Yaser Arafat Dul Kalan Eşi Süha Arafat özetle şöyle konuştu:
“Anne ve eş olarak görevimi yaptım”
“Umutluyum “
“Mahmut Abbas beni destekliyor. Sonuna kadar gitmekte kararlı”
“Arap bakanları toplanacak “
Eşinin ölümünden 8 yıl sonra dosyayı yeniden açan Süha Arafat, Le Figaro gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, Fransa’da ölen eşinin sağlık dosyasından idrar ve kan tahlillerinin kaybolduğunu söyledi. Le Figaro’nun “Neden suç duyurusunda bulunmak için 8 yıl beklediniz ?” sorusu üzerine Süha Arafat, “Kızım Zahwa şimdi 17 yaşında ve babasının neden öldüğünü bilmek istiyor. Yasalar da bize 10 yıl süre veriyordu. Yani hukuken de zamanımız vardı. Son olarak da El Cezire, Arafat’ın elbiselerinde yoğun miktarda polonyum bulunduğunu açıkladı. Bu nedenle eşimin ölüm nedenini tümüyle ortaya çıkarmak için suç duyurusunda bulundum” dedi.
Amerikalı gazeteci başlattı
Süha Arafat, eşinin tüm elbiselerini 2001 yılında, kendisiyle temasa geçen ve eşinin ölümüyle ilgili araştırma yapan Amerikalı gazeteci Clayton Swisher’e verdiğini, Swisher’ın araştırmasının şüphelerini doğruladığını anlatarak, şunları söyledi:
“İsviçre laboratuvarından gelen sonuçlarda polonyum çıktı. Bunun üzerine Percy Hastanesi’ni aradım ve kan ve idrar tahlillerini istedim. Delil olmadan zehirleme gibi bir iddia dile getirmek istemiyordum. Hastane bana ‘tahlil sonuçlarının 4 yıl önce yok edildiği’ yanıtını verdi. Bunlar benim kuşkularımı arttırdı. Neden 10 yıl dava açılabilecek bir ölümün tahlil sonuçlarını 4 yıl sonra yok etmişlerdi? Üstelik Arafat bir devlet başkanıydı, sıradan biri değil. O yüzden suç duyurusunda tıbbi raporların bulunmasını istedim. Fransa’da bir yerlerde arşivlerde tüm dosya olmalı. Fransa Arafat’ı kurtarmak için her şeyi yaptı. Asla bana, 17 günlük hastanede kalışıyla ilgili eksik dosya verebileceklerinden endişe etmedim. Cumhurbaşkanı Chirac beni her gün telefonla arayıp durumunu soruyordu. İlk üç gün Arafat’ı telefona verdim, ardından komaya girdi, ama Chirac beni aramaya devam etti. Arafat ile özel bir yakınlığı vardı.”
Fransızlar size ölüm nedeniyle ilgili ne dedi?
“Ölüm nedenini bilmediklerini söylediler. Fransa gibi bağımsız bir devletin kendi hastanesinde tedavi gören bir devlet başkanının ölüm nedenini bilmemesi şaşırtıcı.”
Neden otopsi istemediniz?
“Önce eşimin ölümünün şoku vardı. Fransız doktorların bana her şeyi söylediklerine güveniyordum. Üstelik cenazesi hemen Ramallah’a gönderilmişti. Her şey çok hızlı oldu. Polemik de başlamıştı. Ben yeni bir söz dalaşı eklemek istemedim, ama otopsi yapılmasını reddetmedim.”
Mahmut Abbas destekliyor
“Evet, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Arafat’ın bedenini çıkarmaya ve sonuna kadar gitmeye hazır olduklarını söyledi. Eylül’de Arap Dışişleri Bakanları bu konuyla ilgili olarak toplanacak. Umarım uluslararası örgütler, özellikle de Birleşmiş Milletler gerçeğe ulaşmam için beni destekler. Eşim garip bir şekilde öldü.
Zehirlendiğine dair ipuçları var. Ama beni iyi anlayın, bu girişimim bireysel ve aile meselesi. Gerçeği aramak, bütün politik söylemlerin ötesinde, benim anne ve eş olarak görevim. Kızımın gerçeği bilme hakkı var. Filistin halkının da. Umutluyum. Fransız adaletine güveniyorum.”
