Türkiye’nin Gündemi Musul Operasyonu

Türkiye’de bugün liderlerce yapılan siyasi değerlendirmelerde dış politikada Musul operasyonu ön planda çıkarken, Başbakan Binali Yıldırım da Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyona “icap ederse” katılacağını açıkladı.

Başbakan Yıldırım, partisinin TBMM’deki grup toplantısında, “Cumhurbaşkanımızın dediği ‘Masada da, operasyonda da olacağız’ sözümüzün arkasındayız. Operasyonda ön saflarda olanlar bizim Başika’da eğittiğimiz Ninova Mücahitleri’dir. Ayrıca koalisyon güçleri içerisindeki bizim hava kuvvetlerimiz de yer almıştır. ‘Musul’da Türkiye’nin işi yok’ diyenler cevabını almıştır,” açıklaması yaptı.

Yıldırım, toplantı sonrasında, Türkiye’nin hali hazırda hava kuvvetleriyle operasyonda yer aldığı izlenimi ortaya çıktığı anımsatılınca sözlerine açıklık getirdi. Yıldırım, “İcap edince olacak zaten. Prensip olarak koalisyonun içinde olmasında mutabakat var” dedi. “TSK uçaklarıyla henüz yer almadı değil mi?” sorusu üzerine Yıldırım, “Oradaki operasyonların detayını bilmiyorum tabii, ama önemli olan koalisyon içerisinde olmak” yanıtını verdi.

Savunma Bakanı: “Mutabakata varıldı”

Başbakan Yıldırım, öğle saatlerinde yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin Musul operasyonunda hava desteği konusunda Uluslararası Koalisyon ile bir uzlaşma olduğu bilgisini vermişti. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise, saat 20.30 civarında İtalya’nın başkenti Roma’da Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları (SEDM) toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Işık, Roma’daki açıklamasında, Musul operasyonunda hava unsurlarıyla Türkiye’nin katılması yönünde Koalisyon ile mutabakata varıldığını söyledi.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre; Bakan Işık, Fransa’nın başkenti Paris’teki Musul ile ilgili toplantıya da davet edildiklerini söyledi. Işık, “Türkiye olmadan Musul’un geleceğine ilişkin karar almak mümkün değildir,” dedi.

Kılıçdaroğlu: “Esip gürlerseniz plansız kalırsınız”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, TBMM’deki grup toplantısında, hükümetin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği dış politikayı eleştirdi. Musul’daki tabloyu Türkiye açısından “yenilgi” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, Musul’da Ankara’nın süreçte katılımcı olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Suriye ve Irak’taki gelişmeleri konuşmasında özetle şöyle yorumladı:

“Dış politika milli olmak zorundadır. Dış politikayı kapalı kapılar ardında oluşturamazsınız. Türkiye’nin ortak ses çıkarması gerekir. Hükümet, TBMM’yi sağlıklı bilgilendirmemiştir. Başbakan konuşmuyor, Dışişleri Bakanı arada bir şeyler söylemeye çalışıyor. Ve söyledikleri birbirinden farklı. Hedefleri kim belirliyor? Sayın Cumhurbaşkanı. Sorumluluğu yok. Kim buna müdahale edecek, Sayın Binali Yıldırım. Lütfen Binali Bey koltuğunuzun hakkını koruyun, başkaları hakkınıza müdahale etmesin. Konuşacaksa hükümet konuşsun. Musul konusunda esip gürlüyorlardı. A planım, B planım, Z planım var. Esip gürlersen seni plansız bırakırlar. Eskiden Ortadoğu’da kuş uçsa Türkiye’ye sorarlardı. Bu benim ağrıma gidiyor. Musul konusunda Türkiye’nin masa dışında tutulması en büyük yenilgilerimizden biridir. Şimdi birileri bizim milliyetçiliğimizi konuşuyor. O zaman Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na bakacaksınız. Sayın Bahçeli’nin, Sayın Yıldırım’a sormasını isterim; Kerkük’ü kime teslim ettiniz, katliama niçin sesinizi çıkarmadınız? Kimse kusura bakmasın ama, birileri kalkıp istediği gibi eser, bağırır çağırırsa kimse de onu dikkate almaz. Kaybeden Türkiye. Irak ve Suriye politikasına bakın, kaybeden bir ülke var Türkiye, kaybeden Türkmenler. Dışişleri Bakanı, Lozan’da bir toplantıya katıldı: ‘Terörist El Nusra Halep’ten derhal ayrılmalı’ dedi. Cumhurbaşkanı, ‘Eğer dost olmak için IŞİD’e karşı dost olmak ölçüyse El Nusra’ya da dost ol. Onlar da savaşıyor’ dedi. Böyle bir tabloya kim inanır? El Nusra konusunda bile görüş birliği yok. Dışişleri Bakanı’nı kutluyorum, doğruyu söylüyor, El Nusra oradan çekilmeli.”

