Uzmanlar: 'Hükümette Yetki Mücadelesi Var'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkenin siyasetini kontrol etmeye devam etmesi, partisiyle anlaşmazlıklar yaşamasına neden oluyor. Yaklaşan seçimlerle birlikte, parti içinde adayları kimin belirleyeceğine yönelik bir tartışma başlamış durumda. Tartışma, sadece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin geleceğini değil, Türkiye’nin de geleceğini belirleyici olması açısından büyük önem taşıyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yardımcısı Bülent Arınç ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında ülkeyi kimin yönetmesine yönelik siyasi çekişmeyi “görüş ayrılıklarının olması gayet doğaldır” diyerek geçiştirmeye çalıştı. Bu üçlü her ne kadar AK Parti içinden geliyor olsa da, taraflar arasında siyasi gerilimin giderek arttığı ortada. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan aldığı davet üzerine seçimlerde aday olmak için görevinden istifa etmesi ancak Cumhurbaşkanı’nın kendisinin bu kararını onaylamadığını belirtmesi üzerine kararından vazgeçmesi ülkenin gündemine oturmuştu.

Kadir Has Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Soli Özel’e göre, seçimlerde aday kadroyu kimin oluşturacağına dair çekişme, parti içindeki siyasi gerilimi açıkça ortaya koyuyor.

Bu olayın, aday listesinin açıklanmasından iki hafta önce yaşandığına dikkati çeken Özel, her hafta yeni bir gelişmenin yaşandığını belirtiyor. Fidan’ın istifası sonrası kararları Davutoğlu’nun vereceği havası oluştuğunu, ancak Fidan’ın geri adım atmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı’nın daha ağır bastığını belirten Özel, ortada büyük bir çekişme yaşandığına dair net kanıtlar olduğunun altını çiziyor. Soli Özel, aday listesini Cumhurbaşkanı’nın hazırlaması halinde, AK Parti seçimleri kazansa bile parti tabanını kontrol edemeyeceği için Başbakan’ın Cumhurbaşkanı’nın gölgesinde kalacağını belirtiyor.

Başbakan için büyük önem taşıyan bu seçimler, Cumhurbaşkanı için de stratejik bir öneme sahip. Anayasa’ya göre kurucusu olduğu AK Parti ile tüm resmi ilişkilerini kesmesi gerekirken, uzmanlar Cumhurbaşkanı’nın partiyi kontrol etmeye devam etme arzusunu gizlemediğine dikkati çekiyor.

Marmara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Profesörü Yüksel Taşkın’a göre Cumhurbaşkanı’nın aday listesini kontrol etmekteki amacı siyasi olarak güç kaybetmemek. Erdoğan için asıl önemli olan konunun güç kaybetmemek olduğunu belirten Taşkın, Cumhurbaşkanı’nın uzun bir süredir kendisine bağlı, genç, aralarında gazeteci ve akademisyenlerin de bulunduğu laik ideolojiden devşirme kişilerin yer aldığını belirtiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın öncelik verdiği konunun sadakat olduğunu söyleyen Profesör Taşkın, Cumhurbaşkanı’nın parti içinde ortaya çıkabilecek kumpaslar sonucu yetki ve görevlerini yitirebileceği endişesinde olduğunu ve en büyük korkusunun da siyasi gücünü kaybedip, hapse düşmek olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar, AK Parti’nin resmi bir üyesi olmamasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın partinin bir numaralı adamı olmaya devam ettiğini ve bu konuda kendisine destek veren güçlü ve sağdık bir kadronun da bulunduğunu olduğunu belirtiyor. Profesör Taşkın, Davutoğlu’nun parti içinde Erdoğan kadar karizma ve konuma sahip olmadığını ve bu nedenle de Cumhurbaşkanıyla doğrudan olabilecek herhangi bir sürtüşmeden çekindiğini belirtiyor.

“Davutoğlu Cumhurbaşkanı ile ters düşmeye hazır değil, ancak bu konuda bir takım girişimleri olduğunu görüyoruz” diyen Profesör Taşkın, Başbakan için en önemli konunun partiyi ve gelecekteki millet vekillerini kontrol etmek olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar, Davutoğlu’nun Başbakan olmasından bu yana kendisine destek olanları arkasına almaya çalıştığını belirtiyor. Köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş’a göreyse, aday listeleri üzerinde yaşanan bu çekişme AK Parti’nin de ötesinde önemli sonuçlar doğurabilir. Aydıntaşbaş, listenin Cumhurbaşkanı’nın istediği ve görüşleri doğrultusunda hazırlandığında, seçimlerden sonra başkanlık sistemine geçişin kapısını aralayacak olan anayasal düzenlemelerin sağlanabileceğini ve Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi yönetmeye devam edeceğini belirtiyor. Ancak listeyi Davutoğlu ve ekibinin hazırlaması halindeyse Cumhurbaşkanı’nın siyasi planlarının işlemeyeceğini belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan neredeyse her gün farklı bir şehri ziyaret edip, başkanlık sistemi hakkında halkı bilgilendirmeye ve motive etmeye çalışırken, Başbakan Davutoğlu ise sessiz kalmayı tercih ediyor. Her iki lider anlaşmazlık yaşadıklarını açık bir şekilde kameralar karşısında göstermese de, uzmanlar asıl mücadelenin kapalı kapılar ardında yaşandığını belirtiyor.