Türkiye'nin Irak Üzerindeki Etkisi Kısıtlı Kalabilir

Irak’ta seçim sonrası dönemi tartışan uzmanlar, Türkiye’nin Irak’ın istikrarındaki rolünün İran, Amerika ya da Suudi Arabistan kadar güçlü olmasını beklemiyor
30 Nisan’da seçimlere giden ve hükümeti kurmak için koalisyon tartışmalarına başlayan Irak’ta iç olduğu kadar dış unsurların da ülke istikrarında önemli rol oynamaya devam etmesi bekleniyor.

Irak’ta seçim sonrası dönemi tartışan uzmanlar, Türkiye’nin Irak’ın istikrarındaki rolünün İran, Amerika ya da Suudi Arabistan kadar güçlü olmasını beklemiyor.

Amerika’nın Irak’tan çekilmesinin ardından Ankara ve Bağdat arasında bazı konularda gerginlikler yaşandı. Erdoğan hükümetinin yakın geçmişte Iraklı Sünni politikacılara yakınlık göstermesi, Ankara’nın mezhepçilikle suçlanmasına yol açtı. Suriye krizinde Ankara ve Bağdat’ın karşıt gruplara verdiği destekler de iki ülkenin arasının açılmasına önemli nedenlerden biri oldu. Türkiye’nin ayrıca Bağdat’ı devre dışı bırakarak özerk Kürt Bölgesel Yönetimi’yle enerji anlaşmaları imzalaması, merkezi Irak hükümetinde rahatsızlığa yol açtı.

Ancak son dönemde Ankara ve Bağdat, ilişkileri yakınlaştıran bazı adımlar atarak gerginliği hafifletmeye çalışıyor.

‘Türkiye’nin Irak’taki rolü beklenmedik sonuçlar doğurdu

Washington’daki düşünce kuruluşlarından Ortadoğu Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansta konuşan Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanı Denise Natali, Kürtlerin, denize açılmayan bir ülke olarak Türkiye’ye bağımlılığının kaçınılmaz olduğunun altını çizdi. Seçimlerden sonra Kürtler’in özerkliklerini arttırma yönünde bir adım atmasını beklemediğini kaydeden Natali, bununla birlikte Kürt Bölgesel yönetiminin, hem Türkiye, hem de İran gibi bölgesel güçlere bağımlılık duyduğunu kaydetti.

Türkiye’nin Irak’ın Kürt bölgesi üzerindeki rolünü hem bölgenin yeniden yapılması, hem siyasi ve güvenlik dinamikleri açısından çok önemli bulduğunu söyleyen Natali, bu rolün olumlu olduğunu söylemekle birlikte, beklenmedik sonuçlar da doğurduğunu vurguladı. Buna örnek veren Denise Natali, Kürtler’in iç savaş yaşanan Suriye’de daha faal hale geldiğini, Barzani grubuyla “Abdullah Öcalan grubu” diye adlandırdığı PYD’nin Suriye’deki faaliyetlerin, Türkiye’nin Barzani’yle ittifakına zarar vermeye başladığını belirtti.

Denise Natali, öte yandan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin liderliğini yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin İran’a daha yakınlık duyduğunu, İran’ı Türkiye’den daha önemli bir istikrar gücü gördüğünü açıkladı.

‘Türkiye, İran’ın nüfuzunu alt edemez’

Irak’ın altyapısının yeniden imarıyla uğraşan IWG adlı şirketin başkan yardımcısı Saifeldin Abdülrahman da İran’ın önümüzdeki dönemde Irak’ta daha faal olacağını düşündüğünü bildirdi. Abdülrahman, son dönemde Suriye’deki gelişmelerin Esat rejiminin lehine seyretmesinden dolayı İran’ın Irak’ın istikrarı için daha fazla çaba göstermesini beklediğini açıkladı.

Ankara’nın seçimlerden sonraki dönemde Irak’ta daha girişken rol oynamasını umduğunu da belirten belirten Abdülrahman, bununla birlikte Türkiye’nin İran’ın nüfuzunu alt edemeyeceğini söyledi.

Saifeldin Abdülrahman’a göre Irak’ın istikrarı, iç unsurlar tarafından olduğu kadar İran’la Amerika arasında geçecek bir pazarlık süreci çerçevesinde belirlenebilir.

‘Türkiye’nin olumlu rolü sonradan değişti’

İran’ın Irak üzerindeki önceliklerinin üç unsura dayandığını savunan Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’ndan (SAIS) Abbas Kadhim, bunlardan birincisinin Irak’ın Suriye’ye yönelik tavrını korumak, ikincisinin Irak’ta çoğunluğa sahip Şiiler’i kontrol altında tutmak, üçüncüsünün de ekonomik çıkarlar olduğunu söyledi.

Türkiye’nin 2003’teki Amerikan işgalinden sonra Irak’a yaklaşımını “olumlu” olarak değerlendiren Kadhim, Erdoğan hükümetinin daha sonra olumsuz role sahip olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin mezhepçi bir çizgi izlediğini savunan Kadhim, son dönemde Suriye’de yaşanan gelişmelerle Türkiye’deki siyasi krizin Ankara’nın Irak’a ilgisini azalttığı görüşünde.

Abbas Kadhim ayrıca, Suudi Arabistan’ın da Irak’ın istikrarı açısından İran’a önemli bir rakip olarak ortaya çıkabileceğinin altını çizdi.

‘Irak kendi iç sorunlarının çözmeli’

Amerika’nın eski Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad ise Irak’ın istikrarsızlığındaki birinci nedenin kendi iç sorunları, hükümet kurma konusunda yaşadığı anlaşmazlıklar olduğunu vurguladı. Amerika’nın 2011 sonunda Irak’tan çekilmesinden sonra Irak’ta bölgesel unsurların ağırlık kazanmaya başladığını kabul ettiğini söyleyen Halilzad, bununla birlikte Irak’ta artan etnik ve mezhepsel bölünmenin ülkede istikrarsızlığa daha fazla katkısı olduğunu savundu.

Geçmişte Amerika’nın İran’la doğrudan ve dolaylı görüşmeler yaptığını hatırlatan eski büyükelçi, iki ülkenin görüşme konularını nükleer program dışında başka alanlara genişletmesinin, Irak’ın istikrarına katkı yapabileceğinin de altını çizdi.