Türkiye ile İran Suriye’nin Geleceğinde Anlaştı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saint Petersburg’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le biraraya gelmesinin ardından İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in Türkiye ziyareti Ankara’nın Suriye politikasında değişikliğe gidebileceği kanısı oluşturdu. Ancak bunun nasıl olacağı net değildi.

İki gün önce “Altı aylık süre içerisinde Suriye konusunda kayda değer gelişmeler yaşarsak şaşmayın" diyen Başbakan Binali Yıldırım’ın bugün hükümete yakın Karar gazetesinde yayınlanan açıklamaları bu konuda önemli detaylar içeriyor.

Mustafa Karaalioğlu’na konuşan Yıldırım, Suriye’de uzun vadede Beşar Esat’ın olmayacağını söylese de kısa vadede Esat’sız bir çözümde ısrarcı olmayacağının da mesajını verdi: “Yeni dönemde mezhepsel, etnik ve bölgesel yapıların birinin üstünlüğüne dayalı devlet yapısı olmayacak. Yani, Suriye’de şu anda yaşanan kanlı problemin temelindeki arızanın giderildiği bir yapılanma tesis edilecek. Mezhepsel yapılanma olmayacağına göre bu, uzun vadede Esat’ın da olamayacağı anlamı taşır.”

Yıldırım: Suriye’de PYD gibi bir devlet yapılanması söz konusu olmayacak

Türkiye ile Rusya arasında esen sıcak rüzgarların Suriye konusunda, özellikle PYD ile ilişkilere nasıl yansıyacağı da merak konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saint Petersburg’dan dönüşte, “PYD konusunda, YPG konusunda (Putin) görüşlerimiz örtüşüyor. Biz Moskova’da ofis açmaları meselesini de gündeme getirdik. Onun PYD ile alakası olmadığından, onun bir sivil toplum kuruluşu olduğundan söz ettiler. Sayın Putin, bu sayede en azından konudan haberdar oldu. Bunu ilk defa bizden duyduğunu söyledi. Elimizde resimler vardı, kendilerine gösterdik. Konuyu yakından takip edeceklerini söyledi,” diyerek Kremlin yönetimiyle PYD hakkında mutabakata yakın olunduğu izlenimini vermişti.

Cumhurbaşkanı’nın bu değerlendirmesinin ardından her ne kadar PYD, kuzey Suriye’de kritik öneme sahip Menbiç’i ele geçirse de Binali Yıldırım’ın “Suriye’nin toprak bütünlüğünü mutlaka koruyacak bir çözüm olacak. Dolayısıyla da bu ülkede PYD gibi bir devlet yapılanması söz konusu olmayacak,” şeklindeki

sözlerinden Türkiye’nin bu kırmızı çizgisini koruduğu da anlaşılıyor.

Binali Yıldırım: “Çözüm devreye girince Suriyeliler ülkelerine dönecek”

Başbakan Yıldırım Türkiye’deki Suriyeliler hakkında da son dönemde duymaya alışık olunmadık değerlendirmede bulundu. 3 milyon civarında Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de Suriyeliler’e vatandaşlık verilmesi gündemdeyken Yıldırım, çözüm devreye girdikten sonra Suriyeli mültecilerin ülkelerine döneceklerinin altını çizdi: “Meselenin Türkiye’yle ilgili en önemli kısmına gelince. Çözüm devreye girdikten sonra Türkiye dahil bölge ülkelerine sığınmak ve kaçmak zorunda kalan Suriyeliler belirli programla ülkelerine dönecek. Sadece Türkiye’dekiler değil Ürdün, Lübnan ve diğer noktalardaki sığınmacılar da…”

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı: “Suriye konusunda Türkiye ile ana ilkelerde anlaşma sağlandı”

Bu arada Yakındoğu Haber internet sitesinin Fars Haber Ajansı’ndan aktardığına göre, Tahran’ı ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’la görüşmesinin ardından bir açıklama yapan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari, Suriye konusunda Türkiye ile ana ilkelerde anlaşma sağlandığını açıkladı.

Ensari, “Dışişleri Bakanımız Zarif’in son Ankara ziyaretinde Suriye krizinin çözümü konusundaki ana ilkeler, iki ülkenin öngördüğü ortak ilkeler ve özellikle de Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin korunması konularında genel olarak anlaşmaya varıldı. Ayrıca her iki taraf da Suriye halkının oylarıyla kapsamlı bir ulusal hükümetin kurulması konusunda mutabık kaldılar. Bunlar, gerçi genel ilkelerdir; ancak bu konuda anlaşmak için bu ana ilkelerin Suriye krizine tercümesine dair başka ön adımlar atılabilir,” dedi.

Bogdanov: “Türkiye-İran-Rusya üçlü görüşmeleri mümkün”

Ensari’nin görüşmesinin ardından Interfax ajansına konuşan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Kremlin Ortadoğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov ise "Rusya, İran ve Türkiye’nin Suriye ile Ortadoğu konularında aktif ikili görüşmeler gerçekleştirme kararı aldığını ve bu temasların bakanlıklar seviyesinde üçlü görüşmelere dönüşmesinin mümkün olduğunu söyledi.