'Türkiye ve ABD Irak'ta Ortak Strateji Geliştirmeli'

Your browser doesn’t support HTML5

Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtlayan Partilerüstü Politikalar Merkezi Türkiye uzmanlarından John Hannah Ankara’nın Erbil’le yakınlaşmasının Washington’un çıkarlarıyla örtüştüğü görüşünde, ama bunun koordinasyon içinde yapılması gerektiğini savunuyor
Irak’ın kuzeyinde son haftalarda yaşanan gelişmeler, özellikle de Irak ve Şam İslam Devleti örgütünün bazı kilit kent ve kasabaları ele geçirmesi bölgedeki dengelerin tamamen değişmesine yol açtı. IŞİD’in Bağdat’a ilerlemesi olasılığına karşı Amerika atabileceği adımları gözden geçiriyor. Amerikan askerlerini Irak topraklarında savaşmaya göndermeyeceğini bildiren Başkan Barack Obama, Bağdat’daki Amerikan Büyükelçiliği’ni korumak üzere 275 asker göndermişti. Obama şimdi de militanlarla mücadelede Irak ordusuna destek olmak üzere 300 askeri danışman göndereceğini açıkladı.

'Politikalarımız uyuşmuyor'

Uzmanlar krizle mücadelede Amerika’nın bölge ülkeleriyle de işbirliğini güçlendirmesi gerektiği görüşünde. Türkiye önceliğini rehine krizine vermiş durumda. Washington’da bu konuyu mercek altına alan uzmanlar, Türkiye’nin şu ana kadar Irak’ta izlediği politikanın Amerika’nınkiyle uyuşmadığı görüşünde:

“Aynı çizgide olduğumuzu düşünmüyorum. En azından son birkaç aydır Türkiye’nin Suriye’de, Amerika’nın aşırı gördüğü bazı isyancı gruplara çok fazla destek verdiği yönünde bir izlenim var. Bunlar Esat rejimine karşı mücadele ederken destek ­verilmemesi gereken terörist gruplar. Irak’ta da Amerika’nın yakın zamana kadar Maliki hükümetine destek verdiğini gördük. Türkiye’yse Kürt Bölgesel Yönetimi’ne destek verdi ve bu desteği Maliki hükümetine karşı kullandı. Teröristler Irak’ın önemli bir bölümünü ele geçirdi ve bu gerçek bir krize yol açtı. Burada sorulması gereken soru, hem Amerika, hem de Türkiye’yi hedef alan bu tehdide karşı liderlerimizin bir araya gelip, Irak’taki çıkarlarımızı korumak için daha ortak bir strateji geliştirip geliştiremeyeceği.”

'Kürt bölgesi Türkiye'yi Irak'taki tehlikelerden uzak tutuyor'

Partilerüstü Politikalar Merkezi’nin Washington’daki toplantısına katılan uzmanlar, Türkiye’nin on yılda Iraklı Kürtler’e yönelik politikalarında önemli değişiklik olduğunu savunuyor. Merkezin Türkiye Girişimi uzmanlarından John Hannah, Ankara’nın Erbil’le yakınlaşmasının Washington’un da çıkarlarıyla örtüştüğü görüşünde, ama Türkiye ve Amerika’nın daha fazla koordinasyon içinde olması gerektiğini savunuyor:

“Türkiye Kürt hükümetine çok kaynak yatırdı. Bunun bir nedeni, gelecekteki enerji ihtiyaçlarını karşılamak, diğeri de stratejik bir tampon görevi görmesini sağlamak. Kürtler’in göreceli olarak Irak’ın kuzeyinde, Türkiye sınırında güvenli, istikrarlı bir varlık kurduğu ortada. Kürt bölgesi, Irak’ın diğer bölgelerinde olabilecek en kötü olaylardan Türkiye’yi uzak tutuyor. Bundan dolayı Türkiye’nin yaptığı bu yatırımın doğru olduğunu düşünüyorum. Kürtler’in güvenliğini sağlamak, onların petrollerini bölgesel piyasalara ulaştırmasını sağlamak, hem Amerika’nın hem de Türkiye’nin ortak çıkarı. Ortak bir strateji belirlemek için, daha sık bir araya gelip işbirliği yapmamız gerekiyor.”

