Dünyada pandemi ilan edilen Corona virüsü salgını, en çok vakanın görüldüğü Amerika’da, halkın sağlığı kadar ekonomisini de etkiledi. Rekor sayıda kişinin işsizlik yardımına başvurduğu ülkede, gelir kaybına uğrayanlar bağışlarla ve yardım kuruluşlarının çabalarıyla hayata tutunmaya çalışıyor.
Corona virüsüyle mücadelede, kişisel hijyen ve sosyal izolasyonun yanı sıra güçlü bağışıklık sistemi de büyük önem taşıyor.
Güçlü bağışıklık sisteminin sağlanmasında vitaminlerin doğal kaynaklardan alınması, her tür yiyeceğin tüketilmesine özen gösterilmesi, yeterli su ve uykuya dikkat edilmesi, işlenmiş besinlerden kaçınılması gerektiği belirtiliyor.
Ancak salgın nedeniyle işini kaybedenler, gelir kaybına uğrayanlar ya da uzun zamandır işsiz ve evsiz olanlar için bu imkansız.
Karnını doyuracak yemek bulamayan ya da evde bekleyen çocuğuna yiyecek götürmeye gücü yetmeyenlerin sayısı, salgının ardından her geçen gün katlanarak artıyor.
Salgının ardından yaşanan ekonomik sıkıntılar, sosyal dayanışmanın ve yerel yardımlaşmanın önemini bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
İşte bu noktada devreye yardım kuruluşları giriyor. Kimi zaman doğal felaketlerin, kimi zaman yaşanan çatışmaların ardından yardıma muhtaç kişilerin yaralarına merhem olmaya çalışan kuruluşlar bu kez Corona virüsünün dünya ekonomilerini alt üst etmesiyle yaşanan çaresizliğe karşı umut ışığı yakıyor.
1865 yılından bu yana hizmet veren ve her yıl 130 ülkede yaklaşık 23 milyon muhtaç kişinin yardımına koşan Salvation Army adlı kuruluş da onlardan biri. Söz konusu kuruluş bir yandan artan talepleri karşılamaya, bir yandan da Corona virüsünün yayılmasının önüne geçmek için gerekli önlemleri almaya çalışıyor. Yardım almak isteyenlerin gelir durumlarını kanıtlaması talep edilmiyor. Yalnızca isim adres gibi bilgilerini paylaşmaları yeterli. Yetkililer ihtiyacı olmayan kişilerin bu durumu suiistimal etmediğini, bu yüzden de bağışların amacına ulaşarak, gerçek ihtiyaç sahiplerine iletilebildiğini dile getiriyor.