Kürt medyasının çalışanlarına Haziran ayında düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve tutuklanan 16 gazetecinin avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Avukatlar “tutuklamanın hukuka aykırı” olduğu iddiasıyla başvuru yaptı.
Gazetecilerin avukatlarının Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuruda, gazetecilerin tutuklanmasının hukuku aykırı olduğuna dikkat çekildi. Başvuruda, Kürt basın kuruluşlarında çalışan gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandığı iddia edildi.
Your browser doesn’t support HTML5
Tutuklamanın düşünce ve ifade özgürlüğü ile güvenlik hakkının ihlali olduğunu savunan avukatlar, “Tutuklama gazetecilere ve özelde muhalif Kürt basının tamamen susturma ve işlemez hale getirme, çoğulculuğu bastırma ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlandırmayı amaçlıyor” görüşünü dile getirdi.
Gazetecilerin “örgüt üyesi” olarak suçlanmasına gazetecilik faaliyetlerinin delil olarak gösterildiği belirtilen başvuruda, “Bu yolla gazetecilikten duyulan rahatsızlığın ve gazetecilik faaliyetinin bütünüyle ortadan kaldırılması amaçlanıyor” denildi.
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlal edildi”
Başvuruda dosyadaki kısıtlılık kararına da vurgu yapılarak, suçlamalara yönelik itirazların etkili bir biçimde sunulmasının engellendiği, bunun da savunma hakkına yönelik bir ihlal olduğu belirtildi.
Soruşturmanın cezalandırma hedefi taşıdığını savunan avukatlar, “Gazetecilerin haber materyallerine el konulması, gazetecilik içeriklerinin ve kullanılan ifadelerin sorgulanması, yayın politikası nedeniyle muhalif medya kuruluşlarını bütün çalışanlarını gözaltına alacak şekilde işlemez hale getirip susturma yoluyla cezalandırma hedefini taşıyor” dedi.
İlgili Haberler AB'den "Medya Özgürlüğü" YasasıBaşvuruda ayrıca, bu durumun hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18’inci maddesi hem de Anayasa’nın 13 ve 14’üncü maddesinde düzenlenen temel haklara yönelik sınırlandırmaların, amaç dışı kullanılması yasağının ihlali olduğuna dikkat çekildi.
Demirtaş ve Kavala kararlarına atıf
Başvuruda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutuklulukları nedeniyle verdiği karar da hatırlatıldı.
Kararda AİHS’in 18’inci maddesinin ihlal edildiğini ifade eden avukatlar, AİHM’in Demirtaş ve Kavala kararının siyasi saiklerle verildiğine hükmettiğine vurgu yaptı.
Başvuruda AİHM kararlarıyla ilgili şu görüşlere yer verildi: “AİHM, Türkiye'de son yıllarda hüküm süren gergin siyasi iklimin mahkeme kararlarının etki altında kalabileceği bir ortam yarattığını ve yargı mercilerinin muhaliflere karşı sert davrandığını gözlemlemiştir.”
“Birçok hak ihlal edildi”
AYM Başvurusunu VOA Türkçe’ye değerlendiren gazetecilerin avukatlarından Resul Temur, asıl hedefin muhalif basın olduğunu savundu.
Tutuklama kararı ile birçok hakkın ihlal edildiğini vurgulayan Temur, “Mevcut soruşturma kapsamında yapılan tutuklamalar her ne kadar mahkeme eli ile gerçekleştirilmiş olursa olsun asıl amacın politik olarak devlet politikalarını eleştiren ve teşhir eden gazetecileri tutuklamak olduğu bilinen bir gerçekliktir. Hukuki görünümlü politik müdahaleler hakkın temeline yönelik müdahalelerdir. Tutuklamalar ile ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere, özgürlük ve güvenlik hakkı ile etkili itiraz hakları ihlal edilmiştir” dedi.
Tutuklamanın hukuki boyutunun bulunmadığını ifade eden Temur, “Hem anayasa açısından hem de Avrupa insan hakları sözleşmesi kapsamında korunan temel hakların politik amaçlarla sınırlandırılması ve Gazeteciler açısından tutuklama yoluyla cezalandırma yoluna gidilmesinin hukuki dayanağı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.