Türkiye Ortadoğu'daki Ağırlığını Yitiriyor mu?

Gazze'nin Hamas üyesi Başbakanı İsmail Haniye ve Mısır Başbakanı Hişam Kandil Gazze'de

Mısır’ın geçen ay İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlayarak taraflar arasındaki şiddet olaylarını sona erdirmesi, gözlemciler tarafından Kahire hükümetinin diplomatik zaferi olarak değerlendiriliyor. Ancak Mısır’ın bu zaferini Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunun azalması şeklinde yorumlayanlar da var.

İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yaradı. Bahçeşehir Üniversitesi’nden siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanı Cengiz Aktar’a göre Mısır’ın bu başarısı, Türk diplomasisinin bölgedeki öneminin azaldığına işaret ediyor.

Mısır’ın İsrail-Filistin sorununda uzmanlaştığına dikkati çeken Cengiz Aktar, geçen yıl Hüsnü Mübarek’in devrilmesine yol açan olaylar nedeniyle kısa bir süreliğine bu meşgalesine ara verdiğini, ama son dönemde konuya yeniden dönüş yaptığını belirtiyor. Aktar Mısır’da istikrarın düzelmesi, Mursi’nin de Amerika ve Batı’yla iyi ilişkiler kurması sonucu, Türkiye’nin bu süreçte devre dışı kaldığı görüşünde.

Ankara ise krizin çözümünde önemli rol aldığını savunuyor. Ancak Ankara’nın İsrail’le diplomatik ilişkilerini neredeyse bitirmiş olması, bu çabaları baltalayan etken oldu. İki buçuk yıl önceki Mavi Marmara baskınında dokuz Türk’ün İsrail askerlerince öldürülmesi yüzünden iki ülke ilişkileri kopma noktasına gelmişti.

'Türkiye İsrailli liderlere erişmekten aciz'

Gözlemciler, Telaviv-Kahire ilişkiler iyi olmasa da en azından ilişkilerin mevcut olduğunu kabul ediyor. İstanbul’daki Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) adlı düşünce kuruluşunun başkanı Sinan Ülgen, hem Gazze krizinin, hem de Mısır’ın bölgedeki yükselişinin, Ankara’nın ödediği diplomatik maliyetin boyutlarını ortaya koyduğunu söylüyor. Eski diplomat Ülgen’e göre, Türkiye’yi burada kısıtlayan etken, İsrailli liderlere doğrudan erişme acizliği içinde olması. Geçmişte Türkiye’nin bu fırsatı bulunduğunu söyleyen Ülgen, İsrail’le diyaloğun Türkiye’nin bölgesel rolüne katkı sağlayabileceğini savunuyor. Ama Sinan Ülgen, “Türkiye tek ülke değil,” diyor, çünkü Mısır’daki yeni yönetim de İsrail’e sempatik değil.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu geçen ay Türkiye’ye yaptığı çağrıda ikili ilişkilerin yeniden tesisinin iki tarafa da yarar sağlayacağını söylemişti. Gözlemciler, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın istifasının da Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltme fırsatı yaratabileceği görüşünde. Lieberman, Ankara’ya karşı oldukça sert duran bir politikacıydı.

Ancak Türkiye, İsrail’le ilişkileri normalleştirme karşılığında bu ülkenin Mavi Marmara baskınından dolayı resmen özür dilemesi, ölenlerin ailelerine tazminat ödemesi ve Gazze’ye ekonomik ambargoyu kaldırmasını şart koşuyor.

'Ankara Sünniler'le saf tutmamalı'

Cengiz Aktar’a göre Ankara’nın bölgesel diplomaside kan kaybına uğramasına neden olan diğer etkenler, Suudi Arabistan ve Katar gibi Sünni ülkelerle kurduğu ittifak, aynı zamanda İran ve Irak gibi Şii yönetimlere karşı aldığı hasmane tutum. Bu etkenler, Aktar’a göre Türkiye’yi bölgede yalnız bırakıyor, önemli bir diplomatik oyuncu olmasını engelliyor. Cengiz Aktar Türkiye’nin bölgesel diplomasideki eski günlerine dönmesinin tek yolunun “gerçekten tarafsız ülke” olmasından geçtiğini, sistematik bir şekilde Sünni gruplar yanında saf tuttuğu sürece Ortadoğu’da dışlanacağını savunuyor.

'Mısır'la bölgesel rekabet hasmane değil'

Hürriyet Daily News gazetesi köşe yazarı Semih İdiz ise, Türkiye ne yaparsa yapsın, Mısır tarafından gölgelenmekten kurtulamayacağı görüşünde. İdiz’e göre Türkiye’nin Mısır karşısındaki dezavantajı, bir Arap devleti olmaması. Semih İdiz, “Pan-Arabizm boyutu, bölgede ağırlığın Mısır lehine kaymasına yol açacak,” diyor. Ama İdiz, Türkiye ve Mısır rekabetinin geçmişte hasmane olmadığı gibi gelecekte de bu dostane halini sürdüreceğini söylüyor. Diplomasi uzmanı İdiz, Mısır’da iç istikrarın düzeleceği, ekonomik, siyasi ve sosyal kalkınma sağlanacağı konusunda iyimser. Bu da kendisine göre Mısır’ın Ortadoğu’da baskın bir güç olmasının kapılarını açacak.

Bununla birlikte Mısır hala siyasi belirsizlik yaşıyor ve ülke olası karışıklıklara gebe. Bundan dolayı da uzmanlar, Ortadoğu’daki bölgesel önemi açısından Türkiye’nin alelacele defterden silinmemesi gerektiğini savunuyor.