Türkiye’de ana muhalefet partisi CHP’nin 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde Kürt siyasi hareketi temsilcisi DEM Parti’yle olası işbirliği üzerine, AK Parti ve MHP’nin yeniden “terörle ilişkili olmak” suçlaması yapabileceği ya da AK Parti’nin strateji değiştirebileceği yorumları yapılıyor.
CHP, 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP-Yeşil Sol Parti’nin desteği nedeniyle iktidar cephesi tarafından terörle ilişkili olmakla suçlanmasının ardından, şimdi yerel seçimler için Kürt siyasi hareketiyle işbirliğini değerlendiriyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimlerde 31 Mart 2019’da olduğu üzere ittifak arayışına Meral Akşener ile görüşmesinin ardından İYİ Parti tarafından “ret” yanıtı verilmesi sonrası bugün Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile görüştü. Özel’e, ziyaretinde, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek ile Gül Çiftçi eşlik etti.
Görüşme bitiminde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Partiler sorunları diyalogla çözer. Muhalefet partilerinin müzakereye ihtiyacı var” ifadesini kullanmakla yetindi.
Your browser doesn’t support HTML5
Bakırhan’dan sonra söz alan Özgür Özel, “Siyasi partilerin aralarındaki diyalog demokrasi ve parlamentonun üretkenliği açısından temel taşlardan bir tanesidir. Biz kurultayımızı yaptıktan sonra Sayın Eş Genel Başkanlarım arayarak kutlamışlardı. Sonra takvime baktığımda onlar da bizden hemen önce kurultaylarını yapmışlardı. Bizim o kurultay yoğunluğu içinde partimizden bir hayırlısı olsun ziyareti gerçekleşmemişti. Ben bugün heyetimizle birlikte o ziyareti gerçekleştirdim. Türkiye’yi ve dünyayı değerlendirdik. Önümüzdeki süreci değerlendirdik. Çok verimli ve yapıcı görüşme gerçekleştirdiğimizi ifade etmek isterim. Bundan sonraki süreçlerde de diyalogumuz, karşılıklı görüşmelerimiz sürecek. Biz bu diyaloğun ve görüşmelerin Türkiye demokrasisine çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise, “Bizler bugün biraraya gelmişken Türkiye'nin ve dünyanın içerisinden geçtiği süreci değerlendirdik. Diyalog yolunun açık olması özlediğimiz bir şeydi. Önümüzdeki süreçlerde ülkemizin içinde bulunduğu krizlere, savaşlara karşı barışı getirebileceğimizi, diyalog kanallarının açık olacağını ümit ediyoruz. Ümit ediyoruz ki biz böylesi bir tabloyu Türkiye'deki bütün siyasi partilerle birlikte bu konuda rol alırız” diye konuştu.
Ankara’daki kulis bilgilerine göre CHP ile DEM Parti arasında, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde özellikle büyükşehirler açısından karşılıklı jest şeklinde belediye başkanı adayı çıkarmama tavrı ise pek olası görülmüyor. İstanbul, Ankara ve Aydın’da mevcut başkanları ile devam etme kararını daha önce ilan eden CHP’nin yarınki Parti Meclisi’nde belediye başkan adaylarıyla ilgili ilk açıklaması bekleniyor. DEM Parti’nin ise haftasonunda Parti Meclisi’nde 31 Mart 2019’un aksine 81 ilde kendi adaylarıyla yarışma kararı alacağı konuşuluyor. Dolayısıyla HDP’nin 31 Mart 2019’da “Batı illerinde AK Parti’ye kaybettirme” stratejisiyle herhangi bir ittifak olmaksızın ancak fiilen CHP lehine belediye başkan adayları göstermeme yaklaşımının bu yerel seçimde rafa kalkacağı tahmin ediliyor. Bu noktada başta İstanbul olmak üzere Antalya, Adana, Mersin gibi illerde CHP açısından seçmenin sandıkta nasıl karar vereceği merak konusu.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan siyasal iletişim uzmanı Suat Özçelebi, CHP’nin Kürt seçmene de kendi seçmenine de yerel seçimlerde olası işbirliğini iyi anlatması gerektiğini aksi takdirde bu sefer terör gerekçesiyle
karşısında İYİ Parti’yi de bulabileceği görüşünü dile getirdi. Kamuoyu araştırmacısı Roj Girasun ise, DEM Parti’nin kendi adaylarını çıkarmasıyla AK Parti’nin terör suçlaması propagandası yürütemeyeceği düşüncesinde. Mayıs ayındaki seçimler sonucunda İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan karşısında dört puanlık bir avantaj sağladığını anımsatan Girasun, AK Parti’nin büyükşehirlerde terör suçlamasıyla iyi sonuç alamadığını gördüğünü kaydetti.
