Türkiye'de Normalleşme Sürecinde Tedbirler ve Beklentiler

Türkiye’de 16 Mart’tan bu yana ilk kez Cuma namazı kılınmasına izin verilmesi ve 1 Haziran itibariyle pek çok sektörde yeniden faaliyetlere geçilmesi kararıyla birlikte hem önlemler hem de beklentiler tartışılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ramazan Bayramı öncesi 18 Mayıs’taki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklama uyarınca, 29 Mayıs Cuma günü ilk kez ülke genelinde camilerde cemaat öğle namazı ve Cuma namazı kıldı.

İçişleri Bakanlığı’nın 22 Mayıs’ta yayımladığı genelge kapsamında, 81 ilde valilikler ve müftülüklerce avlusu sosyal mesafeye uygun şekilde düzenlenebilecek olan camiler belirlendi. Ramazan Bayramı’nın ardından bu camilerin listesi valilik ve müftülüklerin internet sitelerinde ilan edildi.

29 Mayıs Cuma günü, camilerde öğle namazı ve Cuma namazı icra edilirken, Cuma hutbesi de kısa tutuldu. Camilerde sürenin sınırlı tutulması amacıyla imamlara Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbesi dışına çıkılmaması uyarısı yapıldı.

Cuma hutbesinde ise, İstanbul’un 567’nci fetih yıldönümünde camilerde yeniden namaza başlanabildiği vurgusunun yapılması dikkat çekti. “Aziz İstanbul’un kapıları 29 Mayıs 1453 günü muazzam bir fetihle İslam’a ve şanlı medeniyetimize açılmıştı. Salgın hastalık sebebiyle bir süredir kapalı olan camilerimizin kapıları da yine bugün aziz milletimize ve değerli cemaatimize açılıyor. Fethin coşkusu ile camilerimize kavuşmanın sevincini bir arada yaşıyoruz. Sorumluluğumuzu unutmayalım. Tedbirlere hassasiyetle uyalım” ifadeleri kullanıldı.

TBMM Başkanı da Hacı Bayram-ı Veli Cami’ndeydi

Your browser doesn’t support HTML5

İki Buçuk Ay Sonra Cemaatle İlk Cuma Namazı

Cami avlularında seccadeler arasında sosyal mesafe kuralına uygun şekilde boşluklar bırakıldığı görüldü. Başkent Ankara’da yağışlı havaya rağmen camilerde namaz kılınmasına yoğun katılımın olduğu ancak kurallara da uyulduğu gözlendi.

Ankara’nın tarihi simgelerinden olan Hacı Bayram-ı Veli Cami gibi pek çok camide Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerince İçişleri’nin genelgesine uyulması için cemaate maske ve tek kullanımlık seccade dağıtıldı. Bazı vatandaşlar da uyarılar doğrultusunda kendi seccadeleriyle namaz kılmaya geldi.

Hacı Bayram-ı Veli Cami cemaati arasında TBMM Başkanı Mustafa Şentop da yer aldı. Namazın ardından ayrılan Şentop, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Bir daha böyle günlerin yaşanmamasını niyaz ediyoruz” ifadesini kullandı.

TBMM’nin ilk gündemi seçim kanunu mu olacak?

Corona virüsü salgınında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Haziran’dan itibaren normalleşme kararını ilan etmesiyle birlikte TBMM de Pazartesi gününden sonra toplantılarına başlayacak.

TBMM Genel Kurulu’nun yanı sıra siyasi partilerin grup toplantıları da başlayacağı ve milletvekilleri de artık Ankara’da bulunacağı için ziyaretçi konusunda önlem alındı. Meclis’teki siyasi parti temsilcilerinden oluşan TBMM İdare Amirliği’nce 1-30 Haziran tarihleri arasında Meclis kampüsüne ziyaretçi girişi yasaklandı.

TBMM Genel Kurulu’nun 2 Haziran Salı günü itibariyle toplantılarına başlaması öngörülürken, yasama gündeminde neler olacağı tartışması da sürüyor.

TBMM Başkanı AKP’li Şentop, Cuma günkü basın toplantısında, Türkiye’de yeniden seçim sistemiyle ilgili değişiklik yapılmasıyla ilgili tartışmaya katıldı ve bu yönde bir hazırlık olabileceğini işaret etti. İlk önce “Benim çok fazla konuşmamın uygun olmadığı bir alan” diyen Şentop, sonrasında yasa değişikliğini “ihtiyaç” olarak tanımladı.

2011’den bugüne siyasetçi olduğunu ve AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkanlığı da yaptığını anımsatan Şentop, en temel seçim kanunu olan “Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun”un 1961 tarihli olduğunu hatırlattı.

Milletvekili Seçimi Kanunu”nun 1983, Mahalli İdareler Seçimi Kanunu’nun ise 1984 tarihli olduğunu kaydeden Şentop, "Kanunlarda ihtiyaç olan zamanlarda çok değişiklikler yapılmış elbette. Ama bir bütünlüğü yok. Aslında bir hukukçu olarak Türkiye’nin tam anlamıyla tek bir metin halinde tek kod olarak seçim kanunlarını güncelleyerek, derli toplu bir araya getirmesi lazım diye düşünüyorum” dedi.

