Türkiye Yeni Suriyeli Politikasını Uygulayabilecek mi?

Türkiye, nüfus yoğunluğuna sahip İstanbul başta olmak üzere Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde ikamet kaydı olmayan Suriyelileri kayıtlı oldukları yerleşim yerlerine gönderme kararı aldı ancak göç sosyolojisi alanında uzman Prof. Dr. Murat Erdoğan, bunun uygulanması konusunda ekonomik gerekçe faktörüne dikkat çekti.

İstanbul Valiliği’nin önceki gün İstanbul'da kayıtlı olmayan Suriyeliler'e kentten ayrılmaları için 20 Ağustos’a kadar süre verildiğini açıklaması ilk adım olarak ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarıyla Türkiye’nin göç politikası ve sığınmacılar yaklaşımında değişim sinyali geldi.

“Ben bu ülkenin İçişleri Bakanıyım. Benim ülkemde bilmediğim, kayıtlı olmayan kimsenin yaşamaması lazım” diyen Soylu, Türkiye’nin Suriyeliler'i kayıt olduğu illerde “geçici koruma” kapsamında kabul etmiş olduğunu vurguladı. İstanbul’un birkaç yıl önce kayıt sistemi dışına alındığını kaydeden Soylu, “Çok insani şartlarda kayıt kabul ediyoruz. İstanbul'da toplam 547 bin Suriyeli geçici koruma kapsamında. Fakat bu arada başka illerden İstanbul'a gerek çalışma gerek eğitim kapsamında bir akım olduğunu görüyoruz” ifadesiyle bu nedenle artık kontrol operasyonlarına başlandığını anlattı.

Soylu, “İstanbul'da 1 milyon 69 bin göçmen kaydı var. Bunların 547 bini Suriyeli ve bunlardan da 522 bini ikametli yani düzenli göçmen dediğimiz. Bizim bunlarla ilgili bir problemimiz yok, problem bunun dışında olanlarla. İstanbul ve Türkiye’de kayıtsız kaçak göçmenler ve başka şehirde kayıtlı olup da şu anda İstanbul’da yaşayan Suriyelilerle ilgili. İstanbul’da 12 Temmuz’dan bu yana operasyonlarda 6 bin 122 kişi yakalandı. Günde ortalama 600 kişi yakalanıyor ve bunların 2 bin 691’i Afgan, bin 619’u Pakistanlı, sadece bin civarı Suriyeli. Bangladeş, Özbekistan, Sri Lanka, Fas, Cezayir bütün bunları yakalıyoruz ve bunları, Suriyeliler hariç kendi ülkelerine geri göndermek için geri gönderme merkezlerine gönderiyoruz. Suriyelileri ise geçici koruma kapsamında olduğu için ‘Size 20 Ağustos’a kadar gitme imkanı tanıyoruz’ deyip bırakıyoruz. Tamamen kayıtsız Suriyeliler var. Biz bunları alıyoruz ve kamplara gönderiyoruz. Suriyelilerden, geçici koruma kapsamındakilerden kimseyi sınır dışı yapmadık ve yapamıyoruz. Uluslararası kurallara göre, dünyadaki hiçbir ülke geçici koruma kapsamındaki kimseyi sınır dışı yapamaz” dedi.

Türkiye’nin ülke içinde göçmen kontrolunu sağlamak zorunda olduğunu belirten Soylu, “Biz düzenimizi korumak zorundayız” diyerek Suriyelilerden hangi illerde kayıtlı iseler oralarda yaşamalarını beklediklerini ve hiçbir ilde kaydı olmayanları ise kamplara gönderdiklerini söyledi.

“Bu insanlar gittikleri ilde hangi işi yapacaklar?”

Göç politikaları ve göçmenler üzerindeki saha araştırmalarıyla tanınmış akademisyen ve Türk–Alman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Erdoğan, Bakan Soylu’nun açıkladığı yeni politikayı uygulamakta ciddi zorluklar yaşanacağı görüşünde.

