Türkiye, Libya krizinin çözümünde arabuluculuk rolüne hazırlanıyor. Libya’da çatışmalar şiddetlenirken, Türkiye soruna siyasi bir çözüm bulunması çabalarını arttırdı. Türkiye halen hem Libya’nın başkenti Trablus’taki büyükelçiliğini hem de isyancıların merkezi Bingazi’deki konsolosluğunu açık tutan birkaç ülkeden biri.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel, Libya için siyasi çözümün hayati önem taşıdığı görüşünde. Türkiye’nin halen iki tarafla da konuştuğunu, bunu yapabilen birkaç ülkeden biri olduğunu vurgulayan Yenel, sonuçta diplomatik çözümün tek çıkış yolu olduğunu söylüyor. Yenel, aksi halde askeri eylemlerin artmasının tarafları köşeye sıkıştıracağını, onlara bir çıkış yolu göstermek gerektiğini savunuyor.
Libya lideri Muammer Kaddafi ile iyi ilişkileri olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlara kadar askeri müdahaleye ve özellikle NATO’nun olaya karışmasına şiddetle karşı çıktı. Ancak sonra tutum değiştiren Erdoğan şimdi NATO’yu destekliyor ve Kaddafi’yi çekilmeye çağırıyor.
Bu tür yön değiştirmeler Türkiye’nin ne derece objektif olduğu konusunda kuşku yarattı. Ancak diplomatik muhabir Semih İdiz Türkiye’nin bütün bunlara rağmen arabuluculuk için özel bir konuma sahip olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin özel konumunun hem İslam ülkesi hem de NATO üyesi olmaktan kaynaklandığını belirten İdiz ancak arabuluculuğun gerçekleşebilmesi için tarafların Türkiye’nin bu rolü oynamasını kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.
İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı Cengiz Aktar, arabuluculuğun her zaman kolay bir iş olmadığını ama Kaddafi devrildiğinde ne olacağı sorusunun daha büyük sorun oluşturduğunu söylüyor.
Libya’da sadece örgütlü bir muhalefet değil, hiçbir yapılanma bulunmadığını belirten Aktar, Kaddafi devrildiğinde ne olacağını kimsenin bilmediğini, bunun da bir kargaşa reçetesi oluşturacağını savunuyor.
Hem Başbakan Erdoğan hem de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Libya’nın yeni bir Irak ya da Afganistan olabileceği uyarısında bulundu. Her iki lider de Fransa’yı hava saldırılarını desteklediği için şiddetle eleştirdi.
Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel, Fransa’nın silaha başvurmada acele etmesinin siyasi çözüm şansını ortadan kaldırdığı görüşünde.İki tarafla da temas halinde olduklarını, Başbakan Erdoğan’ın üç kez Kaddafi ile görüştüğünü belirten Yenel askeri saldırıların maalesef çok çabuk gerçekleştiğini söylüyor. Yenel, “Fransa ne yazık ki bizimle işbirliği yapmadı, yapsaydı, Kaddafi’yi siyasi çözüme zorlamak için askeri tehdidi kullanabilirdik” diye konuşuyor.
Fransa ise hızlı davranmakla Libya’nın bir kan gölüne dönmesini önledikleri görüşünü savunuyor. Türkiye ile Fransa arasındaki görüş ayrılıklarının bugünkü Londra zirvesinde yeniden ortaya çıkması bekleniyor. Türkiye yine diplomasiye ağırlık verilmesini ve Kaddafi kuvvetlerine karşı hava saldırılarının azaltılmasını isteyecek. Fransa ise büyük olasılıkla bu yaklaşıma şiddetle karşı çıkacak.