Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne Hukukçular Ne Diyor?

Adalet Bakanlığı’nın uzun süredir üzerinde çalıştığı “Yargı Reformu Stratejisi”ni Beştepe Kültür Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı

Adalet Bakanlığı’nın uzun süredir üzerinde çalıştığı “Yargı Reformu Stratejisi” bugün Ankara’daki Beştepe Kültür Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 17 yıldır devam eden iktidarında hazırlanan üçüncü Strateji Belgesi, dokuz amaç ile altmış üç hedef ve iki yüz elli altı faaliyeti kapsarken “hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunup geliştirilmesi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, sistemin şeffaflığının artırılması, yargısal süreçlerin basitleştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması”nı esas alıyor.

“AB verdiği sözleri tutmuyorsa da bağlılığımızı bu belgeye ifade ediyoruz”

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki en büyük kazanımlarının başında reform çalışmalarını sistematik olarak hayata geçirme kabiliyetine sahip olmasının geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu reformları AB istediği için değil milletin ihtiyacı olduğu için hayata geçirdiklerinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı, “Adaletin güçlü, güçlülerin de adaletli olduğu toplumlar hızla büyür kalkınır, zenginleşir. Kanuni Sultan Süleyman Han kılıcının yapamadığını adalet yapar demiştir. Elbette eksiklerimiz bozulmaya yaşadığımız alanlar var ama her şeye rağmen kendi medeniyetimizle olan bağlarımızı koruyoruz. Yargı reformu belgesi güven veren erişilebilir adalet noktasıyla hazırlanmıştır. Yargı reformu belgesi içerdiği birçok amaç ve hedefle vatandaşlarımızın sisteme duyduğu güveni arttıracaktır, bu belgeyle verilen sözler tutulmuyorsa da AB üyeliğine bağlılığımızı da ifade ediyoruz” dedi.

Erdoğan: “Tutuksuz yargılanmayı asıl yöntem olarak görüyoruz”

Bir yandan hak ve özgürlüklerin diğer yandan demokrasinin geliştirilmesinin hedeflendiğini vurgulayan Erdoğan, son altı yılda ifade özgürlüğünün gelişmesi yönünde adımlar attıklarını savundu.

Cumhurbaşkanı, “Sistematik işkence veya kötü muamele iddiaları ifadeleri artık geride kalmıştır. Tutuklama tedbirinin ölçülü olması için adımlar atıyoruz. Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını istiyoruz. Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliğimizdir. İkinci amaç yargı bağımsızlığı tarafsızlığı. Avrupa Birliği, AB Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin değerlendirmelerini gözeterek mevzuat paketleri hazırlıyoruz. Tutuksuz yargılanmayı asıl yöntem olarak görüyoruz, tutukluluk tedbirine zorunlu hallerde sağlayacak düzenlemeler yapacağız” diye konuştu.

İstanbul Baro Başkanı: “İyi şeyler var ama geleceğe yönelik umut vermiyor”

“Yargı Reformu Stratejisi”nin bir taslak olarak değerlendiren İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bu taslağın Avrupa Birliği katılım müzakereleri kapsamında 23’üncü ve 24’üncü fasılların yeniden açılması için büyük ölçüde Avrupa Birliği’nin istediği düzenlemelerden oluştuğunun altını çizdi.

VOA Türkçe’ye konuşan Durakoğlu, “Bu nedenle ilk bakışta olumlu şeyler içermesi normal. Bir nevi taslak hayaller bülteni gibi değerlendirmek lazım. Çünkü projeksiyon üzerinde yapılıyor. Bu taslaklar dört yılda bir hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında geçen dört yıla ilişkin değerlendirmeler var. Görüldü ki birçok şey yapılmamış. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sağlayacak çok küçük şeyler var stratejisi belgesinde, bu geleceğe yönelik umut vermiyor. Tutuksuz yargılama ile ilgili değişikliğe gerek yok. Yasada yeterli güvence bulunmasına rağmen hakim ve savcıların bağımsız olamamasından dolayı özellikle siyasi içerikli davalarda güçlüklerle karşılaşıyoruz. Ancak uygulamaya yönelik ise iyi şeyler var. Birincisi biz avukatlık sınav istemiştik bunun olacağı anlaşılıyor. Avukatlara yeşil pasaport verilmesi de güzel ve önemli bir gelişme. Gösterilen manzara güzel ama oraya gitmekte zorluklar yaşayacağız” dedi.

“Siyasi iradenin yargıdan elini çekmesi lazım”

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuksuz yargılamayı zaten öngördüğünü söyleyen Avukat Ergin Cinmen, Türkiye’deki ifade özgürlüğü önündeki sorunların iktidarın baskıcı tutumundan kaynaklandığını belirtti.

VOA Türkçe’nin sorularına yanıt veren Cinmen, “Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını televizyondan dinledim. Sanki başka bir ülkeden birisi konuşuyormuş gibi geldi. Türkiye’deki baskının haddi hesabı yoktur. Tek tek olaylarla açıklanabilir. Öncelikle siyasi iradenin yargıdan elini çekmesi lazım. CMK’da hiçbir eksiklik yoktur. Uygulamadan ve siyasi iktidarın tutumundan kaynaklanan sorunlar var. Gazeteciler içeride, basına inanılmaz sansür uygulanıyor. Tüm bunlar ortadan ileri adımlar atılacağını söylenmesi tuhaf. Öyle ki aynı Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi’nin (Can Dündar ve Erdem Gül) kararı hakkında daha üç yıl önce ‘bu karara uymuyorum saygı da duymuyorum’ demiştir. Bu siyasi iradenin özgürlükler yönünde atması pek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Hakim ve savcı yardımcılığı kuruluyor

Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ile hakim ve savcılar için coğrafi teminat getirilirken hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiliyor ve hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi kuruluyor.

Mesleki liyakati arttırmak için mesleki kıdem şartları yenileniyor. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürleri yeniden yapılandırılıyor.

Bu arada hukuk fakültelerinde eğitim süresi beş yıla çıkartılıyor ve 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası 703 sayılı kanun hükmünde kararnameyle kapatılan Türkiye Adalet Akademisi yeniden açılıyor.

“Demokratik ülkelerde yalnızca telif kaynaklı erişim engellemesi var”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, internet özgürlükleri konusunda da mesajlar verdi. Erdoğan, "Bir internet sitesinin tamamına değil, engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacak.

Ayrıca ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız” diye konuştu.

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Yaman Akdeniz, internet sitesi erişiminin mevzuattan kaynaklanmadığını, bunun iyileştirilmesi için bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını savundu.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Prof. Akdeniz, “Hayır internet özgürlüğü konusunda bir iyileşme yok. Zaten mevzuat o şekilde. Wikipedia benzeri site ve platformların tamamının engellenmesini gerektirecek bir mevzuat bulunmuyor. Reform yapmak istiyorlarsa bunu kaldırmaları gerekiyor. 12 bin tane sulh ceza hakimliği engelleme kararı var. Sorun mevzuattan kaynaklanmıyor. Uygulamadan kaynaklanıyor. Demokratik ülkelerde erişim engelleme yok. Engelleme yalnızca telif haklarıyla sınırlı” dedi.