Türkiye genelinde 15-24 yaş arasındaki gençler hakkında “evliliğe bakış” başlığını da ele alan kapsamlı nüfus analizi araştırması yapıldı.
Araştırmada 16 yıl öncesine kıyasla genç kadınlarda üniversite mezunu oranında artış ve erken yaşta evlilikte azalma tespit edildi. Ancak hem genç kadınlar hem de genç erkekler, bazıları evli dahi olsa yeterli cinsel sağlık bilgisine sahip görünmüyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün (HÜNEE) araştırması için Türkiye genelinde 67 ilde, farklı yaşam koşullarına sahip 3 bin civarında hanede 15-24 yaş grubundaki gençlerle görüşüldü.
Bu görüşmelere dayalı 2023 Türkiye Gençlik Araştırması (TGA-2023) kapsamında, ülkedeki gençler hakkında eğitim ve istihdam durumu, cinsel sağlık ile üreme sağlığı ve evliliğe bakış gibi başlıklarda veriler ortaya çıkarıldı. TGA-2007 raporuna kıyasla TGA-2023 raporuyla çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklere ilişkin bilgi ve tutumlara yönelik sorulara yanıt arandı.
UNFPA Türkiye Temsilcisi Mariam Khan, İsveç Büyükelçiliği Müsteşarı Nasrin Pourghazian ve Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İsmet Koç’un katılımıyla tanıtılan raporda, özellikle çocukluk çağından başlayarak genç kuşaklara sağlıklı bireyler olabilmeleri için cinsel eğitim verilmesi gerekliliğine işaret edildi.
TGA-2023 raporundaki verilere göre; Türkiye’deki gençlerden yüzde 60’ı cinsel ilişki, yüzde 55’i hamilelik ve doğum, yüzde 54’ü cinsel istismar/tecavüz durumu ve yüzde 52’si doğum kontrolü hakkında “herhangi bir kaynaktan” bilgi edindiğini ifade etti.
Bu konulardaki en yaygın bilgi kaynağının ise yüzde 69 ile sosyal medya platformları olduğu ortaya çıktı. Gençlerin yüzde 24’ü ise öğretmenleri aracılığıyla eğitim sistemi içinde bilgi aldıklarını söyledi. Ancak gençlerden yüzde 47’si doktorlar aracılığıyla bilgi almak istediklerini aktardı.
Bakanlıklar arası işbirliği gerekliliği vurgulandı
Raporda, “TGA-2023 sonuçları, genel olarak gençler arasında ergen sağlığı ve üreme sağlığı bilgisinin 16 yıl önce yapılan araştırmaya kıyasla beklenen düzeyde artmadığını, hatta bazı yerlerde aynı kaldığını veya azaldığını göstermektedir. Bu durum, ergen sağlığı ve üreme sağlığı bilgilerinin, öğretmen ve öğrenci müfredatı da dahil olmak üzere ulusal sistemler aracılığıyla gerçekçi ve yaşa göre uyarlanmış bir şekilde yapılandırılmasını sağlamak için Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında aktif bir iş birliğinin gerekliliğini vurgulamaktadır” denildi.
Gençlerden yüzde 88’i “kadına yönelik şiddet”, yüzde 64’ü “çocuk yaşta, erken veya zorla evlilik” ve yüzde 61’i “gençlik ve şiddet” konularındaki içeriklere ise internet ortamında veya sosyal medya platformları üzerinden ulaşıyor.
TGA-2007 ile TGA-2023 karşılaştırıldığında, cinsel yolla bulaşıcı hastalıklardan korunma konusunda genç erkeklerde kondom kullanımı yüzde 75’ten 87’ye yükseldi. Ancak genç erkeklerde güvenilir tek cinsel partnere sahip olma oranı ise 2007’de yüzde 21 iken 2023’te bunun yüzde 9,4’e düştü. Benzer şekilde, genç kadınlarda cinsel ilişkide partnerine kondom kullandırma oranı da yüzde 39'dan yüzde 51'e yükseldi.
TGA-2007 ile karşılaştırıldığında, aşı ile önlenebilecek cinsel yolla bulaşıcı hastalıklara ilişkin bilgi düzeyinin kadınlar arasında yüzde 15'ten sadece yüzde 23'e yükseldiği, erkekler arasında ise yüzde 13'ten yüzde 3'e düştüğü açıklandı.
Genç erkeklerin yüzde 47'si ve genç kadınların yüzde 62'sinin HIV/AIDS hakkında bilgi sahibi olmadığı vurgulandı.
Erken yaşta evlilikler azaldı ancak evli genç kadın oranı yüksek
Gençlerle derinlemesine görüşmeler sonucunda sağlanan tespitler de TGA-2023 raporunda aktarıldı. Erken yaşta evliliklerde kısmen azalma olmasına rağmen özellikle halen cinsiyet farkı olduğu ve genç kızlara evlilik baskısı bulunduğu vurgulandı.
TGA-2007’de 15-24 yaş arasındaki erkeklerde evli oranı yüzde 5,5 ve boşanmış/ayrı yaşayan oranı yüzde 0,2 iken, 16 yıl sonra evli genç erkek oranı yüzde 1,9 ve boşanmış/ayrı yaşayan oranı yüzde 0,4 olarak tespit edildi.
