Türkiye geçen ay ‘ortak tehditlere’ gönderme yaparak Ortadoğu’daki ilk üssünü Katar’da açtı. İki ülke de bölgede istikrarsızlık giderek yaygınlaşırken dışlandıklarını düşünüyor
Gulf State Analytics’in kurucusu Giorgio Cafiero, üssün aynı zamanda Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu arttırma arzusunu ve Katar’ın komşularından bağımsızlığını temsil ettiğini söylüyor.
Cafiero, Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinden 100 yıl sonra Türk güçlerinin Katar’a gitmesinin büyük ölçüde bir prestij meselesi olduğunu düşünüyor.
Katar ve Türkiye’yi birleştiren tek unsur dışlanmışlık duygusu değil, aynı zamanda, İran’a duyulan güvensizlik. İki ülke de, Suriye ve Yemen’de İran’ın düşmanlarını destekliyor. İran’la yapılan nükleer anlaşmadan bu yana Amerika, İran’ın gücüne karşı askeri bir dayanak noktası olarak görülmüyor.
Cafiero hem Türkiye’nin hem de Katar’ın, Amerika’nın İran’ı tehdit olarak görmediğini ve bölgeden çekilmeyi planladığını düşündüklerini söylüyor.
Katar bölgedeki en büyük Amerikan üssüne ev sahipliği yapıyor. 10 bin Amerikan askeri bu üste konuşlanmış durumda. Türk üssünde 3 binden fazla konuşlandırılması bekleniyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen ay yaptığı bir konuşmadan Katar’ın bağımsızlık ve istikrarının Türkiye’nin barışı ve istikrarı gibi olduğunu söylemişti. Güvenli ve istikrarlı bir Körfez istediklerini söyleyen Davutoğlu, iki ülkenin kaderinin ortak olduğunu ifade etmişti.
İki ülkenin yasaklanan Müslüman Kardeşler’i desteklediği Mısır’da halk, askeri ittifakın stratejik bir hamle olduğunu düşünüyor.
Katar’ın Müslüman Kardeşler’e desteğine sıklıkla öfkesini ortaya koyan Mısır, bu ülkeye ait El Cezire kanalını yasaklamıştı. Geçtiğimiz haftasonu Mısır’da bir mahkeme, Katar’a devlet sırlarını aktarmakla suçlanan altı kişiyi idam cezasına çarptırdı.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan uluslararası ticaret uzmanı Muhammed Salih, Katar’ın bu ittifak sayesinde gücünü arttırabileceğini düşünüyor.
Salih, buna rağmen gelişmenin doğrudan bir tehdit olmadığını, Mısır’ın Suudi Arabistan’la ilişkisi sayesinde bölgede üstünlüğü koruduğunu söylüyor.
İzolasyon
Arap Baharı başladığında Türkiye ve Katar, bölgede Müslüman Kardeşler’e bağlı hareketleri destekleyerek etkilerini arttırmaya çalışmış ve birçok Arap yönetimini bu nedenle kızdırmıştı. Küçük, zengin, 2 milyon nüfuslu Katar, Körfez İşbirliği Konseyi’nde ve Suudi Arabistan nezdinde güvenilirlik kaybına uğradı.
Global Risks Insight’ta yazan Chris Solomon, 2014’teki diplomatik krizden bahsederken, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn’in, içişlerine karışmakla suçladıkları Katar’dan büyükelçilerini çektiğini ve sınırları kapatma tehdidinde bulunduğunu hatırlattı.
Yakın dönemde Suudi Arabistan’da ünlü bir Şii din adamının idam edilmesine karşı Tahran’da Suudi büyükelçiliğine yapılan saldırı sonrasında ise, Katar ve Suudi Arabistan İran’dan büyükelçilerini çekme konusunda ortak tavır ortaya koydu.
Türkiye de farklı nedenlerden dolayı son yıllarda yalnızlaştığını düşünüyor. Rus jetini düşürme olayı, IŞİD’le mücadele konusunda Amerika ile yaşadığı anlaşmazlıklar bu olaylardan bazıları. Türkiye, Avrupa ile ise, ülkede azalan ifade özgürlüğü nedeniyle sorun yaşıyor. Türkiye’nin birkaç Ortadoğu ülkesinde de artık büyükelçiliği bulunmuyor.
Hedefler
Uzmanlar, izolasyonla gelen bazı zorluklar dışında, iki ülkenin askeri ittifaklarını geliştirmek için başka nedenleri de olduğunu söylüyor.
75 milyonluk Türkiye bölgenin en güçlü ordularından birine sahip. Cafiero, Türkiye’nin Körfez’deki karlı savunma pazarına yaklaşarak yalnızca nüfuz değil aynı zamanda para elde edebileceğini söylüyor.
Uzman, şu anda Ankara’nın, Katar’ı en güvenilebilir Arap müttefik olarak gördüğünü belirtti.
Washington Enstitüsü uzmanları, Olivier Decottignies ve Soner Çağaptay, Ocak ayında yazdıkları bir makalede, Ortadoğu ile ilgili ortak vizyonun iki ülkeyi yakınlaştırdığını ifade etmişti.
Caffiero, gelişmenin daha geniş, uzun dönemli bir stratejinin parçası olduğunu düşünüyor. Katar’ın genellikle birbirleriyle rekabet içinde olan güçleri dengeleyecek bir siyaset izlediğini belirten uzman, yeni üssün, Doha’nın savunma ortakları ağını genişlettiğini ve ülkedeki istikrara ve refaha destek olacak ülke sayısını arttırdığını söylüyor.
Kahire, Doha, Ankara
Mısırlılar üs açılışını saldırgan bir tavır olarak görmese de bazıları bu ittifakın güçlenmesinin kendileriyle ilişkileri daha da kötüleştirmesinden korkuyor.
Kahire’nin banliyösünde esnaf Hacı Muhi, Mısır’la ilişkisi iyi olmayan bu iki ülkenin beraber hareket etmesinin tehlike yaratabileceğinden endişe duyuyor.
Ancak Muhi de, bölgedeki genel karmaşa göz önünde bulundurulduğunda tek bir üssün ne anlama geldiğini kestirmenin zor olduğunu söylüyor.
Muhi “Körfez’de Amerikan üsleri var. Rus üsleri var. Türk üssü daha mı az, daha mı çok tehlike olur” diye soruyor.