Türkiye Yunanistan İlişkileri Kıbrıs Yüzünden Gergin

Kıbrıs konusunda Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlik artıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan’ı saldırgan bir politika izlemekle suçluyor. Buarada Türkiye’de medya, Ankara’nın Kuzey Kıbrıs’a bir deniz üssü kurmayı planladığı haberlerine yer veriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın gazeteler Pazartesi günü Türkiye’nin deniz üssünün inşasına 2019 yılında başlayacağını yazdı. İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nden Serhat Güvenç’e göre bu haberlerin ciddiye alınması gerekiyor.

Güvenç, Türkiye’de bu konuda çok fazla yorum yapıldığını, ancak konunun henüz resmiyet kazanmadığını söylüyor. Serhat Güvenç, üssün inşa edilme olasılığının bundan 15-20 yıl öncesine göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.

Ankara şu ana kadar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bir deniz üssü inşa edileceği yolundaki haberleri yalanlamadı. Türk Ordusu son yıllarda aralarında Somali ve Katar’ın da bulunduğu bazı ülkelerde, kalıcı üsler oluşturma konusunda yeni bir politika izliyor. Henüz doğrulanmamış olsa da Türkiye’nin, Kızıl Deniz’de Sudan’a ait bir adada deniz üssü inşa etmekte olduğu belirtiliyor.

Uzmanlar Kıbrıs adasında bir üs inşa etmenin son derece tartışmalara neden olacak bir adım olduğuna dikkati çekiyor.

Kıbrıs, 1974 yılındaki harekattan bu yana bölünmüş olmasına karşın sadece Rum kesimi uluslararası alanda tanınıyor.

Son aylarda Rum Kesimi’nin Kıbrıs karasularında doğal kaynak aramaya başlaması üzerine Türk Deniz Kuvvetleri, ada çevresindeki varlığını arttırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Buenos Aires’teki G20 zirvesindeki basın toplantısında, ‘Rum hükümeti Kuzey Kıbrıs’ın haklarını görmezden gelen saldırgan politikasına devam ettiği sürece Türkiye’nin de kendi adımlarını atmaya devam edeceğini’ söyledi.

Ankara, Rumlar’ın Kıbrıs çevresindeki doğal gaz ve petrol kaynaklarının keşfi konusunda Türk tarafıyla işbirliği yapmasını istiyor. Rum tarafı bu talebi kendilerinin tek tanınan Kıbrıs yönetimi oldukları gerekçesiyle reddediyor.

Serhat Güvenç, Türkiye’nin Akdeniz konusunda ciddiye alınması gerektiğini söylüyor. Güvenç, Türkiye’nin enerji konularındaki davranışının son derece tutarlı olduğunu, bu noktada denizdeki gücünü göstermekten de çekinmeyeceğini söylüyor.

Global Source Partners şirketinden uzman Atilla Yeşilada da son askeri gözdağının boş bir tehdit gibi görüldüğünü, Türkiye’yle Yunanistan arasındaki anlaşmazlıkların Amerikan güreşine benzediğini belirtiyor.

Yeşilada, Amerikan güreşinde de tarafların birbirlerini yerden yere vurduğunu, ama herşeyin önceden ayarlanmış olduğunu, Kıbrıs’ta da 1974’ten bu yana ciddi hiçbir gelişme yaşanmadığını, bundan sonra da olmasını beklemediğini söylüyor.

Rum hükümeti, Türkiye’nin tavrını tehdit olarak algıladığını bildirdi, kınadı ve Avrupa Birliği’nden bu konuda destek istedi. Kıbrıs karasularında sondaj yapma konusunda lisans alan Fransız Total şirketinin bulunduğu Paris, gerekirse bölgeye savaş gemisi göndermeye hazır olduklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geri adım atmıyor ve Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki askeri varlığını azaltmak niyetinde olmadığını söylüyor. Erdoğan Avrupa Birliği’ni de çifte standart uygulamakla suçluyor.

Rumlar yaptıkları uluslararası anlaşmalarla ellerini güçlendirmeye çalışıyor. Geçen ay Rum hükümeti, Yunanistan ve İsrail’le, Avrupa’ya bir boru hattı kurulması ve bu sayede İsrail ve Kıbrıs gazının pazarlanması konusunda bir anlaşma imzaladı.

Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades

Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, 6. Kıbrıs Enerji Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Amerika’nın da Yunanistan-Kıbrıs-İsrail boru hattına katılımla ilgilenmesine özel bir önem veriyorum ve bunun da kısa süre içinde gerçekleşmesini bekliyorum” dedi.

Boru hattı Türkiye’nin İsrail doğal gazını Avrupa’ya pazarlama planlarına köstek oluyor. Ankara, Türkiye’nin bir enerji dağıtım üssü haline gelmesini planlıyor.

Bazı uzmanlar, Ankara’nın giderek artan şekilde Kıbrıs konusunda askeri bir yaklaşım sergilemesini, iç politikaya dönük bir girişim olarak değerlendiriyor.

Eski Türk diplomat Aydın Selcen, Kıbrıs konusunda görüşmelerin devam ettiğini, ama Erdoğan’ın söylediklerinin mi yoksa ordunun isteklerinin mi baskın olduğunun açıklık kazanmadığını söylüyor. Ancak Selcen bu durumun yaklaşan yerel seçimler öncesi bir iç siyaset hareketi gibi göründüğünü de belirtiyor.

Selcen yaklaşan yerel seçimler öncesi yapılan anketlerde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sıkıntılı sonuçlar aldığını, bu nedenle de özellikle büyük şehirleri kazanabilmek amacıyla milliyetçi oylara yönelmek niyetinde olduğunu belirtiyor. Kıbrıs politikası, milliyetçi oylar üzerinde etkili oluyor.

Ankara’nın bu tavrı, adada bir çözüm bulunması umutlarının azalmasına tepki olarak da değerlendirilebilir.

Serhat Güvenç, Türkiye’ye çözüm konusunda bir çerçeve sunulmadığını, Ankara’nın da görüşmelerle soruna bir çözüm bulunacağı beklentisinde olmadığını düşündüğünü söylüyor.

Güvenç, Ankara’nın beklentisinin adada iki tarafın birleşmesi ya da yeni bir düzenleme yapılması yönünde olduğunu, bu sayede enerji paylaşımı konusunun da çözümlenmesini beklediğini belirtiyor. Güvenç, Ankara’nın gerekli durumlarda askeri gücünü göstermekten de geri adım atmayacağını söylüyor.