Siyasi Partiler Kanunu’nda da benzeri şekilde değişiklik olabileceği görüşünü açıklayan Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmiş olmasını kast ederek, “Hükümet sistemi değişikliğinden sonra bu temel konuları düzenleyen kanunlarda bir çalışma yapılabilir. Ama bu konu da Meclis Başkanı’nın işi değil. Bunun siyasi partilerce görüşülmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Seçim sisteminde değişikliğe gidilmesiyle ilgili tartışmayı, AKP’yle “Cumhur İttifakı” ortağı olması sebebiyle Türkiye’de iktidar ortağı olarak da nitelenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başlatmıştı. Bahçeli, 15 Mayıs’taki açıklamasında, seçimler, siyasi partiler, milletvekili ve siyaset etiği gibi alanlarda yasal değişiklikler gerektiği görüşünü ifade etmişti.

Düğün mekanı sahipleri kapılarını açmak istiyor

Türkiye’nin 1 Haziran itibariyle normalleşme takviminde açılması öngörülmeyen işletmeler arasında bulunan düğün/nişan mekanları sahipleri ise mağdur olduklarını belirterek, en geç 15 Haziran’da faaliyete geçmek istediklerini açıkladı.

Düğün Saloncuları ve Organizasyoncular İşveren Sendikası (DÜSOİŞ) Genel Başkanı Barış Ay, Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 10 maddelik öneri mektubu gönderdiklerini dile getirdi. Corona salgını nedeniyle 17 Mart’tan beri kapalı olan düğün salonu işletmecileri adına “çok mağduruz” diyen Ay, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi uyarınca Türkiye’nin normalleşme sürecinde henüz kendi sektörleri için faaliyete geçme izni verilmediğini söyledi.

Ay, “Mektubumuzda bu şekilde devam ederse kaçak düğünlerin olacağını belirtiyoruz. Büyük illerde hemen hemen kısıtlama kalktı. Kaçak düğünler olabilir. Bizim düğün salonlarımızda düğün yapılırsa bizler her şeyi kontrol altına alacağız. Ateşler ölçülecek, maskeler verilecek, sosyal mesafe kurallarına uyulacak. Bilim Kurulu’nun, bakanlığımızın ve Cumhurbaşkanımızın, valiliklerin istekleri varsa yerine getireceğiz. Bizler kurallar dahilinde çalışan firmalarımız. Düğün saloncuları gerçekten çok mağdur. Bağlı sektörler de bizim yüzümüzden mağdur oldu. Önümüzde yine ödeme zamanı gelecek olan kiralarımız ve kredilerimiz var. Gerçekten mağduruz. Bu konuda hükümetimizden destek bekliyoruz, açılış tarihi bekliyoruz” diye konuştu.

Ay, ayrıca “Cumhurbaşkanlığımıza sunduğumuz mektupta mücbir sebeple kapatılan esnafa, saloncularımıza, organizasyonculara, nakdi yardım talebimiz var. Salgın döneminde elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ertelenmesini talep ediyoruz. Mücbir sebeple kapalı olan esnafımızdan tabela vergisi, KDV, çevre temizlik vergisi ve işgal vergisi gibi ödemelerin alınmaması, vergi, SSK, Bağkur prim borçlarının 1 yıl ötelenmesi, bu dönemde esnafın kapalı olduğu dönemde kira desteği talebi var” bilgisini de verdi.

Adliyelerde duruşmalı yargılamalar maskeli yapılacak

Corona salgını sürecinde yargılamalara önemli ölçüde dosya üzerinden devam ediliyor ve az sayıda duruşma gerçekleşiyordu. 1 Haziran’da kamuda esnek çalışmaya son verileceği açıklamasıyla birlikte adliyelerde de eskisi gibi duruşmalı mesailere başlanılması öngörülüyor.

Bu nedenle Adalet Bakanlığı, normalleşme süreci için önlemlerini “Adalet Hizmetlerinde Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu” olarak ilan etti.

Adalet Bakanlığı’nın Sağlık Bakanlığı’yla birlikte belirlediği önlemlere göre, maskesi olmayan adliyeye giremeyecek, hakimler, savcılar, avukatlar ve çalışanlar maske takacak, duruşmalarda sosyal mesafe kuralına uyulacak. Giriş kapılarında ateş ölçümü yapılacak, ateşi 38 dereceyi geçenler içeri alınmayacak, bu durumda olanlar sağlık kurumlarına yönlendirilecek.

Adliyede aynı anda 10 metrekarede bir kişi bulunacak şekilde içeriye giriş izni verilecek. Güvenlik personeli ve ön büro çalışanları, tıbbi maske ve koruyucu gözlük kullanacak, ön bürolar dış mekanlarda konumlandırılacak. Duruşma salonları, kalem odaları ile icra dairelerinde çalışma düzeni 4 metrekareye bir personel düşecek şekilde planlanacak.

Adliyelerdeki yemekhaneler ise 1 Eylül’de açılacak, bu tarihe kadar yemekleri de kumanya şeklinde dağıtılacak. Çay bardağı, kaşık, çatal, tabak gibi malzemeler tek kullanımlık olacak.

Kamu personelinin yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı

Cumhurbaşkanlığı'nın 2020/8 sayılı genelgesiyle yönetici pozisyonundakiler hariç 60 yaş ve üzerindekiler ile Sağlık Bakanlığı'nın kabulüyle kronik rahatsızlığı ilan edilenler, idari izinli sayılmaya devam edilecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarında Covid-19 salgına uygun şekilde ortak alanlarda ve işe gidiş-gelişlerdeki servislerde düzenleme yapılacak.

Öte yandan, bu genelgeyle kamu personeline 22 Mart'ta getirilen yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı.