WASHINGTON —
Eğitimi Saldırılardan Koruma Küresel Koalisyonu’nun (GCPEA) yayınladığı ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan rapora göre, 2009 -2013 yılları arasında eğitime bilinçli saldırılarda bulunuldu ve bu nedenle de birçok öğrenci, öğretmen ve akademik görevli ya hayatını kaybetti, ya da kötü muameleye maruz kaldı.
2012 yılında Pakistan’da okula giderken Taleban tarafından başından vurularak ağır yaralanan ve İngiltere’de tedavi gördükten sonra tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Malala Yusufzai adlı 15 yaşındaki kız öğrenci, dünya çapında şiddete ve saldırıya maruz kalan binlerce öğrenci, öğretmen ve akademik personelin kahramanı ve sembolü olmuştu.
Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler’in Genel Kurulu’nun açılış oturumunda konuşan ve eğitimin önemini vurgulayan Malala, korku ve ümitsizliğe karşı mücadelede en etkili silahın eğitim olduğunu söylemiş ve dünya devletlerine eğitimi korumaları çağrısında bulunmuştu.
Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNICEF, BM Çocuklara Yardım Fonu gibi köklü kuruluşların da yer aldığı Eğitimi Saldırılardan Koruma Küresel Koalisyonu (GCPEA) tarafından yayınlanan rapor, dünyada Malala gibi binlerce öğrenci bulunduğunu ve eğitimin siyasi, etnik, ideolojik ve dini şiddetten fazlasıyla etkilendiğini belirtiyor.
Okulların, öğrencilerin ve akademik görevlilerin çatışmaların ortasında kalmaktan çok, asıl zarar verilmek istenen kolay ve sonuç getiren hedefler olduğunu vurgulayan rapor, bu nedenle eğitim kurumlarına ve eğitim verenlere karşı artan bir şiddet grafiği oluştuğunun altını çiziyor.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu raporda yer alan 30 ülkenin 24’ü Ortadoğu bölgesinde yer alıyor. Türkiye’yi en az derecede etkilenen ülkeler arasında gösteren raporda, Suriye ise bölgede en fazla etkilenen ülke olarak öne çıkıyor.
Rapor, Türkiye’de eğitime yapılan saldırıları, okul ve öğretmenlere doğrudan yapılan saldırılar, eğitim sektöründeki protestoculara yapılan saldırı ve haksızlıklarla akademik hak ve özgürlüklere yapılan kısıtlamalar olarak toplam üç ana başlıkta topluyor.
Buna göre Türkiye’de eğitimin en fazla Güneydoğu Anadolu bölgesinde meydana gelen olaylardan etkilendiğine dikkati çeken rapor, bölgede 20’den fazla okulun PKK tarafından ağır zarara uğratıldığını ve 2011-2012 yılları arasında 28 öğretmenin PKK tarafından kaçırıldığını belirtiyor.
40’tan fazla Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyesinin Kürtçe eğitime destek protestoları düzenlemek ve yasadışı örgütlere fikir desteği vermek suçlarından tutuklandığını da kaydeden rapor, tutuklanan 25 kişinin terörle mücadele kanunu altında yargılanarak 6 yıl 5 ay hapse mahkum edildiğini yazıyor.
Türkiye çapında üniversitelerde yapılan protesto gösterilerine de değinen rapor, polisin bu gösterilerde orantısız güç kullandığına ve bu sebeple birçok kişinin yaralandığına dikkati çekiyor. Akademik hak ve özgürlüklerin de giderek baskı altına girdiğini vurgulayan rapor, bu durumdan özellikle Kürtler ve azınlıklar hakkında araştırma yapanların etkilendiğini açıklıyor.
Eski Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) ve TÜBİTAK Başkanı Profesör Doktor Kemal Gürüz’ün Ergenekon Davası’nda yargılanmasına da değinen rapor, 2012 yılında tutuklanıp, 13 yıl 9 ay hapse mahkum edilen ve geçtiğimiz Eylül ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Gürüz’ün ülkedeki bu baskı ortamının bir kurbanı olduğunu kaydediyor.
Dünya çapında yüksek öğrenime yapılan baskı ve saldırıların geniş çapta maddi ve manevi etkileri olduğuna da değinen rapor, kısa vadede ciddi psikolojik, uzun vadede ise toplumların demokratik yapısını ve kalkınmasını etkileyecek önemli sonuçlar doğuracağının altını çiziyor.
2012 yılında Pakistan’da okula giderken Taleban tarafından başından vurularak ağır yaralanan ve İngiltere’de tedavi gördükten sonra tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Malala Yusufzai adlı 15 yaşındaki kız öğrenci, dünya çapında şiddete ve saldırıya maruz kalan binlerce öğrenci, öğretmen ve akademik personelin kahramanı ve sembolü olmuştu.
Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler’in Genel Kurulu’nun açılış oturumunda konuşan ve eğitimin önemini vurgulayan Malala, korku ve ümitsizliğe karşı mücadelede en etkili silahın eğitim olduğunu söylemiş ve dünya devletlerine eğitimi korumaları çağrısında bulunmuştu.
Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNICEF, BM Çocuklara Yardım Fonu gibi köklü kuruluşların da yer aldığı Eğitimi Saldırılardan Koruma Küresel Koalisyonu (GCPEA) tarafından yayınlanan rapor, dünyada Malala gibi binlerce öğrenci bulunduğunu ve eğitimin siyasi, etnik, ideolojik ve dini şiddetten fazlasıyla etkilendiğini belirtiyor.
Okulların, öğrencilerin ve akademik görevlilerin çatışmaların ortasında kalmaktan çok, asıl zarar verilmek istenen kolay ve sonuç getiren hedefler olduğunu vurgulayan rapor, bu nedenle eğitim kurumlarına ve eğitim verenlere karşı artan bir şiddet grafiği oluştuğunun altını çiziyor.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu raporda yer alan 30 ülkenin 24’ü Ortadoğu bölgesinde yer alıyor. Türkiye’yi en az derecede etkilenen ülkeler arasında gösteren raporda, Suriye ise bölgede en fazla etkilenen ülke olarak öne çıkıyor.
Rapor, Türkiye’de eğitime yapılan saldırıları, okul ve öğretmenlere doğrudan yapılan saldırılar, eğitim sektöründeki protestoculara yapılan saldırı ve haksızlıklarla akademik hak ve özgürlüklere yapılan kısıtlamalar olarak toplam üç ana başlıkta topluyor.
Buna göre Türkiye’de eğitimin en fazla Güneydoğu Anadolu bölgesinde meydana gelen olaylardan etkilendiğine dikkati çeken rapor, bölgede 20’den fazla okulun PKK tarafından ağır zarara uğratıldığını ve 2011-2012 yılları arasında 28 öğretmenin PKK tarafından kaçırıldığını belirtiyor.
40’tan fazla Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyesinin Kürtçe eğitime destek protestoları düzenlemek ve yasadışı örgütlere fikir desteği vermek suçlarından tutuklandığını da kaydeden rapor, tutuklanan 25 kişinin terörle mücadele kanunu altında yargılanarak 6 yıl 5 ay hapse mahkum edildiğini yazıyor.
Türkiye çapında üniversitelerde yapılan protesto gösterilerine de değinen rapor, polisin bu gösterilerde orantısız güç kullandığına ve bu sebeple birçok kişinin yaralandığına dikkati çekiyor. Akademik hak ve özgürlüklerin de giderek baskı altına girdiğini vurgulayan rapor, bu durumdan özellikle Kürtler ve azınlıklar hakkında araştırma yapanların etkilendiğini açıklıyor.
Eski Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) ve TÜBİTAK Başkanı Profesör Doktor Kemal Gürüz’ün Ergenekon Davası’nda yargılanmasına da değinen rapor, 2012 yılında tutuklanıp, 13 yıl 9 ay hapse mahkum edilen ve geçtiğimiz Eylül ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Gürüz’ün ülkedeki bu baskı ortamının bir kurbanı olduğunu kaydediyor.
Dünya çapında yüksek öğrenime yapılan baskı ve saldırıların geniş çapta maddi ve manevi etkileri olduğuna da değinen rapor, kısa vadede ciddi psikolojik, uzun vadede ise toplumların demokratik yapısını ve kalkınmasını etkileyecek önemli sonuçlar doğuracağının altını çiziyor.