“Anne ve eş olarak görevimi yaptım”
“Umutluyum “
“Mahmut Abbas beni destekliyor. Sonuna kadar gitmekte kararlı”
“Arap bakanları toplanacak “
Eşinin ölümünden 8 yıl sonra dosyayı yeniden açan Süha Arafat, Le Figaro gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, Fransa’da ölen eşinin sağlık dosyasından idrar ve kan tahlillerinin kaybolduğunu söyledi. Le Figaro’nun “Neden suç duyurusunda bulunmak için 8 yıl beklediniz ?” sorusu üzerine Süha Arafat, “Kızım Zahwa şimdi 17 yaşında ve babasının neden öldüğünü bilmek istiyor. Yasalar da bize 10 yıl süre veriyordu. Yani hukuken de zamanımız vardı. Son olarak da El Cezire, Arafat’ın elbiselerinde yoğun miktarda polonyum bulunduğunu açıkladı. Bu nedenle eşimin ölüm nedenini tümüyle ortaya çıkarmak için suç duyurusunda bulundum” dedi.
Amerikalı gazeteci başlattı
Süha Arafat, eşinin tüm elbiselerini 2001 yılında, kendisiyle temasa geçen ve eşinin ölümüyle ilgili araştırma yapan Amerikalı gazeteci Clayton Swisher’e verdiğini, Swisher’ın araştırmasının şüphelerini doğruladığını anlatarak, şunları söyledi:
“İsviçre laboratuvarından gelen sonuçlarda polonyum çıktı. Bunun üzerine Percy Hastanesi’ni aradım ve kan ve idrar tahlillerini istedim. Delil olmadan zehirleme gibi bir iddia dile getirmek istemiyordum. Hastane bana ‘tahlil sonuçlarının 4 yıl önce yok edildiği’ yanıtını verdi. Bunlar benim kuşkularımı arttırdı. Neden 10 yıl dava açılabilecek bir ölümün tahlil sonuçlarını 4 yıl sonra yok etmişlerdi? Üstelik Arafat bir devlet başkanıydı, sıradan biri değil. O yüzden suç duyurusunda tıbbi raporların bulunmasını istedim. Fransa’da bir yerlerde arşivlerde tüm dosya olmalı. Fransa Arafat’ı kurtarmak için her şeyi yaptı. Asla bana, 17 günlük hastanede kalışıyla ilgili eksik dosya verebileceklerinden endişe etmedim. Cumhurbaşkanı Chirac beni her gün telefonla arayıp durumunu soruyordu. İlk üç gün Arafat’ı telefona verdim, ardından komaya girdi, ama Chirac beni aramaya devam etti. Arafat ile özel bir yakınlığı vardı.”
Fransızlar size ölüm nedeniyle ilgili ne dedi?
“Ölüm nedenini bilmediklerini söylediler. Fransa gibi bağımsız bir devletin kendi hastanesinde tedavi gören bir devlet başkanının ölüm nedenini bilmemesi şaşırtıcı.”
Neden otopsi istemediniz?
“Önce eşimin ölümünün şoku vardı. Fransız doktorların bana her şeyi söylediklerine güveniyordum. Üstelik cenazesi hemen Ramallah’a gönderilmişti. Her şey çok hızlı oldu. Polemik de başlamıştı. Ben yeni bir söz dalaşı eklemek istemedim, ama otopsi yapılmasını reddetmedim.”
Mahmut Abbas destekliyor
“Evet, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Arafat’ın bedenini çıkarmaya ve sonuna kadar gitmeye hazır olduklarını söyledi. Eylül’de Arap Dışişleri Bakanları bu konuyla ilgili olarak toplanacak. Umarım uluslararası örgütler, özellikle de Birleşmiş Milletler gerçeğe ulaşmam için beni destekler. Eşim garip bir şekilde öldü.
Zehirlendiğine dair ipuçları var. Ama beni iyi anlayın, bu girişimim bireysel ve aile meselesi. Gerçeği aramak, bütün politik söylemlerin ötesinde, benim anne ve eş olarak görevim. Kızımın gerçeği bilme hakkı var. Filistin halkının da. Umutluyum. Fransız adaletine güveniyorum.”