Merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Avrupa Birliği ve kurumlarıyla ilgili olarak hazırladığı ilk raporu yayınladı. Rapor, Avrupa Parlamentosu dahil birçok AB kurumunun yeterince saydam olmadığını ortaya koyuyor
WASHINGTON —
Avrupa Birliği, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından ilk kez mercek altına alındı. Örgün baş araştırmacısı Mark Perara’ya göre, Avrupa Birliği ve çok sayıda kurumunun ciddi sorunları var:
“Avrupa Birliği’nin karar alma mekanizmalarının yeterince saydam olmaması, lobicilik faaliyetlerinin şeffaflıktan yoksunluğu gibi sistem çapında bazı sorunlar tespit ettik. Avrupa Birliği’nin karar alma süreçlerinde kilit rol oynayan üst düzey yetkililer arasındaki çıkar çatışmalarının daha etkili şekilde yönetilmesi gerekiyor. Kurum içi yolsuzlukları ortaya çıkaranlar, yeterince korunmuyor. Yolsuzluk yapan şirketlere yönelik yaptırımlarsa oldukça zayıf.”
Yolsuzluklara en sık rastlanan alan, yasama ve yürütmeyi etkileyen lobicilik. Rapor, Avrupa Birliği’nin lobicilerin liderlerle ilişkilerini kontrol eden mevcut kurallarının son derece gevşek olduğuna dikkat çekiyor.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü uzmanı Jacob Kierkegaard da aynı görüşte:
“Avrupa kıtasındaki kısıtlamalardan sorumlu olan Avrupa Birliği gibi bir kurum için şeffaflık, olmazsa olmaz bir yükümlülük. Lobiciliğin gücünün farkında olmamak ve lobicilerin siyasetçilere kısıtlamasız erişimi, demokratik bir ülkede kabul edilebilir bir durum değil.”
Birçok ülke lideri ve siyasetçiler, yasalar uyarınca mal varlıklarını ve çıkar ilişkilerini açıklamak zorunda. Bunun nedeni, aldıkları kararların kamu çıkarlarıyla çatışmadığı konusunda kamuya güvence vermek. Mark Perara’ya göre AB, bu konuda da sınıfta kaldı:
“Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun mali çıkarlarını beyan etmek zorunda olduğunu görüyoruz. Ancak mal varlığı beyanlarındaki mali bilgilerin kapsamlı ve sistemli bir şekilde doğrulandığına dair herhangi bir kanıta rastlamadık.”
Peterson Enstitüsü’nden Jacob Kierkegaard’a göre, Avrupa Birliği’nin yolsuzlukla mücadele yasalarını güçlendirmesi zor:
“Bu sorunu kökten çözmek isterseniz reform yapıp Avrupa Birliği Anlaşması’nı sil baştan yazmanız gerekir. Bu da son derece külfetli bir siyasal süreç. Amerikan Anayasası’nı yeniden yazmaya benziyor. Hiçbir siyasetçi böyle bir işe kalkışmak istemez.”
Kamuoyu yoklamaları, Avrupa Birliği sınırları içinde yaşayanların yüzde 70’inin Avrupa Birliği kurumlarının yolsuzluklara açık olduğuna inandığını gösteriyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü yetkililerine göre AB liderleri eğer bu konuda kaygılıysa, skandallar patlak vermeye başlamadan önce yolsuzluklarla ilgili riskleri derhal masaya yatırmaları gerekiyor.
“Avrupa Birliği’nin karar alma mekanizmalarının yeterince saydam olmaması, lobicilik faaliyetlerinin şeffaflıktan yoksunluğu gibi sistem çapında bazı sorunlar tespit ettik. Avrupa Birliği’nin karar alma süreçlerinde kilit rol oynayan üst düzey yetkililer arasındaki çıkar çatışmalarının daha etkili şekilde yönetilmesi gerekiyor. Kurum içi yolsuzlukları ortaya çıkaranlar, yeterince korunmuyor. Yolsuzluk yapan şirketlere yönelik yaptırımlarsa oldukça zayıf.”
Yolsuzluklara en sık rastlanan alan, yasama ve yürütmeyi etkileyen lobicilik. Rapor, Avrupa Birliği’nin lobicilerin liderlerle ilişkilerini kontrol eden mevcut kurallarının son derece gevşek olduğuna dikkat çekiyor.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü uzmanı Jacob Kierkegaard da aynı görüşte:
“Avrupa kıtasındaki kısıtlamalardan sorumlu olan Avrupa Birliği gibi bir kurum için şeffaflık, olmazsa olmaz bir yükümlülük. Lobiciliğin gücünün farkında olmamak ve lobicilerin siyasetçilere kısıtlamasız erişimi, demokratik bir ülkede kabul edilebilir bir durum değil.”
Birçok ülke lideri ve siyasetçiler, yasalar uyarınca mal varlıklarını ve çıkar ilişkilerini açıklamak zorunda. Bunun nedeni, aldıkları kararların kamu çıkarlarıyla çatışmadığı konusunda kamuya güvence vermek. Mark Perara’ya göre AB, bu konuda da sınıfta kaldı:
“Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun mali çıkarlarını beyan etmek zorunda olduğunu görüyoruz. Ancak mal varlığı beyanlarındaki mali bilgilerin kapsamlı ve sistemli bir şekilde doğrulandığına dair herhangi bir kanıta rastlamadık.”
Peterson Enstitüsü’nden Jacob Kierkegaard’a göre, Avrupa Birliği’nin yolsuzlukla mücadele yasalarını güçlendirmesi zor:
“Bu sorunu kökten çözmek isterseniz reform yapıp Avrupa Birliği Anlaşması’nı sil baştan yazmanız gerekir. Bu da son derece külfetli bir siyasal süreç. Amerikan Anayasası’nı yeniden yazmaya benziyor. Hiçbir siyasetçi böyle bir işe kalkışmak istemez.”
Kamuoyu yoklamaları, Avrupa Birliği sınırları içinde yaşayanların yüzde 70’inin Avrupa Birliği kurumlarının yolsuzluklara açık olduğuna inandığını gösteriyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü yetkililerine göre AB liderleri eğer bu konuda kaygılıysa, skandallar patlak vermeye başlamadan önce yolsuzluklarla ilgili riskleri derhal masaya yatırmaları gerekiyor.