Deprem Haberciliğine Engeller Getirilmesi Tartışma Yaratıyor

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin ardından can kayıplarıyla, depremzedelere sağlanması gerekli koşullara ilişkin pek çok soru gündemdeyken, televizyon kanallarını cezalar açıklanmaya ve bazı internet sitelerine erişim engeli getirilmeye başlandı.

10 kentte yıkımlara yol açan depremler sürecinde 16. gün itibariyle medya ve sosyal medya kuruluşlarını hedef alan uygulamalar hayata geçiriliyor.

İlgili Haberler RTÜK'ten TV Kanallarına Deprem Yayını Cezası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP hükümetinin, enkaz altındaki depremzedeler ve depremzede yakınlarının yardım çağrısı paylaşımları yaptığı Twitter mecrasını, 8 Şubat günü yavaşlatması tartışma yaratmıştı.

Sonrasında Twitter yönetimiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) arasında anlaşma sağlandığı açıklamasıyla internette bant daraltmasıyla yapılan yavaşlatmaya son verilmişti.

İktidardaki Cumhur İttifakı yani AKP ve MHP’nin oy çokluğuna sahip olduğu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), aracılığıyla hükümeti sorgulayıcı çizgideki televizyon kanallarının ekranlarını karartacak ceza kararları alınması öncesinde Ekşi Sözlük adlı internet sitesinin engellenmesi de dikkat çekti.

Bir sosyal medya platformu niteliğindeki Ekşi Sözlük’te, üyelerin özgür şekilde pek çok yorum, görüş paylaşımı yapılan bir mecra olması nedeniyle, deprem sürecine ilişkin pek çok eleştiriyi barındırıyordu.

İlgili Haberler Ekşi Sözlük'e Erişim Engeli Getirildi

Ekşi Sözlük’te enkaz altındaki bekleyiş, ilk 48 saatte Kahramanmaraş’ın yanısıra özellikle Hatay ve Adıyaman’a yetersiz müdahale gibi AKP Hükümeti’nin afeti önleme ve müdahalesindeki yetersizliği konusu da tartışılıyordu.

Ancak BTK, 6 Şubat sabahı yaşanan depremden 16 gün sonra “milli güvenlik ve kamu düzenini koruma” gerekçesiyle Ekşi Sözlük’e erişime engel getirildi.

Kürtçe medya ile sosyal medya hesapları engelleniyor

Ekşi Sözlük’ün ardından şimdi 18. gün itibariyle Kürtçe yayın yapan medya kuruluşlarıyla, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve yazarlara ait sosyal medya hesaplarına yönelik erişim engeli kararları alınıyor.

Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talebiyle 22 Şubat tarihli kararıyla, Irak’ın Erbil kenti merkezli Kürtçe yayın kuruluşu Rudaw TV’ye erişimi engelleme kararı aldı.

Türkçe ve Kürtçe ağırlıklı yayınlar yapan Avesta Yayınları, Demokratik Modernite Dergisi ile çoğunluğu Kürt kimliğiyle ilişkili gazetecilere ait sosyal medya hesaplarına da erişim engeli getirildi.

Akdeniz: “Hukuki karar alınmıyor, seçim sürecinde yaygınlaşacaktır”

İfade Özgürlüğü Derneği (İFOD) kurucusu, basın ve ifade özgürlüğü alanı takipçisi hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Her şey deprem sonrasında 2. gün itibariyle Twitter engellemesiyle başladı, hükümet seçimler ile ilgili medyayı susturma planını, 6 Şubat depremi sonrasında hemen hayata geçirme ihtiyacı hissetti. Seçim sürecinde takvim yaklaştıkça engelleme kararları yaygınlaşacaktır. Deprem haberlerini engellemek için şimdiden engellemeler başladı” dedi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akdeniz, geçen yıl 30 Haziran’da habercilik alanına seçim sürecinde müdahale etme hazırlığı niteliğinde RTÜK aracılığıyla VOA Türkçe ve DW Türkçe’ye erişim engellemesi getirilmesiyle birlikte müdahalelere başlandığını kaydetti.

