Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi’nin anlaşma koşullarına uyulduğunu bildirmesi üzerine BM’nin İran’a yönelik yaptırımlarını kaldırmasıyla birlikte gözler bunun Türkiye’ye nasıl yansıyacağına çevrildi. Türk – İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, olası etkileri Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi
Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in 16 Ocak Cumartesi günü düzenlediği ortak basın açıklamasında, nükleer faaliyetleri nedeniyle İran’a uygulanan yaptırımların kaldırıldığı duyurulmuştu. Bu basın toplantısıyla birlikte 14 yıldır Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD’nin İran’a uyguladığı ekonomik yaptırımlar kalktı. Basın toplantısında, Mogherini, BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 (2015), 1696 (2006), 1737 (2007), 1747 (2007), 1803 (2008), 1835 (2008), 1929 (2010) ve 2224 (2015) sayılı kararlarının sona erdiğini dile getirmişti. Ancak ABD, karşılıklı olarak yapılan tutuklu iadesi gerçekleştikten sonra Tahran’ın balistik füze programı nedeniyle İran aleyhine yeni ekonomik yaptırımlar uygulanacağını duyurdu.
Türkiye, BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyesi iken 2010 yılında Brezilya ile birlikte İran’ın lehine ekonomik yaptırımları veto etmesiyle dikkat çekmişti. Türkiye’nin son dönemde Suriye meselesi nedeniyle görüş farklılığı yaşadığı İran’a yönelik ekonomik yaptırımlara karşı tavrı ise geçerliliğini koruyordu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da, bugün İngiltere’ye uçuşu öncesindeki basın toplantısında, İran’a yönelik yaptırımlar kalktığı için memnuniyet duyduğunu vurguladı. Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerinin bu gelişme sonrası ivme kazanacağını söyleyen Davutoğlu, “Dışişleri Bakanlığım döneminde İran'a yönelik ambargoların kalkması için çabalarımız olmuştu. Dolayısıyla bu anlaşmadan memnunuz. Bölge için önemli gelişme. Bütün dünyanın da, İran'ın da, Türkiye'nin de önem vermesi gereken husus Ortadoğu'daki şiddeti sona erdirmek için perspektif bir gelişme,” dedi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Pazar günü yapılan açıklamada ise, “Türkiye, İran’ın nükleer programına ilişkin çözümün tek yolunun diplomasi ve müzakereler olduğunu baştan beri savunagelmiştir. Diplomasi bakımından önemli bir başarıyı simgeleyen bu neticeyi mümkün kılanları kutluyoruz. KOEP’in, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetiminde, tam bir şeffaflık içinde, kesintisiz ve eksiksiz biçimde uygulanmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde ilgili tüm tarafların, bölgede güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için, sorumlu ve ayrışmayı teşvik etmeyen davranış sergilemeleri gerektiğini önemle vurguluyoruz” denildi.
Aygül: Hizmet sektöründe katma değer yaratılabilir
Türk – İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, hem olumlu hem de olumsuz yönden Türkiye’yi etkileyecek bir sonuç olduğunu ancak müzakereler böyle sonuçlandığı için memnun olduklarını söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Ambargo döneminde de Türkiye ile İran’ın çok önemli ticari ortak olduğunu söyleyen Aygül, son dönemde petrolün 30 Dolar’ın altına düştüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle petrol arzının artabileceğini söylemek pek mümkün görünmüyor. Ama İran borçsuz bir ülke. Dış yatırımcılardan ilgi görecektir. Özellikle Avrupa ülkelerince açılacak ihracat kredilerini düşünecek olursak ekonomilerinde ciddi bir hareketlilik olacaktır. O coğrafyada da uzun süredir önemli işlere imza atan Türk işadamları, özellikle mühendisler, müteahhitler, sanayicilerimiz için anlamlı olacaktır diye düşünüyoruz. Türkiye, hizmet sektöründe de önemli bir katma değer yaratabilir. Oradaki havalimanları, oteller ve alışveriş merkezleri işletmeciliğinde.. Son dönemde ciddi sayıda alışveriş merkezleri açıldı. Türkiye bu alanlarda deneyimli. Türkiye, lojistik olarak da önemli. Negatif noktalar ne derseniz? İran, büyüyüp geliştikçe rekabet olacaktır, özellikle Irak gibi ülkelerde. Ama İran ile Türkiye, bunu işbirliği içerisinde çözebilir.”
Bir başka açıdan İran’da doğrudan yabancı misyon temsilcilikleri açılmasıyla birlikte Türkiye’ye vize için gelenlerin sayısında azalmaya yol açabileceğini de vurgulayan Bilgin Aygül, İran’ın ayrıca son aylarda yurtdışından yolcu uçağı siparişi verdiği yönünde duyumlar aldıklarını dolayısıyla turizm boyutuyla Türkiye’nin negatif etkilenme ihtimali olabileceğini ifade etti.