Uluslararası Örgütler Türkiye'de Basın Özgürlüğü Konusunda Kaygılı

Uluslararası Basın Ensitüsü (IPI) öncülüğündeki küresel basın özgürlüğü savunucusu örgütler, Türkiye’deki tablodan endişe duymaya devam ettiklerini vurgulayarak, yargı reformunda samimiyet göstergesi olarak tüm gazetecileri koşulsuz şekilde tutuksuz yargılama çağrısı yaptı. Örgütler, küresel temsil gücüne sahip heyetle iki ay öncesinden randevu alınmış olmasına rağmen Adalet Bakanı’nın görüşmediğini de açıkladı.

IPI çağrısıyla Article 19, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Uluslararası PEN, Norveç PEN, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütleri Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda misyon heyeti oluşturdu. Heyet, hafta içerisinde hükümet, gazeteciler, sivil toplum ve meslek örgütleri ile yürüttüğü görüşmeler sonucunda bugün basın toplantısı düzenleyerek ortak basın açıklamasını kamuoyuyla paylaştı. Basın özgürlüğü savunucusu örgütler, Türk Hükümeti’ne bir kez daha cezaevlerindeki gazetecileri serbest bırakarak, hukukun üstünlüğüne dayalı yargılamalar yürütülmesi gerektiği mesajını verdi.

Bu arada heyet, geçtiğimiz Temmuz ayında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile de tutuklu gazeteciler sorunu ve olası yargı reformunu görüşmek üzere bu hafta için randevu aldı. Heyet, iki hafta önce de Gül ile görüşecekleri bilgisini Adalet Bakanlığı’ndan yeniden teyidini aldı ancak görüşme saatinde Bakan kendileriyle görüşmedi. Adalet Bakanlığı’ndaki görüşmeyi İnsan Hakları Dairesi Başkanı Hacıali Açıkgül ile gerçekleştiren heyet adına IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, kendilerine Gül’ün meşgul olduğu bilgisi verildiğini ve Adalet Bakanı ile gazetecilik mesleğine yönelik yargılamaları konuşamadıkları için hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Griffen, Adalet Bakanı Gül ile görüşebilselerdi bunu Türk hükümetinin bu heyeti, dolayısıyla basın özgürlüğünü ciddiye aldığına dair gösterge olarak kabul edeceklerini işaret etti. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan “Yargı Reformu Strateji Belgesi”nin ne zaman, nasıl uygulanacağı konusunda bilgi alamadıklarını vurgulayan Griffen, eğer Bakan Gül ile görüşebilirse yargıya ilişkin sorular soracaklarını belirterek, “Reform girişimi olmasını takdir ediyoruz ancak bunun içerisinde hükümetin ne planladığını, detaylarını bilmiyoruz. Medya özgürlüğü ihlallerinde bu problemlerle nasıl başa çıkacaklarını soracaktım. Ayrıca yargı reformu olarak yapılacak değişikliklerin meşru ve samimi olması için ilk başta bütün tutuklu gazeteciler salıverilmelidir. Yargı üzerinde tahakküm meselesi çözümlenmesi, hukukun üstünlüğü ve yargının tam bağımsızlığı geçerli olmalı” diye konuştu.

“Adil yargılama ihlallerine son verilecek adımlar atılmalı”

Heyet üyeleri tarafından İngilizce ve Türkçe olarak ortak şekilde okuması yapılan ortak basın açıklamasında, OHAL uygulaması kalkmasına rağmen Temmuz 2018’den bugüne özgür basın ortamında gelişme sağlanamadığı ifade edildi. Medyaya karşı uygulanan siyasi baskı sonucunda cezaevlerinde veya yurtdışı çıkış yasaklı gazeteci sayısında azalma olmadığı belirtilerek, hukuk devleti algısı ve halkın bilgiye erişim hakkında ciddi sıkıntı olduğu kaydedildi.

Açıklamada, Türk Hükümeti’ne yönelik basın özgürlüğü açısından şu çağrılarda bulunuldu:

“Türkiye, Yargı Reformu Stratejisi kapsamında, eleştirel basını susturmak için tekrar tekrar suiistimal edilen terörle mücadele kanunu ve hakaret suçlamalarını düzenleyen yargı maddelerini acilen revize etmelidir. Aynı zamanda, temelsiz iddianamelere dayandırılan gazetecilerin keyfi tutuklamalarına ve siyasi etkenlerle yön verilen hukuki kararlara bir son verecek ve adil yargılanma hakkının ciddi ihlaline son verecek adımlar atmakla yükümlüdür. Hakim ve Savcılar Kurulu’na yapılacak atamalar üzerinde siyasi kontrol kuran Anayasa’nın 159’ncu maddesinde Nisan 2017’de yapılan değişiklik dahil olmak üzere, yargının yapısı ve işlevselliğine orantısız biçimde müdahil olma imkanı veren ve yargının tümden bağımsızlığını etkileyen adımların geri alınması gerekmektedir.”

Ortak basın açıklamasına göre; heyet, Anayasa Mahkemesi (AYM) yetkilileriyle yapılan toplantıda ise, Türkiye’de iki yılı aşkın süredir engelli ansiklopedik bilgi paylaşım sistemi Wikipedia’nın durumu ile idari önlem adı altında uygulanan erişim yasakları ele alındı. Heyet tarafından AYM’den bu erişim engellemelerine karşı yapılan başvurulara öncelik verilmesi talep edilerek, “Bu başvuruların değerlendirilmesinde yaşanan gecikmelerin halkın temel anayasal hakları arasında yer alan bilgiye erişim hakkının ihlalini oluşturduğu altını çizildi. Heyet temsilcileri aynı zamanda gazetecilerin bireysel başvurularında verilen çelişkili kararlardan da endişe duyduklarını ifade etti”.

Açıklamada, son dönemde basın kartı sürecinde yaşanan gecikmeler çerçevesinde, “Heyet aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Ofisi İletişim Başkanlığı uhdesine aktarılan sarı basın kartı verme yetkisinin hem ulusal ve hem uluslararası medyanın ülkede çalışma şartlarını önemli ölçüde olumsuz etkileyebileceğini düşünüyor” denildi.