Yeni AB'yi Kim Yönetecek?

(Soldan sağa) AB Komisyonu Başkanı Juncker - Fransa Cumhurbaşkanı Macron - Almanya Başbakanı Merkel

Avrupa Birliği'ne (AB) üye 28 ülkede yapılan parlamento seçimlerinin ardından, liderler, yeni parlamento aritmetiğiyle AB yöneticilerinin seçimini tartışmak üzere Brüksel'de bir araya geldi. AP aritmetiğinin tümüyle değiştiği seçimlerin ardından liderler, "AB'nin Başbakanı" olarak tanımlanan, Jean-Claude Juncker'den boşalacak AB Komisyonu Başkanlığı için kıran kırana pazarlık yürütüyor. AB'nin bu en önemli koltuğu için Alman Manfred Weber, Hollandalı Frans Timmermans, Fransız Michel Barnier ve Danimarkalı Margrethe Vestager'in adı öne çıkıyor.

Avrupa Parlamentosu'ndaki güç dengelerini önemli ölçüde değiştiren seçimlerden iki gün sonra, AB liderleri Birliği yönetecek kilit isimleri tartışmak üzere Brüksel'de bir araya geliyor. Zirveye, AB'den çıkmaya hazırlanan İngiltere'nin istifasını açıklayan Başbakanı Theresa May de katılacak. Liderler, önümüzdeki 5 yıl boyunca, AB'nin yürütme kurumu Komisyon Başkanlığı'na, Avrupa Parlamentosu'na ve Merkez Bankası Başkanlığı'na kimin önerileceğine karar verecek.

Hangi grup kaç sandalye çıkardı

Seçimlerin en önemli sonucu, 1979 yılında yapılan ilk seçimlerden bu yana, AP'de salt çoğunluğa sahip olan iki büyük grup merkez sağ ve merkez solun liderliğinin sona ermesi oldu. Bundan böyle bir karar alabilmek için diğer grupların da onayı gerekecek. Bu da AP içinde yeni uzlaşma ve ittifakları zorunlu kılacak.

Parlamentonun en büyük grubu Avrupa Halk Partisi (PPE), parlamentodaki 751 sandalyeden 180'ini kazandı. Onu takip eden, Sosyalist ve Sosyal Demokrat grup (S&D) 146, Liberal ve Demokrat Grup (ALDE) 109, Yeşiller (Greens) 69, milliyetçi Avrupa Muhafazakar ve Reformist Grubu (ECR) 59, Fransız ve İtalyan aşırı sağ partilerinin birleştiği göçmen karşıtı Özgürlük ve Ulus Avrupası (ENF) 58 , Özgür Avrupa ve Doğrudan Demokrasi grubu (EFDD) 54 ve radikal sol partilerin birleştiği Avrupa Birleşik Sol Grubu (GUE) 39 sandalye çıkardı.

'Spitzenkandidat' bitti

Yeni parlamento aritmetiği, AB kurumlarını yöneten isimlerin, parlamentonun iki büyük grubunun aralarında uzlaşarak belirlediği 'spitzenkandidat' presibini de tarihe gömdü. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Her durumda biz spitzenkandidat prensibine karşıyız. Bu demokratik değil" diyerek, yeni yöneticilerin daha geniş bir uzlaşmayla belirleneceğinin işaretini verdi. Yunanistan lideri Alexis Çipras ve Macaristan Başbakanı Victor Orban da, bu ilke ile ismi öne çıkan Manfred Weber'i desteklemediğini açıkladı.

Parçalı görüntü sergileyen parlamentoda grupların uzlaşamaması durumunda zayıf bir ihtimal olsa da 'spitzenkandidat' prensibi yeniden harekete geçirilebilir. Ancak bu durumda, Yeşiller ve liberallerin de üzerinde uzlaştığı bir isim önerilmesi zorunluluğu doğuyor.

4'lü koalisyon olur mu?

PPE, yalnızca parlamento aritmetiğinde kaybetmedi; AB Konseyi'ndeki liderler tablosuna bakıldığında da PPE'nün durumu hayli zor. Beş yıl önce, AB liderleri arasında 12 PPE üyesi lider vardı, şimdi bu rakam 8'e geriledi. Buna karşılık 69'dan 109'a yükselen liberaller ile, 52'den 69'a yükselen Yeşiller'in masada gücü arttı. Ve başta Macron olmak üzere, liberal liderler, grubun bu kilit önemini pazarlıklarda sonuna kadar kullanmakta kararlılar.

Önümüzdeki dönemde, bu pazarlıklar sırasında, PPE, S&D, ALDE ve Yeşiller'den oluşan, merkez sağ, merkez sol, liberal ve Yeşil"dörtlü bir koalisyon" görmek mümkün olacak.