Genç kadınlarda ise 2007’de evli oranı yüzde 27,2 ve boşanmış/ayrı yaşayan oranı yüzde 1 olarak görülürken, 16 yıl sonra evli oranı yüzde 17 ve boşanmış/ayrı yaşayan oranı yüzde 0,8 olarak belirlendi.
Raporda, “Aileler tarafından evlilik dışında flört ya da cinsel deneyimler yaşanması sağlıklı gelişim sürecinin bir parçası olarak düşünülmemektedir. Bir kız çocuğun flört ilişkisi ya da cinsel ilişki yaşama ihtimalinin halen namus cinayetlerine yol açma potansiyeli olduğu söylenebilir. Bu nedenle evlilik, aileler için kızlarının ve ailelerinin ‘namusunu koruma’ yolunda bir çare olarak görülebilmektedir. Zira kızlar ve oğlanlar arasındaki flört pratiğinin dahi aileler için rahatsız edici olabildiği görülmüştür. Bu sorun, ailelerin dini inançlarından kaynaklanabileceği gibi yaşadıkları çevrede mevcut olan toplum baskısından da kaynaklanabilmektedir” denildi.
Erken yaşta evliliklere ilişkin gençlerden yüzde 86’sı “18 yaşından önce evlenenler eğitim hayatından uzaklaşır”, yüzde 91’i “Bu tür evlilikler psikolojik sorunlara sebep olur”, yüzde 75’i “Evlilik içi şiddet riskini artırır” ve yüzde 93’ü “Ailelerin evlilik hayatına müdahalesini artırır” görüşüne katılıyor. Yüzde 81’i ise “18 yaşından önce anne olmak hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz biçimde etkiler” ifadesine de katıldığını belirtiyor.
İdeal evlilik yaşında artış ve “başlık parası” geleneğine tepki
Raporda, gençler için ideal evlilik yaşının 16 yıl arayla değişim gösterdiği de belirtildi. 2007’de erkekler için ideal evlenme yaşı 23.4 iken şimdi 24.6’ya yükseldiği ve kadınlar içinse 22.2’den 24.3’e yükseldiği açıklandı.
Evli gençlerden üçte biri evlenme arifesinde aileler arasında “başlık parası” geleneği uygulandığını da açıkladı. Ancak gençler, Anadolu’da halen uygulanan “başlık parası” geleneğinden rahatsızlık duyuyor. Buna ilişkin raporda şu ifadeler yer aldı:
“Çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerde sıklıkla gözlemlenen bu uygulama düğün öncesi gelinin ailesinin mobilya, ev eşyası, giysi ve takı gibi çeyiz masraflarının hafiflemesine yardımcı olmak için de kullanılmaktadır. Genç katılımcılar, aileler ve içinde yaşadıkları toplum tarafından zorunlu gibi sunulan bu geleneği bir yük olarak eleştirmişlerdir. Bir yandan genç erkekler yaşanılan ekonomik krizin sonucu olarak başlık parası miktarlarının da fahiş ölçülerde arttığını dile getirirken, diğer yandan hem genç erkekler hem de genç kadınlar bu geleneksel uygulamaya kadınları alınıp satılabilir bir ‘mal’ durumuna düşürüp bu algıyı oluşturduğu için karşı olduklarını ifade etmişlerdir.”
Gençlik sosyal medya kullanıcısı ancak maddi gerekçeyle okullu değil
Raporda, ayrıca gençlerin yüzde 92 oranında sosyal medya kullanıcısı olduğu tespiti yapıldı. En çok tercih edilen sosyal medya platformlarının ise sırasıyla Instagram, Tiktok ve X olduğu belirtildi.
Gençlerin yüzde 17’sinin ortaokul mezunu ya da daha az eğitimli, yüzde 37’sinin lise öğrencisi, yüzde 23’ünün lise mezunu ve yüzde 23’ünün üniversite öğrencisi ya da mezunu olduğu aktarıldı. Lise öğrencisi düzeyindeki gençlerin yüzde 31’i ailesinin maddi durumu iyi olmadığı ya da çalışması gerektiği için okulu bıraktığını söyledi.
Gençlerin yüzde 42'si ücretli bir işte çalışıyor olmasına rağmen işçi konumundaki gençlerden sadece yüzde 46’sının sosyal sigortalı olduğu da tespit edildi. Raporda “TGA-2023 sonuçları, 15-24 yaş grubundaki gençlerin yüzde 20'sinin ne eğitimde ne istihdamda ne de öğretimde olduğunu göstermektedir. Bu oran genç kadınlar arasında yüzde 29, genç erkekler arasında ise yüzde 10'dur. Yani genç kadınlar için bu oran 3 kat daha fazladır” denildi.
Ayrıca, gençlerin 44'ünün evde kendilerine ait bir odasının olmadığı belirtildi.
TGA-2023 raporunun detaylarına https://turkiye.unfpa.org/tr adresinden ulaşılabiliyor.