Bahçeli: Türkiye tribünden izlememeli

MHP Genel Devlet Bahçeli, “Türkmeneli’ni çaresizliğe terk edemeyiz. Kerkük Türk’tür, Musul, Telafer Türk’ün öz yurdudur. Musul’da mülteci göçü başlayınca ne olacak, terör tehdidi devam ederse müttefik ülkeler ne diyeceklerdir? Telafer’de katliam yapılırsa bunun hesabını kimler verecektir? Türkiye Musul konusunu tribünden izlememeli, geri kalmamalıdır. Bu ‘savaşa girelim, oldu bittiye getirelim’ diye yorumlanmamalıdır. Masaya yatırılmalıdır,” dedi.

PKK’nın Irak ve Suriye’deki varlığını anımsatan Bahçeli, Türkiye’nin ülke güvenliği çerçevesinde hareket etmek zorunda olduğunu ifade etti. Irak Başbakanı Ebadi’ye tepkisini aktaran Bahçeli, “PKK, Sincar’a yerleşmiştir. Başta PKK olmak üzere Türkiye düşmanlarının Irak’ta mevzi elde etmesi dostluğa sığmayacaktır. İbadi kimlere diyet borcunu ödemektedir? Başika’yı boşaltmak kabus demektir. İbadi ister kabul etsin, ister etmesin büyük devlet olmanın vakar ve haysiyeti bunu gerektirmektedir. Türkmenler katliama maruz kalırken, Irak ne yapıyordu? Musul üzerinden süren mücadele sadece IŞİD’i kovmak değildir,” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Misak-ı Milli hatırlatması için “yerinde” yorumunu paylaşan Bahçeli, “Türkiye’yi fanusa sokmak isteyenler heves etmesin, Musul bizim asıl meselemizdir. Bu ecdat yadigarı toprakları oyunlarla gasp edenler, tarihe karşı suç işlemişlerdir. Musul ve Kerkük vicdanen, kalben vatandır. Burada hangi taşı kaldırsak ‘Ne mutlu Türküm sesi’ duyulacaktır. Teksaslı gelecek, biz gelemeyeceğiz öyle mi? Biz üst akıl falan tanımayız, takmayız, üstü altı bilmeyiz. Aklı olan varsa ya göle kaçsın, ya da kendisine saklasın. Türk milletinin aklına, irfanına inanır, kargadan başka kuş tanımayanlara kartal pençesini heyecanla hatırlatırız,” dedi.

Demirtaş: “PYD ve PKK’yı yanınıza alsaydınız”

Türkiye’nin bölgede ittifak seçerken yanlış gruplarla işbirliği yaptığını kaydeden Demirtaş, Türkiye’nin IŞİD destekçisi ülke olarak görüldüğünü belirterek, “Musul meselesinde başından beri yanlış aktörlerle iş tutmasaydınız, mezhepçilik yapmasaydınız, milliyetçilik, ırkçılık yapmasaydınız ve en önemlisi çözüm masasını devirmeseydiniz, Türkiye’de iç barışı sağlasaydınız, bir tarafınıza Ahrar uş-Şam’ı, bir tarafınıza Nusra’yı alacağınıza bu tarafınıza, çok açık söylüyorum PYD’yi, öbür tarafınıza PKK’yı alsaydınız,” diye konuştu.

Türkiye’nin PYD ve PKK ile işbirliği yapmasını önerdiği gözlemlenen Demirtaş, böyle yapılsaydı kendi yurttaşı olan 20 milyon Kürt’ü kazanacak Türkiye’nin istikrar ve büyümüş bir ülke olacağını ifade etti.

HDP’nin Türkiye’ye en çok kazandıracak en makul öneriyi; iç barışı gündeme getirdiğini söyleyen Demirtaş, HDP üzerinde bölge halklarıyla Türkiye’nin ilişki kurabileceğini savundu.

“Kimse sen 14 yılda dış politikada ne kazandın diye sormuyor” diyen Demirtaş, Türkiye’nin iyi ilişki içerisinde olduğu bir ülke bulunmadığını öne sürerek hükümetin yalan konusunda Oscar’lık olduğunu sözlerine ekledi.