Aynı dönemde TBMM’ye dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle 40 maddelik “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin sunulduğunu anımsatan Akdeniz, basın meslek örgütleri ve sivil toplum tepkisine rağmen Ekim ayında yürürlüğe koyulan bu yeni yasayla, medyaya baskı aracı olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, RTÜK ve BTK’nın yetkilerinin arttırıldığına işaret etti.

Akdeniz, “Deprem sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) sosyal medya hesapları ve kullanıcılarıyla ilgili açıklamaları da dikkat çekiciydi. Hükümet, deprem sürecinde öncelikle medya kuruluşlarını ve gazetecileri engelleme hamlelerine girişti. Sosyal medyadan rahatsızlık duyulduğunu görüyoruz. Ekşi Sözlük’ü engelleyen karara imza atan Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla, 340 internet adresine engelleme getirildi. Bu yeni karar, elimize ulaştı. Ama henüz Ekşi Sözlük’e erişim engellemesiyle ilgili karar metni ulaşmadı. Bu yeni kararda mesela Avesta Yayınları, bir kitap yayınevi kuruluşu. Bu kararda Evrensel Gazetesi’nin Youtube hesabı için de engelleme öngörülüyor. Terörle mücadele gibi gerekçelendiriliyor ama bu aslında şablon niteliğinde karar metni. EGM’nin talebi de keyfi ve karar da keyfiyet içeriyor. Basın ve ifade özgürlüğünü baltalamak için alınmış karar olarak nitelendiriyorum. Bu şablon kararı, hukukla açıklamak da mümkün değil. Kürt odaklı gözükse de aslında bence deprem ile ilintili bir karar. Şaşırtıcı değil. Seçim sürecinde benzeri erişim engelleme kararları yaygınlaşacaktır” diye konuştu.

Prof. Dr. Akdeniz, paylaştığı Twitter mesajında Ekşi Sözlük'le ilgili engelleme talebini Cumhurbaşkanlığı'nın yaptığını belirtti.


Bildirici: ''Önümüzdeki günlerde medyayı karanlık günler bekliyor''

RTÜK’ün eski üyesi ve Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici de geçtiğimiz yıl Ekim ayında yasalaşan yeni yasayla basın ve ifade özgürlüğü aleyhine yetkilerdeki artışı hatırlatarak “Devlet enkaz altında kaldıkça medyaya baskıyı arttırıyor. BTK’nın katalog suçlar gerekçesiyle engelleme yetkisi arttığı için hukuksuz, adaletsiz erişim engellemesi uygulamaları hayata geçiriliyor. Seçimler yaklaştığında bu tarz medyaya baskı hamlelerinde ciddi artış olmasını bekliyoruz. Deprem ile birlikte arama-kurtarma faaliyetlerindeki eksiklik tartışıldığı için iktidar, sosyal medya ve medyadan rahatsızlık duyuyor. Deprem ardından başlayan bu süreçte, dijital ve görsel medyaya yönelik baskılama araçları kullanımı artacaktır” dedi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bildirici, bu tarz erişim engellemesi kararlarıyla karşı tarafa savunma hakkı sağlayacak şekilde yargılama yapıldığını ve dolayısıyla “terör” gerekçesiyle topyekün engellemeler yapıldığını kaydetti. Ekim ayındaki yeni yasayla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın daha önce Danıştay’ın hukuka uygun bulmadığı basın kartı yönetmeliğiyle ilgili düzenlemeleri yeniden hayata geçirdiğini hatırlatan Bildirici, dolayısıyla İletişim Başkanlığı’nın yeni yasayla basın kartı meselesinde yargı yolunu kapatmaya çalıştığını kaydetti. Bildirici, yeni yasayla Basın İlan Kurumu’nun (BİK) resmi ilan geliri dağıtımını hem ödül hem cezalandırma aracı olarak kullanmasını güçlendirici düzenleme yapıldığını ve BİK’in seçim döneminde etkili olacağına işaret etti.