Suat Özçelebi, “Mayıs döneminde seçim çalışmalarında manipülasyon olarak muhalefeti terör gruplarıyla ilişkilendirme sandıkta iktidar lehine bir sonuç getirdi. Dezenformasyon özellikle iktidarın etkili seçim araçlarından birine dönüştü. Muhalefet, bu ve benzeri tutumların önlenmesiyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu (YSK) düzeyinde bir sonuç yaratması için zamanında harekete geçmedi. Ve 31 Mart arifesinde yine bu propaganda ve manipülasyonların deneneceğini ‘yandaş medya’nın haber başlıkları ve DEM ile muhalefet partileri arasındaki görüşmelerini yansıtış biçiminden anlıyoruz. Etkili olmasının önünde en büyük engel, yine muhalefetin sürecin her aşamasında ürkek, kararsız bir tutum sergilemek yerine DEM ile ve Kürt seçmenle net, her yere çekilebilecek bir söylemi dışlayan bir iletişime girmesi. Hem kendi seçmenine hem de Kürt seçmene iktidarın medya gücünü yabana atmadan ulaşması, politikalarını ve kendini anlatabilmesi çok önemli. CHP bunu başarmakta ciddi zafiyet gösteriyor, üstelik karşısında bu kez sadece Cumhur İttifakı değil, İYİ Parti gibi diğer muhalefet partilerini de bulabilir” diye konuştu.
Rawest Araştırma’nın kurucusu Roj Girasun ise, DEM Parti’nin bu sefer 2019 benzeri işbirliği sergilemeyeceği görüşünü paylaşarak, “Eğer DEM Parti kendi adaylarını çıkarırsa AK Parti’nin böyle propaganda yapması daha zor görünüyor. Yani aksine seçimleri biraz daha yerel seçim havasına sokacak şekilde genel seçimlerden çıkaracak. Bunun üzerinden de DEM Partili seçmenlerin kendisine (AK Parti’ye) karşıtlığını zayıflatacak bir strateji izleyebilir. Tersi olursa AK Parti’nin aleyhine olur. Çünkü terör suçlaması büyükşehirlerde çok tutmadı aslında. Ama Türkiye genelinde AK Parti bu güvenlikçi söylemde başarılı oldu. O sebeple bunun yeniden büyükşehirlerde izleneceği kanaatinde değilim. Daha çok ‘Ekrem İmamoğlu’nun sıkıntıları, yanlışları’ üzerinden bir kampanya yürütülebilir. AK Parti açısından aday merkezli bir kampanya yürütülerek, genel seçimden ziyade yerel seçimlere odaklanan bir seçim olacağını bekliyorum” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
CHP liderliğini üstlenmesinden bugüne Kürt seçmenlere yönelik mesajları ve bugünkü ziyareti bağlamında Özgür Özel’in tutumunu sorduğumuz uzman isimler, CHP açısından durumu “zor” olarak değerlendirdi.
Özçelebi: “Bugün terör ile Kürt sorunu ayrışmasında mesaj verme fırsatını kaçırdı”
Suat Özçelebi, “Daha cesur bir adım atmaya çalışıyor CHP, Özgür Özel ile, özellikle ‘diyalog’ konusunda. Ancak bir şehit cenazesinden DEM Parti’ye gittikten sonra bugün orada bu şehit cenazesinden hiç bahsetmemesi yanlış oldu. Kürt sorunu ve terör ayrıştırmasını, bakış açılarındaki tutarlılığı zedelemeden anlatmak açısından bir fırsatı da bugün kaçırdığını düşünüyorum. DEM Parti’ye taviz gibi sunulmaya açık bir zemin yarattı. Nasıl Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ziyaret ettiğinde (7 Aralık Perşembe günü) kimse bu ziyareti sorgulamaz, gündem bile yapmazken, Özel’in ziyaretini ‘bölücülerle buluştu’ suçlamasına dönüştürebiliyorlarsa. Özel, bu çelişkili tutumların bir yandan demokrasiyi, diyaloğu savunurken mümkün olamayacağının da altını çizmeliydi. DEM Parti ile CHP ilişkisinin, hele işbirliğinin seçimin muhalefet lehine sonuçlanması açısından İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehirde kritik önemde olması gerçeği, her DEM Parti ile görüşmesiyle ilgili iktidar ve basını tarafından bir istismar konusuna dönüştürüleceğini düşündürüyor. Kürt seçmeni de etkilemek için iktidar ve basını her şeyi deneyecek” görüşlerini aktardı.
Girasun: “CHP için ittifak iklimi olmayan zor siyaset dönemi söz konusu”
Roj Girasun ise, “Bence CHP ittifaklardan ziyade kendi vücuduyla büyümeye dair bir siyaset izlemesi gerektiğinin zorunluluklarını da görüyor. Yani Kılıçdaroğlu döneminde CHP daha çok ittifaklar üzerinden bir siyasal pozisyon belirliyordu. Ama bugün itibariyle CHP’nin yalnızca ittifaklarla büyüyebilme kapasitesi sınırlı. Çünkü artık ittifakların önemli bir kısmı olmayacak gibi bir görüntü var. Bu sebeple de HDP’li (DEM Parti’li) seçmenlerle arayı açmıyor. HDP (DEM Parti) üzerinden seçmenlerine genel anlamda Kürt seçmenlere bir mesaj veriyor. CHP için artık ittifakların biraz zorlaştığı ve siyaset yapma imkanının fazlasıyla zorlaştığı bir iklimdeyiz” diye konuştu.