Erdoğan, “Şu an sadece İstanbul'da bile başka illerde kayıtlı 300 bin civarında Suriyeli’nin yaşadığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla buradaki küçük gruplar falan kayıtlı oldukları illere gönderilebilir özellikle yasa dışılıkla bağlantılı gruplar gönderilebilir. Bunlar dışındakileri göndermek çok kolay değil. Bunun hem teknik imkansızlıkları ver hem de gönderilecek ilde yaşanacak sorunlar var. Varsayalım ki Urfa’dan 7 bin Suriyeli İstanbul’dan oraya geri gönderecekler, o da kolay bir şey olmayacak. En önemlisi de bu insanlar çalışarak hayatlarını kazanıyorlar. O illere gittiklerinde hangi işleri yapacaklar? Zaten iş için İstanbul’a gelmiş durumdalar. Bundan dolayı uygulanması gerçekten çok zor” dedi.

“Suriyeliler politikasında değişim var”

Türkiye’nin son 8 yıldır Suriyeliler konusunda ciddi şekilde politika üretmediğini söyleyen Erdoğan, şimdi ülke içerisindeki çok sayıda mülteci nedeniyle toplumda tepki oluştuğunu ifade etti.

Toplumsal tepkiler arttıkça artık bugün siyasetin devreye girme ihtiyacı duyduğunu belirten Erdoğan, “Türkiye’nin politikasında bir değişim olacak. Ama bu değişim mevcut durumu ne kadar değiştirecek bilmiyoruz. Türkiye’deki Suriyelileri, gönüllü geri dönmeye ikna edecek ve bunun uygulanmasını sağlayacak mekanizmalar için Suriye’nin içerisinde sakinleşme sağlanması gerekiyor. Orada çok fazla bir ufuk görünmüyor. Türkiye’nin şu an aslında mücadeleye konsantre olması gereken şey Suriyeliler dışındaki yabancılar. Ve bu yabancılarda kayıt dışılık çok daha yüksek oranlarda çünkü bu yılın başına değin Birleşmiş Milletler kayıt işini takip ediyordu ama şimdi Türkiye yani Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yapıyor. Bu da Suriye dışından gelen mülteciler açısından sınır dışı edilme riskini artırdığı için kaydolmaktan kaçıyorlar. Dolayısıyla Suriyeliler politikasında bir takım değişimler bekliyorum ama bu değişiklikler çok fazla etkili politikalar üretilebileceğine dair çok umudum yok” diye konuştu.

Amaç Avrupa Birliği’ne mesaj mı?

‘Peki neden şimdi Türkiye’nin Suriye politikasında değişim söz konusu’ diye sorduğumuz Erdoğan, “23 Haziran Yerel Seçimleri sürecinde Suriyeliler konusundaki tepkilerden kaynaklı iktidar partisine oy verilmediği” yönündeki görüşe katılmadığını söyledi. Seçimler öncesinde eğer hükümet tarafından böyle bir girişim başlatılsaydı bunun hükümet için puan toplayıcı bir adım olabileceğini de kaydeden Erdoğan’a göre, şimdi bunun nedeni Avrupa Birliği ile yaşanan süreç.

Avrupa Birliği’nin (AB) son olarak Kıbrıs ile bağlantılı olarak Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları konusunda Türkiye’ye yaptırımları gündemine aldığını işaret eden Erdoğan, “Hükümet, yurtdışına yani Avrupa Birliği’ne bu baskı (Suriyelileri kayıtlı illerinde tutma politikası) neticesinde ortaya çıkabilecek ikincil olayları hatırlatmış oluyor. Yani bu baskı süreci devam ederse sistemli bir biçimde Türkiye’den Avrupa’ya yönelecek bir göç kitlesi oluşabilir. Bu da Avrupa’yla yapılan müzakerelerde bir biçimde bir gündem maddesi oluyor. Dolayısıyla hükümetin son politikası biraz da bununla bağlantılı” ifadesini kullandı.