Aşırı sağ 3 grup ise, 16 sandalye daha kazanarak 154 parlamentere sahip oldu. İtalyan Başbakanı Yardımcısı Matteo Salvini ENF grubunun en güçlü ismi. Daha önce 5 milletvekili bulunurken, bu sayıyı 28'e yükselten Salvini masada, 29 milletvekili çıkaran Merkel kadar güçlü olmak, ENF grubundaki gücünü artırmak istiyor. Ancak, 3 grup birleşse de, aşırı sağın parlamento içindeki kararlarda etkinliği sınırlı olacak.

Fransa-Almanya çatışması

Böyle olunca da, AP içinde Yeşiller ve Liberal Grup kararlarda kilit rol oynayacak. Merkel'in desteklediği PPE'nin Komisyon Başkanı adayı Manfred Weber'in seçilmesi, diğer grupların desteği olmaksızın mümkün görünmüyor. Hatta Fransa, kesinlikle Almanya'dan bir başkan seçilmesini istemiyor. Macron'un partisinden liste ikincisi olarak milletvekili seçilen eski sosyalist, çevreci politikacı Pascal Canfin, 'Weber hipotezi ölmüştür' diyerek, Fransa'nın bu adaylığı desteklemeyeceğini açıkça dile getirdi.

Buna karşılık Fransa, Brexit müzakerelerini yürüten, eski Fransa Dışişleri Bakanı, tecrübeli diplomat Michel Barnier'nin adaylığını öne sürüyor. Brüksel kulislerinde "En Avrupalı Fransız" diye anılan Barnier aday olmazsa, Macron, liberal grubun adayı, Danimarkalı 51 yaşındaki Margrethe Vestager'i desteklemeyi planlıyor. Bunun karşılığında ise Avrupa Merkez Bankası'nın (BCE) başına bir Fransız gelmesi için pazarlık yapıyor.

Merkel'in de, Weber'in AP Başkanı olması durumunda, komisyon başkanlığından vazgeçmeye hazır olduğu dillendiriliyor. Almanya, CDU ile CSU'nun birleşmesinin sembolü olan Baviyeralı Weber'i başkan olarak görmek istiyor. AP Başkanlığı ya da Merkez Bankası Başkanlığı karşılığında, AB Komisyonu Başkanlığı'nın Weber'e verilmesi için pazarlık yürütüyor. Zira, Weber'in seçilememesi Merkel için yeni bir başarısızlık olacak.

Margrethe Vestager tek kadın aday

Seçimlerde 35 koltuk kaybederek 150'ye gerileyen Sosyal Demokrat grup ise Hollandalı politikacı, AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ı aday gösteriyor. Ancak hayli kan kaybeden sosyalist grubun şansı zayıf. Ancak dengeler gereği sürpriz bir aday olarak çıkması bekleniyor. Bu noktada Yeşiller'in ve liberal grup ALDE'nin tercihi kilit önem taşıyacak. Liberaller, Rekabetten sorumlu AB Komiseri, 'tek kadın aday' Margrethe Vestager için kulis yapıyor.

Merkel, Avrupa Konseyi Başkanı mı?

AB Komisyonu başkanlığı birliğin en önemli görevi. Ancak bunun yanısıra 4 görev için daha seçim yapılacak: İtalyan Antonio Tajani'nin yerine AP Başkanı, İtalyan Mario Draghi'nin yerine Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı, Polonyalı Donald Tusk'ın yerine AB Konseyi Başkanı ve İtalyan Federica Mogherini'nin yerine AB Dışilişkiler Yüksek Temilcisi seçilecek.

AB kulislerinde Almanya Başbakanı Angela Merkel'in adı AB Konsey Başkanlığı için geçiyor. Ancak Hollanda Başbakanı Mark Rutte de bu koltuk için kulis yapıyor.

Seçim 20-21 Haziran'da

Lizbon Anlaşması'na göre, Komisyon Başkanı'nın ismi liderlerin oluşturduğu AB Konseyi tarafından belirleniyor ve öneriliyor. Ancak kararı Avrupa Parlamentosu veriyor. Dolayısıya, liderler, AP içindeki dengeleri yakalamadan, adaylarını seçtiremeyeceklerinin farkında. Adaylar, Konseyin 20-21 Haziran zirvesinde belirlenerek AP'ye önerilecek. Ardından, 1 Temmuz'dan itibaren resmen göreve başlayacak Avrupa Parlamentosu seçim yapacak. Mevcut Başkan Jean Claude Juncker'in görevi 31 Ekim'de sona erecek. Yeni ekip Kasım ayı itibariyle göreve başlayacak.