'Kürtler krizden güçlenerek çıkar'

Başkan Yardımcısı’nın eski ulusal güvenlik ekibinde de görev yapan Hannah, Kerkük’ü kendi denetimleri altına alan Kürtler’in kenti asla Bağdat’a iade etmeyeceğini düşünüyor. Irak’ta yaşanan kriz, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan John Hannah’ya göre Kürtler’i bağımsızlığa götürmese de, Bağdat’ın gittikçe zayıflayan idaresi karşısında, Erbil’in pazarlık kozunu arttırmaya yarayabilir:

“Irak’ın ve Ortadoğu’nun geneline bakarsak Kürtler’e yatırım yapmak bence sağlam bir strateji. Hem Irak, hem de Ortadoğu’da durum kötüleşiyor ve bölge bir şekilde kargaşaya sürükleniyor. Kürtler, Ortadoğu’da bazı terörist unsurlarla savaşmada Türkiye, Amerika ve Batı’yla stratejik ortak olarak işbirliği yapabilecek istikrarlı bir güç kurdular. Ben diğer uzmanların görüşüne katılmıyorum ve Kürtler’in kontrol ettiği topraklarda bol miktarda, 35-45 milyar varil petrol rezervine sahip olduklarına inanıyorum. Şu sıralarda Kerkük’teki petrol yatakları da kontrolları altında. Eklenen bu miktarla, Kürtler tam bir enerji süpergücü haline geldi. Türkiye’nin ihtiyacını karşılamaya yetmese de, en azından İran ve Rusya gibi Türkiye’nin ekonomisine nüfuz eden İran ve Rusya gibi üreticilere karşı güvenilir bir alternatif sunabilir, Türkiye’nin kaynaklarını çeşitlendirebilirler.”

'Irak'ın bölünmesi kaçınılmaz olabilir'

Amerika, Irak’ın kuzeyinde yaşanan kargaşadan IŞİD militanları olduğu kadar, ülkedeki etnik ve mezhepsel grupları bir arada tutamayan Maliki hükümetini de sorumlu tutuyor. Obama yönetimi bundan dolayı, Bağdat’tan yapıcı bir adım bekliyor. Maliki hükümeti ülkede bütünlüğü sağlayamazsa Irak’ta korkutucu senaryonun gerçekleşmesine olası gözüyle bakılıyor:

“Bağdat’da daha reformcu, tüm halkını kapsayacak bir hükümet kurulmadığı sürece, Irak’ın bölünme olasılığını göz ardı edemeyiz. Bu olmazsa Irak’ı bir araya getirmek, neredeyse imkansız hale gelir. Hem Kürtler kendi yollarına gider, hem de IŞİD’in kontrolu altındaki batı bölgelerinde Sünniler, fiilen kendi bağımsızlıklarını ilan eder. İranlılar’ın da devreye girip Irak’ın güneyinden, özellikle de petrol yataklarından da parçalar topladığını görürsek, bu tam bir felaket olur.”

İran, Irak’ta Şiiler’ce kutsal sayılan mekanları Sünni militanlardan koruma gerekçesiyle bir girişimde bulunmaya hazır olduğunu bildirdi. Hatta İran’ın milislerini gizlice Irak’a soktuğu haberleri geliyor. Obama yönetimi, Irak’taki son gelişmelere karşı harekete geçme konusunda İran’la kısıtlı da olsa işbirliğine sıcak bakıyor, ancak bunu stratejik bir ortaklığa dönüştürmeyi kesinlikle düşünmüyor.