Türkiye’de dün itibariyle toplam 29 bin 354 kamu görevlisi açığa alındı veya görevlerinden uzaklaştırıldı. Haziran 2016 itibariyle toplam 2 milyon 489 bin 688 kamu personeli olduğu bilinmekteydi.
Milli Eğitim Bakanlığı sadece 15 bin 200 kişilik kendi personeli hakkında karar almakla kalmadı, aynı zamanda özel okullardaki 21 bin öğretmen hakkında mesleklerini icra edebilmeleri imkanı sağlayan lisans iptali kararı verdi. Ekonomi, MEB’in akşamüstü İstanbul Borsası kapanışı öncesinde aldığı bu karara olumsuz tepki gösterdi.
Kamuda ve özel sektörde binlerce kişi ve dolaylı olarak aileleriyle birlikte çok daha fazlası için işsizlik riskinin ortaya çıkması, ekonomideki kırılganlığı tetikledi. İstanbul Borsası, şiddetli bir düşüş ile kapanırken, dolar kuru 3 TL’nin üzerine çıktı. Amerika’nın Sesi’nin yatırım piyasalarıyla ilgili görüş aldığı uzman bir ekonomist, kamu kurumlarından yarın da peş peşe benzeri görevden uzaklaştırma açıklamaları geldiği takdirde İstanbul Borsası’nın doğrudan etkileneceğine işaret etti. Uluslararası kredilendirme kuruluşu Moody’s tarafından Türkiye hakkında 5 Ağustos’ta kredilendirme notu açıklaması yapılacağını anımsatan ekonomist, Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke konumunda gerileme söz konusu olması durumunda yabancı yatırımcıların uzaklaşabileceğini ifade etti. Uzman, “olağanüstü hal” veya “sıkıyönetim” gibi ülke genelinde bir karar gerçekleşirse ne olabileceğini düşünmek dahi istemediklerini dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in özellikle İstanbul Borsası Pazartesi günü açılmadan önce yabancı yatırımcılarla görüşmeler yürüterek, hükümetin durumu kontrol altına aldığı yönünde mesajlar verdiği basına yansımıştı.
Türkiye ekonomisindeki bu gelişmeler de dikkate alındığında şimdi gözler bugün Ankara’dan nasıl bir karar verileceğini çevrilmiş durumda.
Erdoğan’ın ne demek istediği merak yarattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün için “önemli bir kararı açıklayacağız” demişti. Bu sözlerin ardından Başbakan Binali Yıldırım da benzer yönde sözler sarf etti. Erdoğan ve Yıldırım’ın açıklamalarıyla birlikte Ankara kulislerinde bugün “olağanüstü hal” veya “sıkıyönetim ilanı” olabileceği konuşulmaya başlandı.
Türkiye’de olağanüstü hal, bugüne dek Kürt sorununun ağırlıkla yaşandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanmış ve hep bu çerçevede gündeme gelmişti.
Sıkıyönetim ise, askeri darbe yönetimleri çerçevesinde ülke genelinde hayata geçirilmiş ve sokağa çıkma yasağı gibi çok boyutlu uygulamaları içermişti.
Ancak resmi makamlarca henüz açıklayıcı bir bilgi gelmediği için Erdoğan’ın “önemli karar” ifadesiyle neyi kastettiği merak edilmeye devam ediyor.
MGK ve Bakanlar Kurulu Saray’da
Ankara kulislerinden Türkiye gündemine yansıyan “olağanüstü hal” veya “sıkıyönetim ilanı” iddialarıyla ilgili sorular ise, bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki toplantılar ardından yanıt bulabilecek görünüyor.
Milli Güvenlik Kurulu, öğlen saatlerinde Saray’da Erdoğan’ın başkanlığında toplanıyor. Ardından Erdoğan’ın başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısı gerçekleştirilecek.
Anayasa’nın 120’nci maddesinde, “Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir” hükmü bulunuyor.
Cumhurbaşkanı’nın yetkileriyle ilgili 104’ncü maddede ise, “Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak” yetkisi mevcut görünüyor.
Bu arada Erdoğan’ın başkanlığında Bakanlar Kurulu, en son 20 Haziran’da Saray’da toplanmıştı. Erdoğan, Binali Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde 3’ncü kez hükümete başkanlık etmiş olacak.