AKP hükümeti ise geçen yasanın Avrupa standartlarına uygun olduğunu söylüyor. Yeni ülke için güvenlik yasası polise çok geniş yetkiler veriyor.
Yasa polise tutukladığı kişilere karşı resmi bir suçlamada bulunmadan 24 saat tutma izni veriyor. Yasa ayrıca protestolarda kullanılan sosyal medyanın kontrol altına alınmasını ve vatandaşların evlerinin aranması konusunda da polisin yetkisini arttırıyor.
Yeni yasa ülke içinden ve uluslararası çevrelerden ciddi eleştiri aldı.
Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair Webb yasanın ülke için geriye atılmış bir adım olduğunu söylüyor.
Hükümetin polisin gücünü arttırarak bunu muhaliflere karşı kullanabileceğini söyleyen Webb, aynı zamanda polisin de yasayı kendilerinin hoşlanmadıkları kişilere karşı kullanabileceğine dikkat çekiyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kürtler’in Türkiye’nin Kobani’ye yardım etmesi için başlattıkları gösterilerin sonrasında bu yasaya gereksinim olduğunu söyledi. Olaylarda 40 kişi yaşamını yitirmişti.
Yeni yasa uyarınca şiddet yaşanan gösterilere karışan kişilere çok daha ağır cezalar geliyor.
Eleştiriler her gün artsa da Davutoğlu yeni yasanın Avrupa standartlarına uygun olduğunu söylüyor.
Reformların özgürlük ve güvenliği dengelediğini belirten başbakan, yasanın özel hayatı, bireysel hakları ve özgürlüğü koruduğunu söyledi. Davutoğlu, yasanın amacının gösterilerde silah kullanımını engellemek olduğunu belirtti ve tüm uygulamaların AB standartları ve evrensel standartlara uygun olacağını da ekledi.
En çok tartışma yaratan maddelerden biri, polisin kişilerin evlerini aramak için bir suç işlendiğine dair yalnızca “makul kuşku”ya sahip olması gerekliliğinin getirilmesi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Sinclair, yasanın bazı kısımlarının uluslararası standartlara uyduğunu kabul etse de polisin elindeki yetkiyi kullanma konusundaki sicilinin kaygı yarattığını söylüyor.
Sinclair, dava hukukuna bakıldığında ve Türk polisinin geçmişte sürekli yetkisini kötüye kullandığı göz önünde bulundurulduğunda ve sevmedikleri kişileri rastgele aradıkları düşünüldüğünde, yasaya farklı gözden bakmanın gerekli olduğunu belirtiyor.
Hükümetin önerdiği yasa aynı zamanda mahkeme kararı olmadan çeşitli internet sitelerinin kapatılmasına da olanak sağlıyor. Benzer bir öneri geçtiğimiz sene içinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Bu öneriye göre hükümet hiçbir mahkeme kararı olmadan istediği siteyi dört saat boyunca kapatabiliyor. Kurumun sitenin engellemesini uzatmak için 24 saat içinde mahkemeye gitmesi, mahkemenin de 48 saat içinde karar vermesi gerekiyor. Bu da sitelerin keyfi bir biçimde dört gün boyunca kapatılabileceği anlamına geliyor.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Nuray Mert, Türkiye’nin endişe verici bir yönde ilerlediğini söylüyor. Hükümetin birkaç ay önce istihbarat güçlerini arttırmaya çalıştığını ve bunun da istihbarat devletine dönüşme ile ilgili endişe yarattığını hatırlatan Mert, ülkede özgürlüklerinin çok hızlı şekilde yok edildiğini söylüyor. Mert’e göre Türkiye çoktan otoriter devlet statüsü kazanmış durumda, ancak durum her yeni yasayla daha da kötü hale geliyor.
Hükümet ise endişelerin yersiz olduğunu ve yeni güçlerle ilgili parlamento komisyonu kurulabileceğini söylüyor. Ancak birçok kişi çoğunluk üyelerini iktidar partisinin oluşturacağı bu komisyonun da hükümeti destekleyeceğine dikkat çekiyor.