Türkiye’de 7 Haziran Genel Seçimleri arifesinde ‘seçim/sandık güvenliği’ tartışması derinleşirken; yasal mevzuat uyarınca siyasi partiler adına görevlendirilmiş Sandık Kurulu üyesi eğer ‘görevi başına gelmezse para cezası, görev yerini terk ederse hapis cezası’ unutulmuş görünüyor. Ankara’nın Oyları adıyla seçim günü sandık nöbetine hazırlanan gönüllülerden Tamer İşçen de, siyasi partilerce görevlendirilmiş kişiler yasaya aykırı olarak sandık nöbetinde olmasa dahi vatandaşlar olarak oylarına sahip çıkacaklarını söylüyor.
Türkiye, seçim öncesinde, 30 Mart Yerel Seçimler gecesinde olduğu gibi elektrik kesintisi yaşanması gibi olaylar nedeniyle sandıktaki oyun sonuçlara yansıması açısından tartışmalı günler yaşıyor. İstanbul ağırlıklı olmak üzere ülke genelinde Oy ve Ötesi adıyla dernekleşen gönüllüler, sandık nöbeti için çağrıda bulunuyor. Başkent’te ise Ankara’nın Oyları adıyla 2014’teki yerel seçim öncesinde bir araya gelmiş gönüllü grubu, 7 Haziran günü için çalışıyor. Kendilerini ‘bağımsız ve gönüllü organizasyon’ olarak tanımlayan Ankara’nın Oyları, hukuki destek anlamında Türkiye Barolar Birliği-Ankara Barosu ile dayanışıyor. Siyasi partiler ile ilişkileri açısından hepsi ile görüşmeler gerçekleştiren Ankara’nın Oyları, “Meşru seçim’ için sandık güvenliğini şartını yerine getirmeyi amaçlıyoruz” iddiasında.
Ankara’nın Oyları’nın kurucu ekibinden Tamer İşçen, Türkiye’deki mevcut seçim güvenliği tartışmasında, 30 Mart Yerel Seçimleri ile birlikte sonuçlara güvensizlik duyulmasındaki en önemli etkenlerden birisi sandıklarda muhalefet partileri temsilcileri olmamasından kaynaklandığı düşüncesinde.
‘İktidar oyu meşruiyeti güvencemiz altında’
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan İşçen, Türkiye’de hiçbir seçim sonrasında yasal mevzuatta olmasına rağmen görevini yerini getirmeyen Sandık Kurulu ve üyeleri için cezai yaptırımın uygulanmadığını ifade etti. “Biz halkımız yani seçmenimiz sandıkta ne oy kullandıysa o sonuç çıksın istiyoruz” diyen İşçen, kesinlikle tek parti için veya muhalefet için değil tüm siyasi partiler için çalıştıklarını söyledi. İşçen, “En önemlisi ve hatta muhalefetten öte iktidar partisi oyu da bizim güvencemiz altında. Sandıklarda eğer muhalefetten temsilci olmadığında iktidar oyu da şaibeli oluyor. Bir sandıktaki seçim sonucunun meşru olması için mutlaka iktidar partisi dışında temsilciler olmalı. Islak imzalı sonuç tutanağı ortada ve güvenilir olmalı” dedi.
Eğer ıslak imzalı tutanaklar elde olursa sandıktaki tercihin yüzde yüz oranında sonuçlara yansıyacağını kaydeden İşçen, Ankara açısından ise mevcut 4 bin gönüllü sayısı itibariyle yüzde 75 oranında sonuçlarda sıkıntı olmayacağını dile getirdi.
Your browser doesn’t support HTML5
Sandık nöbetçileri ihtiyacı sürüyor
Ankara’daki tabloda, 11 bin küsur sandık olması itibariyle halen ciddi sayıda gönüllü ihtiyacı olduğunu söyleyen İşçen, her meslek grubundan insanlar olarak ailelerinden, işlerinden biraz zaman ayırarak sandığa dolayısıyla da demokrasiye sahip çıkmayı hedeflediklerini vurguladı.
Sandık nöbetinde ise 4 aşama bulunduğunu anlatan İşçen, “Birinci aşama, sandıkta Kurul oluşumunda sabahki hazırlık aşaması. İkinci aşama gün boyu seçim süreci yani oy kullanımı. Üçüncü aşama sayım süreci, burada bütün günün yorgunluğundan dolayı hatalar veya kötü niyetli işlemler olabilir. Dördüncü aşama ise, analiz kısmı. Bu aşamada gönüllüler olarak sandıklardan toplanan ıslak imzalı tutanaklardaki rakamlar ile YSK’nın açıkladığı örtüşüyor mu diye kontrol ediliyor” diye konuştu.
Ankara’da neler yaşandı?
