’yla birlikte yeniden bu suç düzenlemesi üzerine çalışma yapılacağını ifade etti. Tümüyle düzenlemeyi geri çekme kararı almadıklarını, sadece bugünkü Noterlik Kanunu’yla ilgili torba tekliften çıkardıklarını vurgulayan Güler, “Tekliften çıkaracağımız casusluk düzenlemesiyle ilgili önümüzdeki hafta muhalefetin de öneri ve itirazlarını ele alacağımız bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu, bakanlık yetkililerinin de katılacağı bir toplantı olacak. Daha sonra bu düzenlemeyi tekrar gündemimize alacağız” diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin de Genel Kurul’da, “Bu yasanın isimlendirilmesinde çok ciddi bir yanlış var. Bu yasa 'etki ajanlığı' kanunu değil” diye konuştu.

“TCK'da 326 ila 339. maddeler arasında devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk diye alt alta sıralanmış maddelerimiz var. Dünyada artık casusluk dediğiniz kavram değişti, teknoloji gelişti. Dolayısıyla bu suçların mahiyeti de değişti. Grup Başkanvekillerimizle bugün yaptığımız toplantıda da ifade ettikleri gibi yeni nesil casusluk suçlarının düzenlemeye ihtiyacı var” dedi.

“Bu konuyla alakalı ihtiyacı görüyoruz, tüm grupların da ehemmiyet verdikleri gibi önümüzdeki hafta gruplarla bir araya gelerek detaylı toplantı yapacağız” diye ekledi.

IPI heyeti de “etki ajanlığı” düzenlemesine karşı Ankara’da ve Meclis’teydi

Bu arada Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü alanındaki gelişmeleri takip etmek üzere uluslararası medya kuruluşlarından temsilcilerden oluşan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) görev heyeti de bugün Meclis’teydi.

IPI heyeti, CHP, EMEP gibi siyasi partilerden milletvekilleriyle temas halindeyken “etki ajanlığı” düzenlemesinin gündemdeki yasa teklifinden çıkarıldığı bilgisini öğrendi.

Heyette, IPI ekibinden Oliver Money-Kyrle, İpek Yezdani, Zeyneb Gültekin ve Damla Tarhan Durmuş, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret ile Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Temsilcisi Gürkan Özturan yer aldı.

IPI, bu sabah yaptığı yazılı açıklamasıyla Türkiye’deki iktidara “etki ajanlığı suçlaması yaratılmasından vazgeçilmesi” çağrısında bulunmuştu. IPI heyeti, bugün Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu Başkanı ve Büyükelçi Thomas Hans Ossowski’yle de biraraya geldi.

Heyet, ayrıca Açık Radyo’nun lisans hakkına yeniden kavuşması için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) CHP kontenjanından seçilmiş üyesi Tuncay Keser ile de görüştü.

Sivil toplum örgütleri “zaman kazanıldı” açıklamasıyla mücadele mesajı verdi

Ayrıca EŞİK Platformu, Çevre Hukukçuları Ağı, Temiz Hava Hakkı Platformu ile Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği ise, “‘etki ajanlığı’ gerekçesiyle ceza kanuna yeni bir suç eklenmesine karşı” Meclis’te siyasi partileri ziyaret etti.

Sivil toplum örgütleri, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve beraberinde CHP Genel Başkan Yardımcısı (Gölge Adalet Bakanı) Gökçe Gökçen ile ve sonrasında DEM Parti Grubu yönetimiyle görüştü.

Ardından EŞİK Platformu, “Aylar süren mücadelenin sonunda etki ajanlığı maddesi geri çekildi. Demokrasi ve özgürlüklerin korunması için çok önemli bir adım. Ancak ertelemek yeterli değil. Zaman kazandık. Tekrar geri gelmemesi gerekir. Tüm kazanımlarımızı geri almamız gerekir. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve tüm toplumsal muhalefetin ortak mücadelesinin başarıyı getirdiğini bir kez daha deneyimlemiş olduk. Eşitlik, demokrasi ve özgürlük için mücadele edeceğiz. Hayatlarımızdan, haklarımızdan, hayallerimizden vazgeçmeyeceğiz” açıklaması yaptı.

Söz konusu “etki ajanlığı” düzenlemesi nasıldı, neyi öngörüyordu?

AK Parti tarafından geri çekilmesi kararı verilen 16’ncı maddeyle Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) “Diğer faaliyetler” başlığı altında, “etki ajanlığı” ile mücadele gerekçesiyle yeni suç tanımı oluşturulması öngörülüyordu. Bu yeni suç tanımında, “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” kavramıyla kamu faaliyetleriyle ilgili aleyhte olduğu iddia edilecek faaliyetlerin cezalandırılacağı açıklanıyordu.

AK Parti’nin üzerinde değişiklik yapılacağını açıkladığı madde şöyle:

“Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme

Madde 339/A- (1) Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır.”

Ankara Barosu: “Keyfi uygulamalara yol açabilecek düzenleme tekrar gündeme gelmemeli”

Bu haliyle düzenlemeye hukukçular da karşıydı. Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) de dünkü yazılı açıklamasıyla geri çekilmesi gerektiğini belirttiği düzenlemeye karşı bugün Ankara Barosu da açıklama yapmıştı.

Ankara Barosu’ndan bugün yapılan açıklamada, “Düzenlemenin basın özgürlüğü, haber verme ve alma hakkı ve ifade özgürlüğü gibi toplum için vazgeçilmez olan ve demokrasinin de temelini oluşturan anayasal hakları tehdit ettiği açıktır. Bireyler ve basın mensupları, bu belirsiz kanun hükmü karşısında, suçlamaktan korkarak kamunun bilmesi gerekenleri araştırmaktan ve yazmaktan kaçınacaklardır. Bu, AİHM kararlarında pek çok kez ifade edilen caydırıcı etkinin ta kendisidir. Demokrasinin insan hakları ve ifade özgürlüğü gibi kavram ve tecrübelerini yerle bir edecek kadar ağır sonuçları olacak uygulamalar ile karşılaşılacağı tahmin edilmektedir” denilmişti.

Düzenleme geri çekildikten sonra Ankara Barosu, “Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan öngörülebilirliği ve bununla bağlantılı olarak kanunilik ilkesini ihlal eden, keyfi uygulamalara yol açabilecek nitelikte belirsiz ifadeler içeren düzenlemenin tekliften çıkarılmasını yerinde buluyor, düzenlemenin tekrar gündeme gelmemesini gerektiğini vurguluyoruz” açıklaması yaptı.