Türkiye ve Suriye Arasındaki İlişkiler Geriliyor

İstanbul Suriye muhalefetinin toplantı merkezi haline geldi

Ankara ve Şam arasındaki diplomatik ilişkiler kopma aşamasına mı geldi? Başbakan ve Cumhurbaşkanı Suriye’deki yönetime güvenlerini kaybettiklerini söylerken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seçim yapmaya zorlanmaları durumunda protestocuların tarafını tutacaklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, haftasonu verdiği bir demeçte, muhalefet gösterilerini güç kullanarak bastıran Suriye hükümetinin iyi niyetli adım atmak için artık çok geç kaldığını belirtti. Gül’ün açıklamasının ardından televizyonda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Şam hükümetine yönelik sert eleştirilerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geçen hafta televizyonda verdiği demeçte Türkiye’nin Suriye halkıyla devleti arasında seçim yapmak zorunda kalması durumunda, halkı seçeceğini vurguladı. Davutoğlu birkaç hafta önce Suriye’yi şiddete başvurmaktan vazgeçirmeye çalışmıştı.

Ama Suriye kendi vatandaşlarına şiddet kullanmaktan vazgeçmedi. Bu gelişme karşısında fazla birşey yapmayan Türk hükümeti, hem muhalefetin, hem de medyanın tepkilerine hedef oldu. Ancak Amerika’nın Sesi’ne konuşan bir Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, diplomasinin basın gibi çalışmadığını söylüyor. Adını açıklamayan bu diplomat, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ilk kez Suriyeli muhalefet temsilcileriyle görüştüğünü vurguladı. Milliyet gazetesi köşe yazarı Semih İdiz de hükümetin başka çaresi kalmadığı görüşünde. Semih İdiz’e göre Suriye, Türkiye’nin hiçbir çağrısına uymadı, şiddet kullanmaya devam etti. Bu koşullarda da Türkiye’nin elinde Suriyeli muhalefetle görüşmekten başka çare kalmadı.

Suriyeli muhalefet liderleriyse Ankara’yı zamanında kendileriyle temas kurmamakla suçluyor. Ancak İstanbul bu muhalefetin neredeyse olağan toplantı mekanı haline geldi.

Geçen hafta Suriye muhalefeti, Libya’da olduğu gibi bir geçiş konseyi kurmaya karar verdi. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Soli Özel, islamcı köklere sahip Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Suriye muhalefetiyle ilişki kurmasının normal olduğunu söylüyor. Soli Özel, AK Parti’nin ideolojik anlamda Suriye muhalefetinin belkemiğini oluşturan Müslüman Kardeşler’e kendini yakın hissettiğini kaydediyor.

Bununla birlikte Ankara, Batı ülkelerinin Suriye’ye yaptırım çağrısına karşı çıkıyor ve yaptırımların halka zarar vermekten başka bir şey yapmayacağını savunuyor. Ankara ayrıca ne Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a çekilme çağrısında bulundu, ne de Suudi Arabistan ve Tunus gibi büyükelçisini geri çekti.

Köşe yazarı Nuray Mert, Türkiye’nin Suriye’yle ilişkilerinde dikkatli bir çizgi izlemesi gerektiği görüşünde. Nuray Mert’e göre Türkiye-Suriye ilişkilerinin iki boyutu var. Bir tanesi Kürt azınlık sorunu. İkincisiyse İran. Nuray Mert, Türkiye’nin Suriye muhalefetinin yanında tavır alıp Beşar Esad’ın devrilmesine destek vermesi durumunda, İran’ın bölgesel anlamda güç kaybedeceğini, Tahran hükümetinin Suriye’de yaşanacak rejim değişikliğini kendi ulusal çıkarlarına tehdit olarak algılayacağını söylüyor.

Beşar Esad bu ay başında Kürt azınlığa yönelik bir açılım yaptı ve Kürtlere ilk kez vatandaşlık önerdi. Gözlemciler, PKK’nın büyük bölümünün Suriyeli Kürtlerden oluştuğunu söylüyor. Şam hükümetinin Kürt kozuna başvurması Ankara’nın en ciddi kaygılarından biri.

Öte yandan Ak Parti hükümeti Tahran’la ekonomik ve siyasi ilişkilerini önemli ölçüde geliştirdi. Başbakan Erdoğan geçen hafta işlek bir karayolunda giden konvoyunu yol kenarına çektirerek İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad’la bir saat telefonda Suriye konusunu görüştü. Ama Suriye’de şiddet olaylarının devam etmesi, Ankara’nın bölgesel denge sağlama çabalarını zorlaştırıyor.