Yenidoğan çetesi davasında, örgütün lideri sayılan Fırat Sarı savunma yaptı. Dr. Sarı, “Hastane sahiplerinin bu sistemden haberi vardı” dedi ve ilaç satma, bebekleri para kazanmak için yenidoğan ünitelerine sevk etmek gibi konularda itiraflarda bulundu. Davaya, 26 Kasım Salı günü devam edilecek
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan çocuk başına 8 bin lira kazanmak için en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları düşünülen “Yenidoğan Çetesi”nin ilk duruşması altıncı günde tamamlandı.
Örgütün lideri olarak kabul edilen, bir numaralı sanık Fırat Sarı, Cumartesi günü hakim karşısındaydı. Doktor Sarı, çapraz sorgu sırasında birçok önemli detay paylaştı.
Fırat Sarı: “Hastane sahiplerinin haberi vardı”
Fırat Sarı, savcının “Para karşılığı bebekleri yönlendirdiğinden hastane sahipleri ve yöneticilerinin haberi var mıydı?” sorusuna “Vardı. Hastane isim isim bilmiyordu ama durumu biliyorlardı” diye yanıt verdi.
İddianame ve fezlekede hastane sahipleri ve yöneticilerle ilgili “Sistematik şekilde kazanç sağlamak amacı ile hastane sahipleri ile işbirliği yaparak dolandırıcılık faaliyetlerinde bulundukları…” şeklinde ibareler yer alıyordu.
İddianamenin genel değerlendirme kısmında ise hastane sahipleri ve başhekimlerin, maddi çıkar sağladıklarına değinilmişti.
Sarı’nın hastane sahipleriyle ilgili itirafı salonda gerginliğe yol açtı. Sanık avukatları, savcı ve mahkeme başkanının hastane sahipleriyle ilgili sorularına itiraz etti.
“Hastanelerde hasta savaşı var, herkes hastasının daha fazla olmasını ister”
Yenidoğan Çetesi’nin lideri olarak görülen Fırat Sarı, duruşmada bu sistemi neden kurduğunu da anlattı ve “Hastanelerde hasta savaşı var. Herkes hastasının daha fazla olmasını ister. Bunun için yapılıyor” dedi.
Dosyada yer alan bilgilere göre, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu hastanelere her bir çocuk için 8 bin lira ödeme yapıyor.
Dolayısıyla çetenin esas faaliyeti olarak; bebekleri olması gerektiğinden daha uzun süre yenidoğan ünitelerinde yatırmak gösteriliyor. Bu şekilde bebeklerin hayatını kaybettikleri öne sürülüyor.
“Ölümlere sebep olmadım”
“GNZ şirketini kurma amacımız, doktor ve hemşireleri de buna ortak etmek, ödemeleri yasal hale getirmekti” ifadelerini kullanan Sarı, bebek ölümlerine neden oldukları yönündeki suçlamaları ise kabul etmedi.
İddianamede İlker Gönen ile birlikte örgüt lideri olarak tanımlanan Reyap Hastanesi Yenidoğan Bakım Doktoru Sarı , “Bir ihmal olduğunu düşünmüyorum. Çocukların ölümüne asla sebep olmadım. Çoğuna da ben dahil değildim. Üzerime düşeni yaptım. Kimsenin fiş çektiği falan yok. Siz buradan duyunca irrite oluyorsunuz. Haklısınız ama bunlar muhabbet. Üstelik ben hastaları uzun uzun yatırmakla suçlanıyorum. Neden öldüreyim? Bu davada hakları gasp edilen çok insan var. Kendimi insan olarak görmüyorum ama gençler çok acımasız” değerlendirmesinde bulundu.
Yenidoğan çetesi en az 10 çocuğun ölümüne neden olmakla suçlanıyor.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve “nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ayrıca 11 kez de resmi belgede sahtecilik suçlarından toplam, 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezası isteniyor.
Savcıyla sanık arasında gerginlik
Fırat Sarı’ya özellikle hemşire ve doktorlarla arasındaki konuşmalar soruldu.
Sarı, bu soru üzerine savcıya “Siz hiç aranızda dertleşmek için konuşmuyor musunuz?” yanıtını verince Savcı, iddianamede örgüt yöneticisi olarak gösterilen doktora “Benim üzerimden örnek verme” diyerek çıkıştı.
Dosyada, şüphelilerin daha önceden hastanelere gelen denetimlerden haberi olup olmadığı da uzun süre tartışıldı. "Denetim geldi mi sana”, “Çocuk entübe gözüküyor, benim üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler”, “Ben böyle denetim görmedim” gibi konuşmalar iletişim tespit tutanaklarında yer almıştı.
Fırat Sarı, hemşire Damla Atak’ı denetim konusunda uyarmasıyla ilgili soruyu “Biraz tedirgin biridir. Denetim gelirse eli ayağı dolaşır diye uyardım. Başka bir amacım yoktu” diye yanıtladı.
İlaçların satıldığı yine itiraf edildi
Yenidoğan Çetesi’yle ilgili görülen davada en önemli konulardan biri de ilaç satışı konusuydu. Birçok hemşirenin ‘Curosorf’ adı verilen solunum ilacını sattıkları ve buna dair konuşmaların da iddianamede yer aldığı belirtiliyor. Diğer sanıklara olduğu gibi Sarı’ya da ilaç konusu soruldu. Sarı, "SGK, 37 haftanın altında doğan bebeklerde ‘curosurf' ödemesi yapıyor ama büyüklerde yapmıyor. Ama büyük bebeklerin de bu ilaca ihtiyaçları olabiliyor. Bu ilaçları soğuk zincirde tutarak diğer hastalarda kullandık. En fazla 3 gün tuttuk o ilaçları. Artırma dedikleri şey bu. Ama sonradan öğrendim ki bu ilaçları satmışlar” şeklinde yanıt verdi.
İlgili Haberler ‘Yenidoğan Çetesi’ davasında ikinci oturum: “Hemşireler doktor gibi hastalara müdahale etti”
Şikayetçiyi hedef gösterdi
Yenidoğan Çetesi davasının başlangıcı olarak Mart 2023’te yapılan, CİMER şikâyeti gösteriliyor. Fırat Sarı, o kişiye dair “Deniz Gezmiş parkası giyerdi. Nöbetlerde Karl Marx ve Mao Zedong okurdu. Devlet millet hassasiyeti yoktu. Şikayetteki cümleleri o kurmuş olamaz” dedi.
Sarı, şikayetçiyi yasadışı örgütlere katılmasını engellemek için yanlarında tuttuğunu söyledi. 22 tutuklu sanığın bulunduğu dava 26 Kasım Salı gününe ertelendi. Mahkeme ara kararında tutuklu sanıklar için yapılan tahliye taleplerini reddetti.