Ankara’nın Oyları, ilk sandık nöbetini dolayısıyla da oy takipçiliğini 30 Mart Yerel Seçimleri’nde gerçekleştirdi. İlk kez nöbet tecrübesi edindikleri o seçimlerde, Sandık Kurulu üyelerini yerlerinde göremediklerini de paylaşan İşçen, mesela A partisi görevlilerine ayran-döner geldi diye sandık görevini bırakanlar olduğunu bizzat gördüklerini söyledi. İşçen, “Biz Ankara’nın Oyları’nda gönüllü olacaklara diyoruz ki yanınıza sandığa giderken mutlaka kimlik belgenizi, yiyecek-su ve fener alın. Ayrıca kimse bu görevde bir günde açlıktan ölmez” dedi.
İşçen, Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimindeki tespitlerini şöyle açıkladı:
“Ankara genelinde 2 bin üzerinde sandıkta mühür yoktu. Tutanaklara baktığımızda yine 2 bine yakın sandıkta geçersizlik sebebi yazılmaksızın geçersiz oylar vardı. 700 sandıkta ise, sadece kurul başkanı imzalı yani tek imzalı tutanak düzenlenmişti. Ayrıca ilçe seçim kurulları tarafından 507 sandık sonucu açıklanmadan Ankara’nın geneli sonucu açıklandı. Seçimden iki ay sonrası bu 507 sandık sonucu açıklandı ama seçim sonuç rakamları değiştirilmedi. Dolayısıyla neredeyse yaklaşık 1,5 milyon oyu etkileyebilecek usulsüzlük tespit ettik.”
‘İtiraz süresi 38 saate düştü’
Ankara’daki tüm bu tespitleri kendilerinden talep eden siyasi partiler ile paylaştıklarını belirten İşçen, ancak Yüksek Seçim Kurulu’nun mağdur aday tarafından yapılan başvuruyu ‘usülen’ reddettiğini söyledi.
Bu sefer Ankara’nın Oyları’nın tespitlerini yine 8 Haziran sabahı paylaşamaya hazır olacağını kaydeden İşçen “Biz her türlü bilgisayar yazılım hazırlığımız yapıyoruz. Ama yerel seçimdeki hata bizden kaynaklı değil. YSK’ya başvuru öncesi mutlaka ilçe seçim kurullarına 48 saat içinde yazılı itiraz yapılması gerekiyormuş. Biz bunu sonra öğrenmiş olduk ama bunu siyasi partiler bilmeliydi. Şimdi biz biliyoruz. Ama itirazı yapacak olan yine siyasi partiler. Şimdi ayrıca ilçe seçim kurullarına itiraz süresi azaltıldı ve 38 saate indi. Bizim herhangi bir parti veya milletvekili adayı adına şikayet hakkımız yok. Yeter ki elimizde ıslak imzalar olsun diye uğraşıyoruz biz” dedi.
Eğitimde ‘polis oyuna dikkat’ vurgusu
Ankara’nın Oyları, ilk kez sandık nöbeti için gönüllü olacaklara 1 saatlik eğitim veriyor. Bu eğitim sırasında, Ankara’nın Oyları’nın gönüllülük esası ve sandığı terk etmemek beklentisiyle hareket ettiği vurgulanıyor.
Gönüllülere sandıkta oy kullanım sürecinde özellikle kolluk kuvvetlerine tanınmış olan istediği noktadaki sandıkta oy kullanma hakkı ile ilgili nelere dikkat edilmesi gerektiği anımsatılıyor. Kolluk kuvvetleri mensupları eğer bir sandıkta oy kullanacaksa elinde ‘Örnek 142’ denilen bir belge gelmesi gerektiği kaydediliyor. Ancak söz konusu polis veya diğer kolluk kuvveti mensubu, oyunu kullanırken mutlaka elindeki o belgenin kendisinden alınması gerektiği söyleniyor. O belge alınmadığı takdirde başka sandıklarda oy kullanma ihtimali olabileceği kaydediliyor.
Peki yasa ne diyor?
Türkiye’de seçim mevzuatı uyarınca, Sandık Kurulu üyeleri açısından görevi başında bulunmak yasal zorunluluk.
Sandık Kurulu üyeleri, "Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirmesi için, görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma, namusum, vicdanım ve bütün mukaddesatım üzerine and içerim" diyerek yemin altında görev yapıyor.
Mevzuatta, Sandık Kurulu üyeleri için şu hükümler yer alıyor:
“Kurullara seçildiği halde haklı sebep olmaksızın vazifesi başına gelmeyenler beşbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Seçim başladıktan sonra kuruldaki görevlerini haklı bir sebep olmaksızın terk edenler, iki aydan altı aya kadar hapis ve beşbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Kanuna göre görevlendirilen kimseler görevlerini her hangi bir şekilde savsadıkları veya kötüye kullandıkları takdirde bu Kanunda ayrı bir ceza tayin edilmemiş ise, Türk Ceza Kanununun bu suçlara ait cezaları altıda birden üçte bire kadar artırılarak hükmolunur.”