Nermin Bezmen, Washington Türk-Amerikan Derneği ATA-DC tarafından düzenlenen imza gününde kitaptan alıntılarla kadın ve çocuklara yönelik şiddetin altını bir kez daha çizdi.
Türkiye'deki çocuk gelinlerin, tecavüz edilen, öldürülen, şiddete maruz kalan kadınların ve çocukların yaşadıklarına sessiz kalmayan yazar Nermin Bezmen, 'Havva'nın Cezası' kitabıyla içindeki öfkeyi, hırsı ve çaresizliği kelimelerle paylaşarak kendini tedavi yoluna gitmiş.
Bezmen, Kasım ayında raflardaki yerini alan kitapta, kız ve erkek çocuklarının, kadınların "gelenek" ve "din" kisvesi altında şiddet, tecavüz ve enseste reva görülüşünü, kimliklerinin yok edilişini sürükleyici bir dille aktarmış. Bunu da diğer çocukları ve kadınları temsil eden ve henüz 12 yaşında olan Havva aracılığıyla yapmış.
Nermin Bezmen, Washington Türk-Amerikan Derneği ATA-DC’nin Tekstil Müzesi’nde düzenlendiği etkinlikte, daha önce yazıya döktüklerini bu kez kitapseverlere anlattı, kadınların ve çocukların uğradıkları haksızlıklardan örnekler verdi. Bezmen katılımcıların kitaba ilişkin sorularını da yanıtladı.
Bezmen konuşmasının ardından Amerika’da yaşayan Türklerin büyük ilgi gösterdiği kitaplarını imzaladı.
“Çok mutluyum, çok güzel organize olmuş, çok gönülden bir dinleyici kadrosu var. Bu çok önemli konuda özellikle ülkemizden uzakta yaşamamıza rağmen yüreğimizle ve desteğimizle orada bu kurbanların yanında olduğumuzu hissettirmek, duyurmak açısından çok önemli bir gündü. Ve bu paylaşımı gördüğüm için de çok mutluyum” diyen Nermin Bezmen’in hedefi daha çok okuyucuya ulaşarak, yaşanan sorunlar karşısındaki farkındalığı arttırmak ve bu sayede çözümün bir parçası olmak.
“Türkiye’de Kasım’da çıktı bu kitap, maalesef birçok sansürlemeye rağmen 7’nci baskısını yapmış durumda ama gönül isterdi ki; şöyle bir milyon, iki milyon kişinin elinden geçmiş olsun. Daha tam o istediği yerde değil. Benim istediğim yerde değil kitap” diye konuşan Bezmen, bu konuda yeni kitaplar yazılmasına neden olacak yeni acıların yaşanmaması için kadınlara önemli mesajlar verirken, erkeklere de anlamlı bir çağrı yaptı:
“Genç kızlarımız, kadınlarımız bir kere kendilerinin kıymetini bilsinler, değerlendirilmelerini bir başkasına, erkeklere bırakmasınlar. Ayakları üstünde, kendi başına hayatın mücadelesini yürütebilecek, bedeniyle, ruhuyla, kalbiyle, düşünceleriyle, idealleri ve hayalleriyle sadece kendisinin sorumlu olduğu bir birey olmanın farkına vararak yaşasınlar. Erkeklere de böyle kadınları seçip, onların yanında hayatı güzelleştirecek eşler olmalarını diliyorum.”
Okurlar imza gününden hem hayranı oldukları yazarın kaleminden çıkan eserlerle, hem de anıları arasına katmaktan mutluluk duydukları fotoğraflarla ayrıldı.